Sonuç: Bağnazlığa Karşı Yapılması gereken tek şey, Kuran ile eğitim vermektir.

Şu anda bütün dünya, yeryüzünün en doğusundan en batısına kadar her yanı sarmış olan radikalizm belası ile kuşatılmış durumda. Bu sorun ilk emarelerini verdiğinde pek çok batılı ülke bunun kolaylıkla üstesinden geleceğini zannetmişlerdi. Ama öyle olmadı. Çünkü radikal İslam, mevzu hadislerden beslenen bir inanç şeklidir. Ve İslam ülkelerinin ve İslam alimlerinin büyük bir kısmı –vahşet […]

Continue Reading

Kuran’a Göre, Musevilerin Kutsal Topraklarda Yaşama Hakkı Vardır

Genelde bir kısım Müslüman toplulukları, Kuran ayetlerini bilmediklerinden ve İslam konusunda ciddi şekilde cahil olduklarından Musevileri Kutsal Topraklardan uzaklaştırma veya oradaki İsrail devletini haritadan silme gibi tehditlerle ortaya çıkarlar. Oysa söz konusu kişiler bunu yaparken, Kuran’a muhalefet ettiklerinin farkında bile değildirler. Kuran’a göre, Kutsal Topraklarda yaşamak Musevilerin hakkıdır. Bu konudaki Kuran ayetleri şöyledir: Hani, Musa […]

Continue Reading

Peygamberimizin Tevrat ve İncil ile İlgili Uygulamaları

Müslim şöyle nakletmişti: “Ebu Hüreyre’nin tanıklığıyla Hz. Peygamber (sav)’in söylediğini nakletmiştir; ‘Eskiden Hz. Muhammed (sav) demiştir ki, Ehl-i Kitaplar Tevrat’ı İbranice olarak okuyorlardı, ve Müslümanlar için Arapça olarak tercüme ediyorlardı.’” (Mişkatu’l Masabih, 1. Kitap, 6. Bölüm, s. 42) “Al-Hafız el-Zehebî kaydediyor ki, Yahudilikten İslâmiyet’e dönen Abdullah İbn Selâm Hz. Peygamber (sav)’e geldi ve ona ‘(Dün […]

Continue Reading

Kuran’da İncil ve Tevrat

Bir Müslüman, gönderilmiş peygamberlerin tümüne ve gönderilmiş hak kitapların da tümüne inanmak zorundadır. Peygamberlerden birini diğerinden ayırt etmemek, Müslümanlığın Kuran’da geçen hükmüdür ve bu hükme uymayan ayete uymamış ve dinden çıkmış sayılır. İşte bu nedenle Müslümanlar olarak Hz. Muhammed (sav) nasıl bizim peygamberimizse, Hz. İsa (as) ve Hz. Musa (as) da bizim peygamberlerimizdir. Bizler, nasıl […]

Continue Reading

Peygamberimiz (sav)’in Kitap Ehli’yle İlişkileri

◉ Peygamberimiz (sav)’in, Kitap Ehli’nin düğün yemeklerine katıldığına, hastalarını ziyaret ettiğine ve onlara ikramda bulunduğuna dair rivayetler bulunmaktadır. ◉ Necran Hristiyanları onu ziyaretlerinde Hz. Muhammed (sav) oturmaları için abasını yere sermiş, onları bu şekilde ağırlamıştır. ◉ Peygamberimiz (sav)’in hanımlarından biri Mısır’dan gelen Hristiyanlardan Mâriye binti Şemun (ra) idi. ◉ Peygamberimiz (sav)’in hanımlarından Hz. Safiyye annemiz […]

Continue Reading

Müslümanlar Kilise ve Sinagogları Korumakla Yükümlüdür, İbadethanelere Saldırı Haramdır

Kiliseler, sinagoglar, camiler Allah’a ibadet edilen evlerdir. Masum insanların kiliselerinde, sinagoglarında ya da camilerinde Allah’a ibadet edilirken öldürülmeleri Allah Katında büyük bir suçtur. Oraya giden insanlar Allah’a dua eden, dindar kimselerdir. Allah’ın adının anıldığı tüm evler ise İslam dininde kutsaldır. Bu evlerin ziyaretçileri Musevi, Hristiyan ya da Müslüman olabilir. Ama önemli olan her birinin Allah’a […]

Continue Reading

Müslümanların Kitap Ehli’ne Adaletli Tavrı

Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (Mümtehine Suresi, 8) Daha önce açıkladığımız gibi, Musevi, Hristiyan veya Müslüman, her ne topluluktan gelirse gelsin, din konusunda iman edenlerle savaşan, zorluk çıkaran, öldürmeye yeltenen, iman edenleri yaşadıkları yerlerden sürmeye yönelen azgın insanlar daima […]

Continue Reading

Müslümanların Kitap Ehli’ne Daveti

İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehli’yle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: “Bize ve size indirilene iman ettik; bizim İlahımız da, sizin İlahınız da Birdir ve biz O’na teslim olmuşuz.” (Ankebut Suresi, 46) De ki: “Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah’tan başkasına […]

Continue Reading

Kuran’da Kitap Ehli’ne Verilen Değer

Müslümanlar Kitap Ehli ile evlenebilirler, onların yemekleri Müslümanlara, Müslümanların yemeği onlara helaldir. Müslümanlar Kitap Ehli ile evlenebilirler, onların yemekleri Müslümanlara, Müslümanların yemeği onlara helaldir: Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) kitap verilenlerin (Musevi ve Hristiyanların) yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü’minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap […]

Continue Reading

Hristiyan ve Musevilerle İlgili Mevzu Hadisler ve Kuran’a Göre Açıklamaları

“Musevi ve Hristiyanları Dost Edinmeme” İddiası Atiyet el -Kuraziy dedi ki: “Kurayza savaşı günü Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem tenasül bölgesi kıllanmış her Yahudinin öldürülmesini emretti. Ben o zaman henüz kıllanmamıştım. Benim durumumu Rasulullah’a arz ettiler. Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem beni bıraktı.” (Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn Mace, İbn Hibban) Bu mevzu hadisle, ergenlik […]

Continue Reading

Yanlış Bilinen Bir Başka Kavram: Takiye

Takiye, “korunmak, saklanmak” anlamlarına gelen bir kelimedir. Kuran’da bu ifade ayette şu şekilde geçer: “Kim imanından sonra Allah’a (karşı) inkara sapıp da, -kalbi imanla tatmin bulmuş olduğu halde baskı altında zorlanan hariç- inkara göğüs açarsa, işte onların üstünde Allah’tan bir gazab vardır…”(Nahl Suresi, 106) Bu ayette özel bir durum tarif edilmektedir: Kişi, iman etmiş olmasına […]

Continue Reading

“Tek Din İslam’dır” İfadesi Neyi İfade Eder?

Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki “kıskançlık ve hakka başkaldırma” (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir. (Al-i İmran Suresi, 19) İslam dininin mahiyetini ve içerdiği anlamı bilmeyenler, genellikle bu ayeti, Hristiyanlık ve Museviliğin reddi olarak algılamakta […]

Continue Reading

Cizye ve Savaş Konusunda Yanlış Bilinenler

Kendilerine kitap verilenlerden, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Resûlü’nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın. (Tevbe Suresi, 29) Gerçek İslam’ı yanlış tanıyanlar genellikle yukarıdaki ayette geçen cizye (bir tür vergi) verme zorunluluğunun sadece Kitap Ehli’ne ait olduğunu iddia eder ve bunun Müslüman […]

Continue Reading

“Musevi ve Hristiyanları Dost Edinmeme” Yanılgısı

Genellikle bağnazlar ve Batıda bir kısım İslam karşıtları tarafından Musevi ve Hristiyan aleyhtarlığına delil olarak gösterilmeye çalışılan Kuran ayetlerinden biri Maide Suresindedir: Ey iman edenler, Yahudi ve Hristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez. (Maide Suresi, 51) Ayette “dost” kelimesi iki defa […]

Continue Reading

“Lanetli Museviler” Yanılgısı

İlk olarak, “bütün Museviler lanetlidir” gibi bir yakıştırma Allah’ın adaleti ve Allah’ın yarattığı din ile kesin olarak uyuşmayan bir ifadedir. Birincisi, Musevilik hak bir dindir ve Müslümanların da bir peygamberi olan Hz. Musa (as)’a indirilmiştir. Allah Kuran’da, Museviliğin ve Musevilerin var olduğunu belirtir, samimi Musevileri över ve Kuran’a göre Müslümanları, tüm Kitap Ehlini sevmekle ve […]

Continue Reading

Bağnazların Dininde Museviler ve Hristiyanlar

Bağnazların özellikle savaş ve kadın konusunda gördüğümüz ürkütücü mantıklarını Kitap Ehli’ne yani Musevi ve Hristiyanlara yönelik bakış açılarında da görmek mümkündür. Yıllarca özellikle Hristiyan ve Musevilere karşı şiddetli düşmanlık beslemiş olan Müslüman toplulukların zehirlendikleri nokta elbette ki yine mevzu hadislerdir. Peygamberimiz (sav)’in dilindenmiş gibi anlatılmış bu sahte hadisler nedeniyle Müslüman topluluklar, Kuran’da övülmüş olan salih […]

Continue Reading

Bağnazlığın Kadın Karşıtlığının Dehşet Verici Aşaması

Buraya kadar bağnaz zihniyetin, kadının güzel ve bakımlı olmasına nasıl karşı olduğunu, kadının hayatın içinde olmaması için ellerinden geleni yaptıklarını gördük. Ancak bağnaz zihniyetin kadın güzelliğinden şiddetli rahatsızlık duymasının bir çok kişi tarafından bilinmeyen hastalıklı bir yönü daha vardır. Kadınların tüm güzelliğini elinden alan bağnaz zihniyet küçük erkek çocuklara da yönelmiştir. Bu zihniyete göre sadece […]

Continue Reading

“Makyaj, Bakım, Temizlik ve Güzelleşmenin Haram Olduğu” İddiası

Güzel Kokuyu Yasaklayan Mevzu Hadisler Camiye gelirken kokulanan kadın evine dönüp de cünüplükten ötürü boy abdesti alır gibi yıkanmadıkça, Allah Katında onun namazı kabul olmaz. (Avnül Mabül, 11/230) İmam Cafer-i Sadık: “Hiç bir kadının, evinden dışarı çıkarken elbisesine güzel koku sürmemesi gerekir.” (El-Kafi, C.5, S.519) Resul-i Ekrem (s.a.v): “Bir kadın kocasından başkası için güzel koku […]

Continue Reading

“Altın ve İpeğin Yasak Olduğu” İddiası

Resulullah (sav) bir miktar ipek alıp sağ avucuna koydu, bir miktar da altın alıp sol eline koydu sonra da: “Şu iki şey ümmetimin erkek kısmına haramdır” buyurdu. [Tirmizi, ve Nesai’de Ebu Musa’dan gelen diğer bir rivayette; “Ümmetimin erkeklerine, ipek elbise ve altın haram kılındı, kadınlarına helal kılındı” buyrulmuştur.] Bağnazlar erkeklere altın ve ipeği de yasaklamış, […]

Continue Reading

“Resim ve Heykel Sanatının Haram Olduğu” İddiası

Cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır. (Buhari-Tesavir, 89) Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim resim yaparsa, Allah onu kıyamet günü, yaptığı resim sebebiyle, onlara ruh üfleyinceye kadar azap eder. Hiçbir zaman da ruh üfleyici değildir.” (Buhârî, Tâ’bir) Allah’ın yanında azabı en şiddetli olan insanlar tasvircilerdir. (Müslim, 6:369) Şu suretleri yapanlar kıyamet gününde azap görürler ve […]

Continue Reading

“Müzik ve Şiirin Haram Olduğu” İddiası

Kadı Ebu Bekir İbnu’l Arabî, Ahkâmu’l Kur’an’ında, Abdullah bin Mübarek ve İmam Mâlik’in Hz. Enes’ten rivâyet ettiği bir hadisi nakleder: “Her kim, bir mûsikî meclisinde bir şarkıcı kızın söylediği şarkıyı dinlerse ahiret günü onun kulaklarına erimiş kurşun dökülecektir.” “Sizden birinizin içinin kusmuk ve kanla dolu olması şiirle dolu olmasından daha hayırlıdır.” (M. Mesabih, 4/4809) Musiki […]

Continue Reading

“Mizahtan Kaçının” İddiası

Mizah konusu hakkındaki yasaklamaya burada ayrıca değinmekte fayda vardır. Başarılı mizah bir sanattır. Bunu mükemmel yapan insanlar genellikle akıl ile sanatı birleştirerek müthiş eserler meydana getirirler. Mizah ile kimi zaman ortama neşe getirilir kimi zaman da açıkça eleştirilemeyecek konular üstü kapalı ama gönül alıcı ve yapıcı şekilde ifade edilir. Karşı tarafı neşelendiren, öğüt veren ama […]

Continue Reading

“Şakalaşmaktan, Mizahtan, Gülmekten Kaçınmak Gerektiği” İddiası

Uydurma hadisler, bağnaz zihniyetteki insanların, mutluluktan, insanın en tabi özelliği ve en büyük ihtiyaçlarından biri olan gülmekten, mizah gibi güzel nimelerden nasıl da uzak kaldıklarını açıkça ifade etmektedir. Ebu Abdullah şöyle buyurdu: “Kahkaha şeytandandır.” (İman ve Küfür Kitabı / Usul-u Kafi kitabı / El-Kuleyni, S.1068) Ebu Abdullah şöyle buyurdu: “(Aşırı) şakalaşmalardan, mizahtan sakının; çünkü o […]

Continue Reading

Bağnazların Sanat Nefreti

İslam toplumlarının Peygamberimiz (sav)’in döneminden kısa bir zaman sonra bozulmaya doğru gitmesinin en temel sebebi söz konusu toplulukların Kuran’ dan uzaklaşmalarıdır. Bir önceki bölümde gördüğümüz gibi dinin esası olarak Kuran’ı değil sadece kendi kirli ve karanlık zihinlerini ve mantık örgülerini kabul eden bağnazlar, özellikle de kadınları Kuran’dan, ibadetten, fikri mücadeleden, tebliğden uzak tutmak için binlerce […]

Continue Reading

Peygamberimiz (sav)’in Kadınları Öven Sözleri

Elbette bir kadının İslam’daki değerini anlamamız için bizim rehberimiz Kuran’dır. Peygamberimiz (sav) yalnızca Kuran’ın uygulayıcısı olduğuna göre, Peygamberimiz (sav)’in Kuran’la mutabık uygulamalarını anlatan hadislerin doğruluğundan emin oluruz. Nitekim söz konusu sahih hadisler, kadınlara karşı ürkütücü bir bakış açısı sergileyen ve Kuran’ın ruhundan tamamen uzak olan mevzu hadislerle tam olarak zıt anlamlar ve uygulamalar içermektedir. Kuran’la […]

