‘Münafık’ kelimesi Arapça’da, iki tarafı açık ‘dehliz; yani tünel’ anlamına gelen ‘en-nefeku’ veya ‘köstebek deliği’ anlamındaki ‘en-nâfikatu’ kelimesinden gelir. Halk arasında casusluk yapan kimselerden ‘köstebek’ olarak bahsedilmesi de, yine bu kelime kökenine dayanmaktadır. Nasıl ki bir köstebek tünelin bir tarafından girip diğer tarafından çıkarsa, münafık da aynı böyledir. Aynı bir köstebek gibi, Müslümanlığa bir kenardan girer, diğer ucundan çıkar. İki yöne doğru da yolu açıktır. Her an küfre de gidebilir, Müslümanların içine de girebilir. Aynı köstebek gibi, bir oraya döner bir diğer tarafa. Çıkarları ne taraftaysa orayı tercih eder. İşte bu kelime de, münafığın bu ‘oynaklığını’ vurgular. Kuran’ın “Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla, ne bunlarla…” (Nisa Suresi, 143) ayetiyle, Allah münafığın bu durumuna dikkat çekmiş ve münafığın köstebeğe benzeyen bu karakterine karşı Müslümanları uyarmıştır.
Müslümanlar, münafığın tehlikesini, alçaklığını, ahlaksızlığını ve küfürle olan birlikteliğini çok iyi bilmelerine rağmen, bu insanları sabırla imana ve Kuran ahlakını yaşamaya çağırırlar. Ancak münafıklar, ‘akıl hastası gibi saplantılı bir ruh ile münafıklıklarında ısrar eder’ ve çıkarlarının peşinde koşmaya devam ederler. Aynı bir köstebeğin, tünelinde aşağı yukarı dolanıp durması gibi, münafık da menfaat elde edebilmek için Müslümanların arasında gezinip durmaya devam eder.
Münafıklığın çözümü ise, münafık karakterinin gün gibi apaçık görülecek şekilde tarif edilmesi ve böylece dünya çapındaki tüm Müslümanların bu samimiyetsiz insanları çok iyi teşhis edebilecek hale gelmesidir. Tüm ahlaksızlığı ve alçaklığı deşifre olmuş bir münafığın, artık bu dünyada münafıklık yapacak alanı da kalmamış olur.
Nasıl ki tarım alanlarında, köylerde ya da tarlalarda, köstebek deliklerine iki taraftan su verilir ve böylece köstebek kaçacak yer bulamazsa; işte münafığın deşifre edilmesi de, onun ‘münafıklık yapacak alan bulamamasıyla’ sonuçlanır. Ancak elbette ki köstebek burada sadece münafığın durumunun anlaşılması için verilen bir örnektir; yoksa köstebek sevimli bir hayvandır. Münafık ise, onunla kıyaslanmayacak kadar ‘aşağılık ve alçak bir mahluk’ tur.
İşte Müslümanların Kuran ayetleri ışığında, münafığın günlük hayattaki tüm oyunlarını deşifre etmeleriyle birlikte ‘münafıklık imanın nuru içerisinde manen boğulup yok olacaktır’. Tüm samimiyetsizleri, alçaklıkları herkes tarafından çok iyi bilinir hale geldiğinde münafık, artık hiç kimseye bu oyunları oynayamayacak hale gelecektir.
Bu nedenle münafık alametlerini Müslümanlar arasında gece-gündüz sürekli gündemde tutmak, ezberletmek, yazılı hale getirmek, anlatmak dünyanın her yerinde münafığın hayat sahasını ortadan kaldırmış olacaktır. Bunun sonucunda da Müslümanlar münafıklık faaliyeti olmayan bir dünyada yaşayacak; ve hayatlarında müthiş bir lüks, rahatlık ve bereket oluşacaktır.