Münafığın Müslümanları içeriden yıpratmak için verdiği şeytani mücadelede kullandığı birbirinden faklı, çok fazla yöntemi vardır. Bunlardan biri de, sinsice üsluplarla Müslümanlara vesvese verebilmek için kullandığı ‘bilinçaltı kurgulama metotları’ dır. Alttan alta verdiği sinsi telkinlerle, -haşa- Allah, Kuran, Peygamber ve Müslümanlar hakkında, Müslümanların aklında soru işaretleri oluşmasını ve şüpheye kapılmalarını sağlamaya çalışır.
Bilindiği gibi, Bilinçaltı Kurgulama Yöntemi, günümüzde ‘olumlu ya da olumsuz maksatla birçok konuda insanları eğitme ya da yönlendirme’ amacıyla kullanılan ‘etkili bir teknik’ tir. Şeytan ise bu yöntemi yaratıldığı günden bu yana kullanmakta ve münafığı da bunu şeytani amaçları için kullanmaya teşvik etmektedir.
Nitekim şu anda, şeytan ve münafıkların işbirliğiyle, ‘dünya çapında İslam’ın ortadan kaldırılıp onun yerine her türlü ahlaksızlığın ve sapkınlığın yaygınlaştırılması için etkili bir ‘bilinçaltı kurgulama faaliyeti’ yürütülmektedir’. Her türlü ahlaksızlığın; adiliğin, hırsızlığın, fuhşun, homoseksüelliğin, alçaklığın ve sapıklığın yayılması için, inkar edenlerle İslam dünyasındaki münafıklar el ele vermiş durumdadır. Her biri gerek televizyonlarda, gerekse internette ve sosyal medyada yazdıkları yazılar, yaptıkları konuşmalar, paylaştıkları resimler, filmler ve bilgilerle, insanların bilinçaltlarında tüm bu sapkınlıkları meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar.
Tarihin başlangıcından bu yana, gelmiş geçmiş tüm münafıklar hep bu yöntemi kullanmış ve her dönemde Peygamberlere ve Müslümanlara karşı bu sinsi tekniği kullanarak mücadele etmişlerdir. Firavunlar, Nemrutlar, Samiri, Karun, Hz. Yusuf (as)’a iftira atan Vezir’in karısı, Hz. Lut (as)’ın karısı ve Hz. Nuh (as)’ın karısı, Dırar Mescidi’ni kuran münafıklar, Peygamberimiz (sav)’le savaşa çıkmaktan kaçıp geride kalan münafıklar; yaptıkları konuşmalarda etkili olabilmek için hep ‘bilinçaltı kurgulama yöntemlerini’ kullanmışlardır.
Bunun için münafıklar, ‘kurdukları cümleler ve kullandıkları kelimelerle, öne sürdükleri bahaneler, yaptıkları teviller ve ortaya attıkları sorularla’,konuşmalarına çok sinsice manalar yüklemiş ve bu yolla Müslüman toplumlarında bozucu ve yıpratıcı bir etki oluşturabilmeyi ummuşlardır. Özellikle de, tüm inananların aklına, adaletine, sevgisine, merhametine güvendikleri lider konumundaki ‘Peygamberleri, elçileri ve takva kimseleri’, ‘kendilerince Müslümanların gözünden düşürmek, onları itibarsız, güvenilmeyen bir konuma getirmek’ için, bu yöntemle sinsice oyunlar oynamışlardır.