Continue Reading

Kadınlar Hakkında Diğer Yanlış Bilinenler

Kuran’da kadın konusunda diğer yanlış bilinen konulardan bir tanesi, Hz. Adem (as) ve eşi ile ilgili konulardır. Kuran’ın hiçbir yerinde eşinin Hz. Adem (as)’ı kandırdığı ve günaha soktuğu şeklinde bir izah yoktur. Araf Suresi 11. ayetten 28. ayete kadar okunduğunda, Hz. Adem (as) ile eşinin her ikisini birden kandıranın şeytan olduğunu görürüz. Aynı şekilde kadının, […]

Continue Reading

Erkek Üstünlüğü İftirası ve Kadın Dövme Hurafeleri

Bir kısım kişiler, kendilerince erkeğin kadın üzerindeki üstünlüğü ve kadının dövülmesi konularına Kuran’dan delil getirmeye çalışır ve şu ayetleri örnek verirler: Allah’ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde ‘sorumlu gözeticidir.’ Saliha kadınlar, gönülden (Allah’a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan (korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra […]

Continue Reading

Kadının Boşanma Hakkı ve Sonrasında Kadının Korunması

Kadının Boşanma Hakkı Boşanma konusuyla ilgili burada belirtilmesi gereken ilk temel nokta, kadına boşanma hakkı vermeyen bir kısım bağnazların uygulamalarının yanlışlığıdır. Bu zihniyete göre, kadın ne kadar mutsuz olsa, eziyet görse de bir erkekten boşanma ihtimali yoktur. Kadınları ezmeye, erkekleri de üstün göstermeye çalışan bağnaz zihniyetin bu ürkütücü uygulaması şu an İran ve Suudi Arabistan […]

Continue Reading

Kadınların Mirastaki Hakkı

Miras hukukunda kadının erkeğin yarısı kadar pay alması konusu da genellikle pek çok kişinin yanlış değerlendirdiği bir konudur. Kuran’ın ruhunu, İslam’ın temel esaslarını ve Rabbimiz’in kadınlara karşı koruyuculuğunu, şefkatini kavrayamayan bir kısım kişiler, mirasın paylaşımını tarif eden ayeti Kuran’ın bütünüyle birlikte değil tek başına değerlendirerek kendi iddialarına delil kılmaya kalkarlar. Oysa miras hukuku, yine, Kuran’da […]

Continue Reading

Kadın ve Vadeli Borçlanmada Şahitlik

Kadının şahitliği meselesinde Kuran’da tek istisnai konu vadeli borçlanma konusudur. Buradaki istisnai durumu anlamak için borçlanma konusunun tarif edildiği Bakara Suresi 282. ayeti inceleyelim: Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın […]

Continue Reading

2 Kadın = 1 Erkek Yanılgısı

Bir kısım kişiler tarafından İslam’a karşı delil gibi kullanılan ve yanlış bilinen konulardan biri de, “Kadının erkeğe göre yarım hakkı olduğu” iddiasıdır. İslam karşıtı bir kısım kişiler, “Bir erkeğin şahitliği ve hakkı iki kadına eşittir” yorumunu ortaya atmışlardır. Bağnazlar da bu yanlış yorumu bir fırsat bilerek hemen uygulamaya geçirmiş ve kadına “yarım” damgası vurmuşlardır. Oysa […]

Continue Reading

Başörtüsü Konusunda Kullanılan Mevzu Hadisler ve İçerdikleri Çelişkiler

Tüm delilleriyle görüldüğü gibi Kuran’da başörtüsü konusuna delil gösterilmeye çalışılan Nur Suresi 31. ayette kesin olarak başörtüsü kelimesi geçmemektedir. Fakat bu yanlış, bir kısım mevzu hadislerin İslam literatürüne dahil edilmesiyle yaygınlaştırılmış ve bugüne kadar gelmiştir. Bağnazların türettikleri sahte hadisler, müthiş mantık bozuklukları ve tutarsızlıklarla doludur. Şimdi bunlardan bazı örnekler görelim: Hz. Aişe (R.A): “Allah ilk […]

Continue Reading

Nur Suresi 31. Ayetin Açıklaması – 2. Bölüm

Mümin kadınlara da söyle: “Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) salsınlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya […]

Continue Reading

Kadını Kısıtlama Yöntemi Olarak Kuran Meallerine “Başörtüsü” Kelimesinin Eklenmesi

Kadınları Kısıtlamak ve Aşağılamak için Kuran’dan Delil Getirmeye Çalışanlara Cevaplar Kadını Kısıtlama Yöntemi Olarak Kuran Meallerine “Başörtüsü” Kelimesinin Eklenmesi Bilindiği gibi bağnaz dininin en fazla gündeme getirdiği konuların başında kadınların kapanması gelir. Dinin pek çok hükmüne neredeyse hiçbir hassasiyet göstermeyen, temel ibadetleri dahi yerine getirmeyen ama sünnet -yani hadislerin uygulanması- konusunda oldukça titiz olduğunu iddia […]

Continue Reading

Sonuç: Kuran’da Kadına En Fazla Değer Verilir

Kadınlarla ilgili söz konusu mevzu hadisleri bu bölümde açıklamamızın temel nedeni, bir kısım İslam topluluklarında nasıl bir yanlış inanç şeklinin yaygınlaşmış olduğunu ve bu yanlış inancın temel kaynağını gösterebilmektir. Böylelikle İslam adına bunlara uyanlar veya bunlardan dolayı İslam dinine cephe alanlar, kadınlara zulmeden bu sistemin gerçekte Kuran’da kesinlikle olmadığını görebilirler. Fakat kimileri kadınların aşağılanması konusuna […]

Continue Reading

Peygamberimiz (sav)’in Hanımlarına Yönelik Olarak İndirilen Ayetler

Şu önemli noktanın mutlaka belirtilmesi gerekmektedir. Kuran’da Peygamberimiz (sav)’in hanımlarına yönelik olarak indirilmiş ayetler bulunmaktadır. Peygamberimiz (sav)’in yaşadığı dönemde, fitnenin önlenmesi ve muhtemel yanlış anlaşılmaların engellenmesi için Allah Peygamberimiz (sav)’in hanımlarını diğer kadınlardan ayrı tutmuştur. Kuran’da şu şekilde belirtilmektedir: Ey Peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, […]

Continue Reading

Bağnazların Kadınlara Yönelttikleri İftiralar

Kadının Aklının ve Dininin Eksik Olduğu İddiası John William Godward’ın “Rich Gifts Wax Poor When Lovers Prove Unkind” adlı yağlı boya tablosu, 1916 Çok lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Aklı başında bir erkeğin aklını sizin kadar çelebilen aklı ve dini eksik başka bir varlık görmedim. (Müslim, İman, 34/132; İbni Mace, Fiten 19/4003) Allah: […]

Continue Reading

Kuran’daki Kadın

Kuran’da, kadının bahsinin geçtiği ayetlerde, kadına büyük bir ihtimamla değer verilmiş, kadın, tüm zor şartlarda özel bir himaye altına alınmıştır. Fakat bir yandan da sorumluluk olarak erkek ile eşit tutulmuştur. Dolayısıyla kadının korunması, bu korumaya muhtaç olduğu için değil, özel bir değere sahip olduğu içindir. Kuran’daki kadın istediği gibi çalışabilir ama çalışmak zorunda değildir. Kuran’daki […]

