Hz. İsa (a.s.)’ın ahir zamanda yeniden yeryüzüne döneceği ile ilgili bir başka ayet de Zuhruf Suresi’nin 61. ayetidir. Bu surenin 57. ayetinden itibaren Hz. İsa (a.s.)’dan bahsedilir:
Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak verilince, senin kavmin hemen ondan (keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar. Dediler ki: “Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?” Onu yalnızca bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar ‘tartışmacı ve düşman’ bir kavimdir. O, yalnızca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğullarına bir örnek kıldık. Eğer Biz dilemiş olsaydık, elbette sizden melekler kılardık; yeryüzünde (size) halef (yerinize geçenler) olurlardı.(Zuhruf Suresi, 57-60)
Bu ayetlerin hemen arkasından gelen 61. ayette Hz. İsa (a.s.)’ın kıyamet saati için bir ilim olduğu belirtilmektedir:
Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur.(Zuhruf Suresi, 61)
Bu ayette Hz. İsa (a.s.)’ın ahir zamanda yeryüzüne dönüşü haber verilmektedir. Çünkü Hz. İsa (a.s.), Kuran’ın indirilişinden yaklaşık altı asır önce yaşamıştır. Dolayısıyla bu ilk hayatını “kıyamet saati için bir bilgi” yani bir kıyamet alameti olarak anlayamayız. Ayetin işaret ettiği anlam, Hz. İsa (a.s.)’ın, ahir zamanda, yeniden yeryüzüne döneceği ve bunun da bir kıyamet alameti olacağıdır. (Doğrusunu Allah bilir.) Bu ayette geçen “O, kıyamet saati için bir ilimdir” kelimesinin Arapça karşılığı şu şekildedir: “İnnehu le ilmun lissaati.” Bu ifadede yer alan “hu” zamirini “Kuran” olarak yorumlayanlar vardır. Ancak Kuran için “hu” zamiri kullanıldığında mutlaka ayetin öncesinde veya sonrasında veya ayetin içinde Kuran’ı anlatan başka ifadeler de bulunmaktadır. Başka bir konu içinde “hu” zamiri ile Kuran’dan bahsedilmez. Ayrıca öncesindeki ayete bakıldığına orada da açıkça Hz. İsa (a.s.) kastedilerek “o” zamiri kullanıldığı görülecektir:
“O, yalnızca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğulları’na bir örnek kıldık.”
Bu zamirin Kuran’a işaret ettiğini söyleyenler ise ayetin devamında geçen “Ondan kuşkulanmayın, bana uyun” ifadesini sözde delil olarak gösterirler. Ancak bu ifadenin öncesindeki ayetlerde tamamen Hz. İsa (a.s.)’dan bahsedilmektedir. Bu nedenle “hu” zamirinin bir önceki ayetlerle ilgili olması ve Hz. İsa (a.s.)’ı anlatması daha uygundur. Nitekim büyük İslam alimleri de bu zamiri gerek ayetlere gerekse sahih hadislere dayanarak Hz. İsa (a.s.) olarak açıklamaktadırlar. Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde şu şekilde açıklanmaktadır:
Muhakkak ki o saat için bir ilimdir de –saatin geleceğini ölülerin dirilip, kıyam edeceğini bildiren bir delil ve alamettir. Çünkü İsa gerek zuhuru ve gerek emvati ihya (ölüleri diriltme) mucizesi ve gerek emvatın kıyamını (ölülerin kalkışını) haber vermesi itibarıyla kıyametin vaki olacağına bir delil olduğu gibi hadiste varid olduğuna göre eşratı saattendir (kıyamet alametidir). (http://www.kuranikerim.com/telmalili/zuhruf.htm)
Çağdaş İslam alimlerinden Seyyid Kutub da tefsirinde, Hz. İsa (a.s.)’ın yeryüzüne yeniden gelecek olmasının önemli delillerinden birinin bu ayet olduğuna dikkat çekmektedir. Kutub’un tefsirinde konu şöyle açıklanmaktadır:
Hz. İsa’nın kıyametin kopmasından önce yeryüzüne ineceğine ilişkin birçok hadis var dilimizde. Nitekim bu ayet de ona işaret etmektedir: “O, kıyametin kopacağını gösterir bir ilimdir.” Yani Hz. İsa’nın yeryüzüne inmesi ile kıyametin kopmasının yakın olduğu bilinir. İkinci bir okuyuş tarzında ayet şöyle okunur: “Ve innehu le alemun lissati”. Yani onun inişi kıyametin belirtisidir, alametidir. Her iki okuyuş tarzı da aynı anlamı ifade etmektedirler. Hz. İsa’nın gökten inişi, doğru sözlü ve güvenilir Peygamberin -salat ve selam üzerine olsun- sözünü ettiği ve yüce Kuran’ın işaret ettiği bir gaybtır. Kıyamet gününe kadar değişmeden kalacak bu iki kaynaktan gelen bilgilerden başka, bu meseleye ilişkin olarak herhangi bir insanın söyleyebileceği bir söz olamaz. (Seyyid Kutub, Fizilali’l Kuran, http://www.sevde.de/Kuran-Tevsiri/Kuran_Tefsiri.htm)
Kevseri, en eski akaid kitaplarında dahi bu ayetin Hz. İsa (a.s.)’ın ikinci kez yeryüzüne gelişine delil olarak kullanıldığını söylerken, Ömer Nasuhi Bilmen tefsirinde ise bu ayet şu şekilde açıklanmaktadır:
Ve kıyametin yaklaşmış olması için İsa Aleyhisselam’ın bir alamet olduğunu ve kıyametin vuku bulacağına şüphe edilmeyeceğini haber veriyor… İsa Aleyhisselam’ın yeryüzüne nüzul edeceği de kıyamet şeriatinden sayılmaktadır…(Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran-ı Kerim’in Türkçe Meal-i Alisi ve Tefsiri, Cilt VII, 3292)
Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, Kuran’da hiçbir peygamberin kıyamet için bir ilim olmasından bahsedilmemektedir. Hz. Muhammed (sav), Hz., İbrahim, Hz. Nuh, Hz. Musa, Hz. Süleyman, Hz. Yusuf, Hz. Davud, Hz. Yakup ve diğer birçok peygamberin hayatı Kuran’da detaylı olarak anlatılmakta, ancak hiçbiri için bu ifade kullanılmamaktadır. Bu da, Hz. İsa (a.s.)’ın -Allah’ın takdiri olarak- diğer peygamberlerden farklı bir özelliğe sahip olduğuna işaret etmektedir. Bu özellik, Hz. İsa (a.s.)’ın Allah Katına alındıktan sonra yeniden yeryüzüne gönderilecek olmasıdır. (Doğrusunu Allah bilir.)