Continue Reading

Kadınlar, Bu Dünyanın En Güzel Nimetlerinden Biridir

Bağnaz zihniyetin sevgisizliğini ve katılığını gözler önüne seren en çarpıcı örneklerden biri de kadınlara bakış açılarıdır. Kendilerince kadını bir tür aşağı varlık olarak gören bağnazlar, ortaya attıkları sayısız hurafeyle kadınları toplumun dışına iten, hatta sokakta görmeye dahi tahammül edemeyen bir zihniyete sahiptir. İlerleyen sayfalarda bu konudaki mevzu hadislerden örnekler vererek bağnazların kadına bakış açısını ve […]

Continue Reading

Bağnazlığın Kirli Din ve Kalitesiz Müslümanlık Anlayışı

Kuran’da kalite, sanat ve temizlik övülmüştür. Peygamberimiz (sav), Kuran’ın mükemmel uygulayıcısı olarak döneminin en kaliteli ve modern insanıydı. Bakımsız, sanatsız, görgüsüz, kalitesiz bir hayat ise Kuran dışı İslam zihniyetinin sebep olduğu manevi bir beladır. Bağnazların, çeşitli mevzu hadislerin etkisiyle türlü iğrençlikleri mübah gören ve pisliği bir hayat şekli olarak benimsemiş yaşam tarzları beraberinde ürkütücü bir […]

Continue Reading

Bağnaz İğrençliği

“Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi.” (Buhari Tıp5/1, Hanbel 3/107, 163) “Sizden birinizin içeceği (ve yiyeceği) içine sinek düştüğü zaman, o kişi onun her tarafını batırsın, sonra çıkarsın (atsın). Çünkü sineğin iki kanadının birisinde hastalık, öbüründe de şifa vardır…” (Diyanet Yayınları, […]

Continue Reading

Peygamberimiz (sav)’in Hayvan Sevgisi

Peygamberimiz (sav), Hayvanlara Zulmeden Çirkin Adetleri Ortadan Kaldırdı Peygamberimiz (sav) tebliğ görevine başladığı sırada toplumdaki cehalet, hayvanlara olan muamelelerine de yansıyordu; canlı hayvanları ok atışlarında hedef dikerler, kendi hayvanlarını diğerlerinden ayırmak için kulak ve kuyruklarını keserler, hatta dağlarlardı. Çölde acıktıkları zaman canlı devenin hörgücünü yarıp bir parça yağ çıkararak ilgili yeri tekrar dikerlerdi. Peygamberimiz (sav), […]

Continue Reading

Bağnazların Dinindeki “Lanetli Hayvanlar” Hurafesi:

Av, koyun ve çoban köpekleri dışındaki köpekleri öldürün. (4949-Buhârî-Müslim-Muvatta-Tirmizî-Nesâî) “Tüm kara köpekleri öldürünüz. Çünkü onlar şeytandır.” (Hanbeli 4/85, 5/54) Eşeğin şeytan gördüğü için anırdığı söylenir. (Müslim) Farenin aslında Yahudi olduğu, bu yüzden deve sütü içmediği başka bir hadistir. (Müslim Zühd) Karganın sapkın (fasık) olduğu da hadistir. (Buhari 59/16; Hanbeli, Müsned 2/52) Güvercin şeytandır. (5331-Ebu Davud-İbnu […]

Continue Reading

Peygambere Saygıya Uygun Olmayan Sözler Edenlerin, Tevbeye Çağrılmadan Öldürülmesi

“Peygambere söven kişi tevbeye çağırılmadan hemen öldürülür.” (İbni Teymiye) İbni Münzir dedi ki: İlim ehlinin hepsi, Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’e söven kimsenin öldürülmesi hususunda birleşmişlerdir. (2. hadis kaynak: Enverşâh, el-Keşmîrî, “İkfâru’l-Mulhidîn”, sf. 64. “Tenbihu’l Ğafilîn ila Hükmi Şatimillahi ve’d-Dîn” adlı eserden naklen. Bkz. sf. 14) Abdullah’ın rivayetinde şöyle diyor: Tevbeye çağrılmadan öldürülür. Halid b. […]

Continue Reading

Sarhoşken Dinden Çıktığı Söylenen Sarhoşun Öldürülmesi

“Sarhoşun irtidatı (dini terk etmesi) geçerlidir. Fakat sarhoş kendine gelmeden ve tevbeye çağrılmadan öldürülmez.” (İmam Şafii el-Um c: 6 s: 148 -El-İnsaf c:10 s: 331-332 -Muğnil Muhtac 4/137 – Haşiyetül-Desuki 4/363 -İbn Kudame el-Muğni 9/25-26) Söz konusu mevzu hadise göre içki içip sarhoş olan kimse eğer bilinci yerinde olmadığı bu süre içinde irtidatta bulunur yani […]

Continue Reading

Orucu Terk Edenin Hapsedilmesi ve Aç Bırakılması

Orucu kasten terk eden kişi kâfir olmayıp hapsedilir, yemek ve su verilmez. (Eş-Şerh-is Sagir 1/239) (Kıfeyet-it Tafib 2/252) (El-Mugni- 2/408) Söz konusu mevzu hadis de yine yukarıda anlattığımız aynı mantıklar nedeniyle din ve vicdan ile çelişmektedir: 1. Aşkla yapılması gereken bir ibadet zorla yaptırılmaya çalışılmakta, 2. Dinde zorlama ve baskı yoktur ayetine tamamen muhalefet edilmekte, […]

Continue Reading

Zekat Vermeyenin Öldürülmesi

Zekat vermeyenden zorla alınması, direnirse savaş açılması ve öldürülmesi: Ebu Bekr radiyAllahu anh: “VAllahi her kim namazla zekâtı aynı görmezse onunla harb ederim. Çünkü zekât malın hakkıdır. Allah’a yemin ederim ki bunlar Rasulullah’a verdikleri bir keçi yavrusunu dahi benden esirgerlerse bundan dolayı muhakkak onların boynunu vururum.” buyurdu. (Buhari, Müslim) Zekat, Kuran’da bildirilen bir ibadettir. Her […]

Continue Reading

Namazı Terk Eden Çocukların Dövülmesi

10 yaşında namazı terk eden çocuklarınızı dövün. (2336-Ebû Dâvud, Tirmizî) İbadet, Allah’a olan sevginin bir tezahürü olarak, isteyerek ve şevkle yapılan bir uygulamadır; zorbalıkla dayatılan değil. Bu uydurma hadisten anlaşılan ise, bir çocuğun, daha on yaşına gelmeden namaza zorlandığıdır. Henüz Allah’ı tanımayan, bu dünyada neden var olduğunu bilmeyen, Yaratıcı’nın ve yaratılmanın sırlarının farkında olmayan bir […]

Continue Reading

Namazı Terk Edenlerin Öldürülmesi

Namazı terk edenler öldürülebilir. (2117-Ebû Dâvud) İslam’ı terk edenlerin katledilmesine hükmeden yukarıda bahsettiğimiz uydurma hadisin bir diğer muadili de bu hadistir. İbadetlerde ve hiçbir konuda zorlama olmayacağının açıkça belirtildiği bir dinde bir insanın baskıyla namaz kılmaya zorlanmayacağı da çok açıktır. “… Sen onların üzerinde bir zorba değilsin…” (Kaf Suresi, 45) diye emreden bir dinde hangi […]

Continue Reading

Dinden Dönenlerin Öldürülmesi

Dinden dönenleri öldürün. (1585-Muvatta] [1558-Ebu Dâvud-Nesâî] [676-Nesâî] [1586-Ebu Dâvud-Nesâî) “İslâm’ı terk eden hangi erkek olursa onu tekrar İslam’a davet et. Dönmezse boynunu vur.” (Taberani) İşte Kuran dışı sahte şeriat sistemleriyle yönetilen ülkelerin sevgisizlik, öfke ve şiddetlerinin en önemli kaynaklarından biri bu uydurma hadislerdir. İslam dininin özüne yönelik geliştirilmiş en büyük aldatmacalardan biri olan böyle bir […]

Continue Reading

Hırsızlık Yapanların Öldürülmesi

Albert Samuel Anker’in “Old age” adlı yağlı boya tablosu, 1885 Hırsızlıkta ısrar edenlerin öldürülmesi hükmü, Kuran’da asla mevcut olmayan bir başka uydurma hadis ürünüdür ve yine, korkunç bir cinayettir. Hırsızlıkta ısrar edenleri öldürün. (1631-Ebû Dâvud-Nesâî) Hırsızlıkta ısrar edenlerin öldürülmesi, Kuran’da asla mevcut olmayan ve tabi ki bir başka uydurma hadisin ürünü olan bir hükümdür. Ve […]

Continue Reading

Kuran’a Göre Zinanın Hükmü

Zina konusuyla ilgili hüküm Kuran’da şöyledir: Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek (celde) vurun. (Nur Suresi, 2) Ayette kullanılan “celde”, kalın bir sopa olmayıp, ince bir değnektir. Ve Peygamberimiz (sav) döneminde bu hüküm, yüz değneğin bağlanıp bir araya getirilmesiyle gerçekleştirilmiş, zina eden kişiye birbirine bağlanmış yüz değnekle bir kere vurularak […]

Continue Reading

Zina Edenlerin Öldürülmesi

John William Waterhouse’un “Thisbe” adlı yağlı boya tablosu, 1909 Recm ile ilgili sahte hadisler, Tevrat’ta geçen zina edenin taşlanarak öldürülmesi hükmünü Müslümanlığa dahil etmek ve recm (taşlama) gibi bir vahşeti makul göstermeye çalışmak adına uydurulmuştur. Zina edenleri öldürün. (1623-Tirmizî] [1601) Evliyken zina edenleri taşlayarak (recmederek) öldürün. (1111-Buhârî] [1606-Buhari-Müslim-Tirmizi-Ebu Davud-Nesai-İbn Mace) Bu sahte hadisler, tahrif edilmiş […]

Continue Reading

İçki İçenlerin Öldürülmesi

İçki içmede beşinci kez ısrar edenleri öldürün.” (1643-Ebû Dâvud-Tirmizî) Kuran’da asla olmayan bu hüküm işte bu hurafe ile İslam’a dahil edilmiştir. Oysa Kuran ayetlerinde, içki içiyor olduğu halde Müslüman olan hatta ibadetlerini yerine getiren kişilerin varlığından bahsedilmiştir. Ayette şöyle belirtilir: Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- […]

Continue Reading

Bağnaz Zihniyetin Sınırlarını İyi Anlamak

Bağnaz zihniyeti eleştiren Batılılar aslında bu zihniyetin ulaştığı sınırları genellikle pek bilmezler. Sahte sözler, sahte hocalar ve hurafelerle geliştirilen bu dinin kuralları, onların bildiklerinden çok daha dehşet vericidir. Bir radikalin aşırılığının göstergesi sadece bomba yüklenip kendisini patlatmasıyla sınırlı değildir. Bir bağnazın hayatının her anında korkunç bir zihniyet kendisini gösterir. Yaşadığı ortamdan ailevi yaşantısına, kadına bakış […]

Continue Reading

Bir Büyük Sorun: Hadislerin Ayetleri Neshettiği İftirası

Nesih konusunu önceki bölümlerde incelemiştik. Bir ayetin başka bir ayetin hükmünü ortadan kaldırdığı iddiasının mantıksızlığını tüm delilleriyle açıklamıştık. Buradaki sorun ise, bir kısım sözde ulema ve alimlerin hadislerin bir kısmının ayetlerin hükmünü kaldırdığını söyleyecek kadar ileri gitmeleridir. Böyle bir iddiayı ortaya atanlar aslında Peygamberimiz (sav)’e iftira etmektedirler. Peygamberimiz (sav)’in sözleri ve uygulamaları ile Kuran ayetlerinin […]

Continue Reading

Kuran Her an Elimizde Olması Gereken Yol Göstericimizdir

KUR’AN-I KERİM Kuran, hayatın her anında, her yerde okunması gereken bir rehberimizdir ancak söz konusu kurallar neticesinde, bir Müslümanın Kuran’ı eline alması dahi mümkün olamamaktadır. Oysa, “Evlerinizde okunmakta olan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın…” (Ahzab Suresi, 34) ayeti ile daima okunan ve hikmeti akılda kalan bir Kuran tarif edilmektedir. Yine bir başka Kuran ayetinde Allah, […]

Continue Reading

İslam Aleminin Kuran’ı Terk Etmesi

Müslümanların bir kısmı, yıllar boyunca, yine mevzu hadislere ve bir kısım sözde alimlerin dine katmaya çalıştıkları hurafelere dayanarak Kuran’dan sistematik olarak uzaklaşmışlardır. Söz konusu mevzu hadis ve icmalara (bazı İslam bilginlerinin verdikleri ortak şeriat hükümlerine) göre birçok Kuran’da olmayan uygulama yaygınlaşmıştır. Bu uygulamalar öylesine zorlu ve engelleyicidir ki birçok insan Kuran’ı “dokunulmaz” olarak görmeye başlamıştır. […]

Continue Reading

Bağnaz Zihniyet “Atalarından Öğrendiklerini” Devam Ettirmek İster

Bağnaz zihniyetin kendisine göre doğruları yanlışları, haramları ve helalleri vardır. Bu sistemin içinde yaşayan yüz binlerce insan da farkında olmadan bu yanlış mantığa uyar. Ölçü Allah’ın indirdiği hüküm değil, nesiller boyunca öğrendikleri bilgiler, din adına uyguladıkları kurallardır. Allah’ın insanlara hak dini indirmesinin sebebi ise zaman içinde bir çok yanlış yollara girmiş olan insanlara gerçek kurtuluş […]

Continue Reading

Kuran Dışında Hüküm Arayanlar Dinin Gerçeğine Yönelmelidirler

Uydurulan, yanlış nakledilen, saptırılan, kişilerin kendi isteklerine göre yorumlanan binlerce hadis şu anda İslam dininin en önemli kaynağı olarak kabul edilmektedir. İslam dini dörde bölünmüş, dört ayrı mezhep, daha doğrusu birbiriyle tamamen çelişen dört ayrı din oluşturulmuştur. Birçok Müslüman kardeşimiz dinin gerçeğinin bu olduğunu zannederek bilmeden bunu uygulamakta, sahih olmayan pek çok hadisi gerçek zannetmektedir. […]

Continue Reading

Mevzu Hadisler Nasıl Ortaya Çıktı?

Peygamberimiz (sav)’den nakledildiği iddia edilen sözler (hadisler) ve Peygamberimiz (sav)’in uygulamaları olarak kabul edilen rivayetlerin ilk olarak kaleme alınış tarihi Peygamberimiz (sav)’in şehadetinden birkaç yüzyıl sonradır. Meşhur altı tane hadis kitabının oluşturduğu Kütüb-i Sitte’nin yazarlarından Buhari, Hicri 256’da, Müslim 261’de, Tirmizi 279’da, Ebu Davud 275’de, Nesei 303 yılında, İbni Mace 273’de vefat etmişlerdir. Şiilerin hadis […]

Continue Reading

Peygamberimiz (sav) Hadis Yazılmasına İzin Vermemiştir

Peygamberimiz (sav)’den nakledildiği iddia edilen hadisler ilk olarak Peygamberimiz (sav)’in şehadetinden 2-3 yüzyıl sonra kaleme alınmıştır. Tarihi kaynaklardan ve elimize ulaşan ilk hadislerden Peygamberimiz (sav) ve dört halife döneminde hiçbir yazılı hadis bulunmadığı bilinmektedir. Harevi konuyla ilgili olarak şöyle der: “Ne sahabe (Peygamber’i görenler) ne de tabiyun (Peygamber’i görmeyen ama sahabe görenler) hadisleri yazmıyorlardı. Ama […]

Continue Reading

Bağnazların Dinine Yön Veren Mevzu Hadisler

Mevzu hadis teriminin sözlük anlamı: “Hz. Muhammed (sav)’in söylemediği bir sözü, yalan ve iftira ile ona nispet etmek”tir. Yani mevzu hadis, Hz. Muhammed (sav)’in hadisi olmadığı, onun tarafından söylenmediği halde kasıtlı olarak onun hadisiymiş gibi anlatılan söz anlamına gelir. Mevzu hadisler kitabın bundan sonraki kısmının temel konusu olacaktır, çünkü bu hadisler, şu anki bir kısım […]

Continue Reading

2. Bölüm: Bağnazların Sahte Dini

Peygamber Efendimiz (sav) Kuran’ın en mükemmel uygulayıcısıdır. Tüm hayatı boyunca Kuran’a uygun olarak yaşamıştır ve Müslümanlar için en mükemmel örnektir. Tüm uygulama ve sözleri kuşkusuz ki Kuran’la tam bir mutabakat içindedir ve bunlardan günümüze ulaşanlar bulunmaktadır. Hadis adı verilen bu sözlerin bir kısmı, Kuran’ın uygulamalarını yansıtır. Bu sebeple bunların Peygamberimiz (sav)’e ait olduğu açıktır ve […]

Continue Reading

Savaşı Kimler İster?

İslam adına geniş toplulukları yönlendiren bir kısım sözde alimlerden bahsederken, önemli bir noktayı da hatırlatmak gerekiyor: Silah sektörü, bir kısım odaklar için daima canlı tutulması gereken bir sektördür. Ekonomik krizden etkilenmeyen tek sektör. Arz-talebin bitmediği, daima en yenilerin piyasaya sürüldüğü canlı bir sektör. Neden canlı? Çünkü savaşlar canlı tutuluyor. Savaşların canlı tutulmasının birkaç yönteminden biri […]

Continue Reading

İslam’da Savunma Dışında Savaş için Gerekçe Yoktur

İslam’ın bir savaş dini olduğunu iddia edenler, temelde böyle bir görüşün, İslam’ın öğretileri ile tamamen zıt olduğunu bilmezler.anlamalıdırlar. Kuran’da karşı tarafa saldırıda bulunmak için bir gerekçe yoktur. Kitap genelinde Kuran’dan delillerle ortaya koyduğumuz üzere Müslümanlara sadece kendilerini savunma hakkı tanınmıştır. Müslümanlar elinde silah kendisine saldıran birine karşı, silahı elinden alma imkanı olmadığında, kendini savunma hakkına […]

Continue Reading

Savaş ile İlgili Ayetler ve Açıklamaları

Kuran’da savaşın tarifini bu şekilde gördükten sonra, bir kısım radikaller tarafından istismar edilen ve bir kısım İslam karşıtları tarafından da İslam’a yönelik eleştiri için kullanılan savaş ayetlerini inceleyelim: Bakara Suresi 191. Ayetin İncelenmesi Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i […]

Continue Reading

Kendileriyle Anlaşma Yapılan Müşrikler

Müşrik kelimesi, söz konusu dönemi anlatan çeşitli tefsirlerde yalnızca “şirk koşan” anlamını alsa da, terim olarak açıktan açığa Allah’a ortak koşan; sayısız ilahlara inanan; Müslüman, Musevi, Sabiî, Hristiyan veya Mecusi OLMAYAN; putlara tapan putperestlerdir. Kuran’da, İslamiyet’in zuhuru esnasında Arabistan’daki mevcut dinler zikredilirken müşrikler daima ayrı bir grup olarak bildirilmiştir. Peygamberimiz (sav) devri dikkate alınırsa, Kitap […]

Continue Reading

Kuran’da Savaşın Tarifi

Kuran’da savaşın ne zaman ve nasıl yapılacağı açıktır: Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah aşırı gidenleri sevmez. (Bakara Suresi, 190 ) Savaş ancak, MÜSLÜMANLARA KARŞI SAVAŞANLARA yönelik olarak yapılmalıdır yani bir SAVUNMA savaşı olmalıdır. Müslümanların karşı tarafa sebepsiz yere saldırmaları Kuran’da kesin olarak YASAKLANMIŞTIR. Müslümanlara Allah’ın Kuran’da verdiği emir, bir […]

Continue Reading

“Mekke Dönemi Müslümanları” ve “Medine Dönemi Müslümanları” Ayrımındaki Yanılgılar

Bir kısım İslam karşıtları, barışı savunanılımlı Müslümanlar için “Mekke dönemi Müslümanları” gibi bir tanımlama yaparlar. Onlara göre Peygamberimiz (sav)’in Mekke’de bulunduğu dönem, savaşların yaşanmadığı barışçıl bir dönemdir. Peygamberimiz (sav)’in Medine’ye hicretinin hemen ardından ise savaşlar başlamıştır. Bir kısım kişiler de buradan yola çıkarak İslam’da savaşı savunanların sadece Medine döneminde vahyolunan ayetleri kabul ettiklerini, barışçıl olanların […]

Continue Reading

İslam’da Savaş Konusunda Yanlış Bilinenler

Bir Müslüman Kuran’daki Her Ayete, Ayırt Etmeksizin İnanmakla Yükümlüdür Bu başlığın konulmasının sebebi, İslam’a hurafe dahil etmeye kalkan bağnazların da, bu bağnazların kirli mantığını kullanan bazı İslam karşıtlarının da Kuran’da bazı ayetlerin, başka ayetler tarafından nesih edildiğine (yürürlükten kaldırıldığına) dair iddialarının bozukluğunu göstermek içindir. Söz konusu kişiler iddialarına delil olarak aşağıdaki ayeti kullanırlar: Biz, daha […]

Continue Reading

Kuran’daki Gerçek Cihat

Cihad kökeni cehd olan bir kelimedir. Arapçadaki anlamları ise şöyledir: 1. Çalışmak, çabalamak, azim, gayret, fedakarlık göstermek. 2. İnsanın kendi nefsine hakim olması. Bu tanımlardan yola çıkarak İslam’da cehd etmenin, karşı tarafı bilgilendirmek, güzel ahlakı öğretmek, insanları kötülükten uzaklaştırmak için çaba harcamak olduğunu anlarız. Bunu yaparken bir Müslüman bir yandan da kendi nefsini güzel ahlaka […]

Continue Reading

Kuran’daki Gerçek Şeriat

Şeriat kelime anlamı olarak “yol” demektir. Bir Müslüman Kuran’a bakarak nasıl bir “yol” izlemesi gerektiğini kolayca anlayabilir. Kuran’da haramlar oldukça azdır ve kesin ve net hükümlerle bildirilmiştir. Tartışmaya veya yoruma açık değildir. Örneğin adam öldürmek, zina etmek, faiz almak, domuz eti yemek, kan içmek gibi hükümler Kuran ayetleriyle kesin ifadelerle bildirilmiş olan haramlardır. Bu Kuran’ın […]

Continue Reading

İslam Kolaylık Dinidir

Bağnaz düşüncenin en büyük yanılgılarından biri, dinin zor olması gerektiğine inanmalarıdır. Hatta bazı kişiler din ne kadar zor olur, yaşanması ne kadar güçleştirilirse o kadar çok sevap kazanacaklarına inanırlar. Bu, Allah’ın merhamet dolu üstün ahlakını anlamamaktan kaynaklanan çarpık bir bakış açısıdır. Tarih boyunca tüm Peygamberlere karşı da insanların direnç gösterdikleri temel konulardan biri olmuştur. Hz. […]

Continue Reading

1. Bölüm: İslam’ı Vahşet Dini Gibi Gösterenlerin Yanlış Kullandıkları İki Temel Kavram: Şeriat ve Cihat

Allah bir ayette Kuran’ı şu şekilde tarif eder: …(Bu Kur’an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin ‘çeşitli biçimlerde açıklaması’ ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. (Yusuf Suresi, 111) Allah’ın ayette açıkça bildirdiği gibi “Herşeyin çeşitli biçimlerde açıklaması” olan Kuran, hurafecilere asla yeterli gelmemiştir. Çünkü onlar, Kuran’ın bildirdiği […]

Continue Reading

Önsöz: Yanlış Bilinen İslam

“Benim dinime dön! Ya da öl!” Bağnazlığın sloganıdır bu. Bağnazlıkta demokrasi, fikir özgürlüğü, sevgi, saygı, şefkat, dostluk, fedakarlık, kadına değer verme, bilimsel ilerleme, dünyayı güzelleştirme gibi kavramlar yoktur. Bazı insanlar bağnazlığın ve onun ürünü olan radikalizmin bir hak dinin içine yerleşebileceğini düşünürler. Oysa bağnazlığın kendisi bir dindir. Her düşünce içinde bağnazlık dininin temsilcileri vardır. İslam’da, […]

Continue Reading

Kehf Suresi Sonuç

Kitap boyunca Kehf Suresi’nde Müslümanlara bildirilen çeşitli hikmetler, hatırlatma ve öğütler üzerinde durduk. Rabbimizin, “…Allah’ın size verdiği nimeti ve size öğüt olarak indirdiği Kitab’ı ve hikmeti anın…” (Bakara Suresi, 231) ayetiyle bildirdiği hükmü gereği Kehf Suresi’ndeki ayetlerin bazı hikmetlerini açıklamaya çalıştık. Ayetlerde bildirilen bu hikmetleri anlamaya ve her an yaşamaya çalışmak, aynı zamanda insanlara da […]

Continue Reading

Kehf Suresi’nden Ahir Zamana İşaretler

Kitap boyunca Kehf Suresi’nde ahir zamana yönelik pek çok işaret olduğunu belirttik. Nitekim bazı ayetlerin ebced değerleri de günümüze çok yakın zamanlara bakmaktadır. Bu ayetlerden bazıları şu şekildedir: Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik… (Kehf Suresi, 14) HİCRİ:1400, MİLADİ:1979 Dedi ki: Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç nimet ve imkan) daha […]

Continue Reading

Kehf Suresi 110

De ki: “Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin ilahınızın tek bir İlah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın.” (Kehf Suresi, 110) Gelmiş geçmiş tüm ümmetlere onları Allah’ın doğru yoluna çağıran resuller gönderilmiştir. Resuller insanlara Allah’ın varlığını ve birliğini […]

Continue Reading

Kehf Suresi 109

De ki: “Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükenirdi. (Kehf Suresi, 109) Bu ayette Allah’ın sonsuz ilmi bir örnekle insanlara tarif edilmektedir. Allah göklerin, yerin, bu ikisi arasında olan tüm canlıların, kainatta işleyen tüm kanunların, bilimlerin, ilimlerin, her […]

Continue Reading

Kehf Suresi 107- 108

İman edip salih amellerde bulunanlar… Firdevs cennetleri onlar için bir ‘konaklama yeridir.’ Onda ebedi olarak kalıcıdırlar, ondan ayrılmak istemezler. (Kehf Suresi, 107-108) Daha önce de vurguladığımız gibi kıyamet gününde salih müminler, tüm hayatları boyunca yapıp-ettiklerinin yazılmış olduğu hesap defterlerini “sağ yanlarından” alacaklardır. Bu tanım, Kuran’da “kolay” hesaba çekilecek ve cennetle ödüllendirilecek insanlar için kullanılmıştır. Bu […]

Continue Reading

Kehf Suresi 106

İşte, inkar etmeleri, ayetlerimi ve elçilerimi alay konusu edinmelerinden dolayı onların cezası cehennemdir. (Kehf Suresi, 106) Kehf Suresi’nin 106. ayetinde de inkar edenlerin Allah’ı, elçisini ve ayetlerini alaya almalarından dolayı cehennem azabıyla cezalandırılacaklarından bahsedilmektedir. Alay, inkar edenlerin Kuran’ı dinlememek için en sık başvurdukları yöntemdir. Allah, inkarcıların birbirlerine adeta vasiyet ettikleri bu ahlak bozukluğunu bir ayetinde […]

Continue Reading

Kehf Suresi 103- 105

De ki: “Davranış (ameller) bakımından en çok hüsrana uğrayacak olanları size haber vereyim mi?” “Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar.” İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız. (Kehf Suresi, 103-105) Bu ayetlerde dünya hayatı […]

Continue Reading

Kehf Suresi 102

İnkar edenler, Beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? Gerçekten Biz cehennemi kafirler için bir durak olarak hazırlamışız. (Kehf Suresi, 102) Ayette bazı insanların Allah’ı unutup, O’nun dışında dost ve veliler edindikleri vurgulanmaktadır. Söz konusu insanlar bir zorlukla karşılaştıklarında, bir sıkıntıları olduğunda, yardıma ihtiyaç duyduklarında “veli” edindikleri kişilerin kendilerine yardım edebilecekleri, sıkıntılarını giderebilecekleri yanılgısına düşerler. […]

Continue Reading

Kehf Suresi 101

Ki onlar, Beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kuran’ı) dinlemeye katlanamazlardı. (Kehf Suresi, 101) Kehf Suresi’nin bu ayetinde Allah inkar edenlerin zikirden yana gaflet içinde olduklarını bildirmektedir. Rabbimiz bir başka ayetinde de “Hayır, onlar Rablerini zikirden yüz çevirenlerdir” (Enbiya Suresi, 42) şeklinde buyurmaktadır. Onlar Allah’ın ayetlerini inkar etmekte, kainatın her bir detayındaki yaratılış delillerini […]

Continue Reading

Kehf Suresi 99- 100

Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sur’a da üfürülmüştür, artık onların tümünü birarada toparlamışız. Ve o gün, cehennemi, inkar edenlere tam bir sunuşla sunmuşuz. (Kehf Suresi, 99-100) Tüm kainatın da bir ölümü olduğu Kuran’da bildirilmektedir. Ölümlü olan yalnız insan değildir. Tüm hayvanlar, bitkiler, gezegenler, kısacası yaratılmış olan canlı cansız tüm maddesel […]

Continue Reading

Kehf Suresi 97- 98

22 Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler. Dedi ki: “Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va’di geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin va’di haktır.” (Kehf Suresi, 97-98) Kehf Suresi’nin 97. ayetinde Zülkarneyn tarafından yapılan setin aşılamadığı bildirilmektedir. Bu ifade setin yüksek olduğuna bir işarettir. Ayrıca o dönemin insanlarının bu seti delmeye […]

Continue Reading

Kehf Suresi 96

“Bana demir kütleleri getirin”, iki dağın arası eşit düzeye gelince, “Körükleyin” dedi. Onu ateş haline getirinceye kadar (bu işi yaptı, sonra) dedi ki: “Bana getirin, üzerine eritilmiş bakır (katran) dökeyim.” (Kehf Suresi, 96) Ayette Hz. Zülkarneyn’in iki dağ arasında set inşa ederken betonarme teknolojisinden faydalandığına işaret ediliyor olabilir. Bu teknoloji günümüzde hemen hemen tüm binaların […]

Continue Reading

Kehf Suresi 95

Dedi ki: “Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan), daha hayırlıdır. Madem öyle, bana (insani) güçle yardım edin de, sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım.” (Kehf Suresi, 95) Bu ayette tekrar Hz. Zülkarneyn’in iktidarının sağlamlığına dikkat çekilmektedir. Onun iktidarı en küçük bir darbede yıkılacak kadar çürük ve zayıf bir […]

Continue Reading

Kehf Suresi 94

Dediler ki: “Ey Zu’l-Karneyn, gerçekten Ye’cuc ve Me’cuc, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?” (Kehf Suresi, 94) Arapça’ya başka bir dilden girdikleri tahmin edilen Ye’cüc ve Me’cüc kelimeleri ile yeryüzünde bozgunculuk yapan bir topluluğa dikkat çekilmektedir. Nitekim İslam alimleri de yorumlarında Ye’cüc ve Me’cüc’ün o bölgede […]

Continue Reading

Kehf Suresi 92- 93

Sonra bir yol (daha) tuttu. İki seddin arasına kadar ulaştı, onların (sedlerin) önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu. (Kehf Suresi, 92-93) Hz. Zülkarneyn üçüncü kez yol tuttuğunda bu kez geri döner ve en doğu ile en batı arasında bir bölgeye ulaşır. Burası, Himalayalar’da bir bölge olabilir. Nitekim Bediüzzaman Said Nursi de aynı […]

Continue Reading

Kehf Suresi 89- 91

Sonra (yine) bir yol tuttu. Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu. İşte böyle, onun yanında “özü kapsayan bilgi olduğunu” (veya yanında olup-biten herşeyi) Biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık. (Kehf Suresi, 89-91) Hz. Zülkarneyn ikinci kez yol tuttuğunda bu kez doğu tarafına doğru […]

Continue Reading

Kehf Suresi 88

“Kim iman eder ve salih amellerde bulunursa, onun için güzel bir karşılık vardır. Ona buyruğumuzdan kolay olanını söyleyeceğiz.” (Kehf Suresi, 88) Bu ayetten Hz. Zülkarneyn’in sadece bir devlet adamı ve hakim değil, aynı zamanda tebliğci bir Müslüman, bir mürşid olduğu da anlaşılmaktadır. Tebası altındaki insanları eğittiği, onlara Allah’ın rızasına uygun tarzda hükmettiği açıkça anlaşılmaktadır. Hz. […]

Continue Reading

Kehf Suresi 87

Dedi ki: “Kim zulmederse Biz onu azablandıracağız, sonra Rabbine döndürülür, O da onu görülmemiş bir azabla azablandırır.” (Kehf Suresi, 87) Ayette geçen ifadelerden Hz. Zülkarneyn’in Müslüman bir idareci, devletinin ise Müslüman bir devlet olduğu anlaşılmaktadır. Hz. Zülkarneyn konuşmalarında hemen Allah’ı ve ahiret gününü hatırlatmakta yani onlarla Müslümanca konuşmaktadır. Hz. Zülkarneyn’in vurguladığı bir diğer konu ise […]

Continue Reading

Kehf Suresi 86

Sonunda Güneş’in battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: “Ey Zu’l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin.” (Kehf Suresi, 86) Ayetten Hz. Zülkarneyn’in ilk önce batıya doğru gittiği anlaşılmaktadır. Güneşin battığı yer olarak tarif edilen bu bölge, dünyanın en […]

Continue Reading

Kehf Suresi 84- 85

Gerçekten, Biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona her şeyden bir yol (sebep) verdik. O da, bir yol tuttu. (Kehf Suresi, 84-85) Kehf Suresi’nin 84. ayetinde Allah sapasağlam bir iktidarın önemine dikkat çekmektedir. Allah’ın izniyle Hz. Mehdi ve İsa Mesih döneminde de İslam ahlakının yeryüzünde sağlam bir iktidarı olacaktır. Bir ülkedeki iktidarın hem […]

Continue Reading

Kehf Suresi 83

Sana (Ey Muhammed,) Zu’l-Karneyn hakkında sorarlar. De ki: “Size, ondan ‘öğüt ve hatırlatma olarak’ (bazı bilgiler) vereceğim. (Kehf Suresi, 83) Ayetin başında geçen bu “öğüt ve hatırlatma” ifadesi son derece önemlidir. Çünkü tarih boyunca Hz. Zülkarneyn kıssası çeşitli yorumcularca çok farklı şekillerde yorumlanmıştır. Ancak Allah Hz.Zülkarneyn kıssasının ilk ayetinde bu kıssanın aktarılmasının hikmetlerinden bazılarını bizlere […]

Continue Reading

Kehf Suresi 82

“Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu.” (Kehf Suresi, 82) Hz. Hızır’ın açıkladığı son hikmet ise […]

Continue Reading

Kehf Suresi 81

“Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik.” (Kehf Suresi, 81) İnsanların büyük bir bölümü ölüm, yakınlarını kaybetme gibi olayların hayır ve hikmet yönünü görmekte zorlanırlar. Oysa dünya üzerinde gerçekleşen her olayda olduğu gibi, ölümde de çok büyük hikmetler ve hayırlar gizlidir. Bu hikmetlerden biri ayette […]

Continue Reading

Kehf Suresi 80

“Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü’min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk.” (Kehf Suresi, 80) Ayette çocuğun ailesinin mümin kimseler olduğu haber verilmektedir. Bu bilgi ile, o devirde de hak dinin olduğuna işaret edilmektedir. Stalin döneminde açlığa terk edilmiş çocuklar. Hz. Hızır’ın çocuğun canını almasıyla ilgili ayetler incelenirken […]

Continue Reading