Münafık çok aşağılık bir varlıktır. Sevgi, şefkat, merhamet, acıma hissi, affedicilik, incelik, nezaket gibi özelliklerden tamamen yoksundur. Bu tavırların kendisine gösterilmesini, yalnızca ‘kendisinin sözde herkesten daha büyük olduğunu’ ispatlayabilmek için kullanmaya çalışır. En çok sevilmek ister, çünkü bu şekilde ‘sevgiye sözde en layık olan insan olduğunu’ ispatlayacak ve böylece diğer Müslümanlara büyüklük taslayacaktır. En çok ilgi görmek ister, çünkü bu şekilde tüm dikkatleri sürekli kendi üzerinde toplayacaktır. Tüm bu talepleri, münafığın güzel ahlaka olan düşkünlüğünden değil, sadece herkesten daha önde olma hırsının bir gereğidir.
Münafıklar Müslümanlara karşı çok kinlidirler oysa bunun için hiçbir sebep yoktur. Hatta tam tersine Müslümanlar onları sürekli kollayıp gözetirler, bu yüzden sevgi ve saygı duymaları için çok fazla neden vardır. Örneğin bir münafık hastalandığında inananlar onun bütün ihtiyaçlarıyla ilgilenirler. Doktora götürür, ilaçlarını alır, yemeklerini pişirir, tüm işlerini yaparlar. Müslümanlar münafıklara karşı son derece merhametlidirler. Ahlaksızlıklarını görseler bile, Allah rızası için vicdanlı davranır ve ona yoğun sevgi ve şefkat gösterirler. Ancak tüm bu ihtimam ve güzel ahlak münafığın kalbinde iyilik ve güzellikten yana hiçbir his uyandırmaz. Çünkü münafık sevgiye sevgiyle, merhamete merhametle, nezakete ve güzel ahlaka aynı şekilde karşılık vermesini bilmez. Tüm bunlar yalnızca münafığın ‘şımarıklığını, tersliğini ve münasebetsizliklerini’ daha da artırır.
Çünkü münafığın şeytani ruhunda sevgi yoktur. Münafık, sevmeyi bilmeyen ve sevilmeyi de talep etmeyen garip bir mahluktur. Hayatında sevdiği, içinden gelerek güzel davrandığı hiç kimse yoktur. Ne annesi ne babası ne çocukları ne eşi ne bir dostu ya da arkadaşı, onun sevgi duyduğu varlıklar değildir. Bunların her biri ona göre sadece çıkarları için bağlantıda olunması gereken insanlardır. Münafığın sevgisizliği o kadar ileri boyutlardadır ki, çocukları, bitkileri, çiçekleri, hayvanları, Allah’ın yarattığı hiçbir güzelliği sevmez.
Münafık sevgiyi bilmediği gibi saygıyı da bilmez. Çünkü saygı sevginin en güzel anlatış biçimidir; bir insana değer vermenin göstergesidir. İşte münafık da, Müslümanlara değer vermediği için sevgisi gibi saygısı da yoktur. Allah Kuran’da münafıkların bu özelliğini ‘zorba ve saygısız’ tanımlamasıyla bildirmiştir:
Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık. Alabildiğine ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren (gizlilik içinde söz ve haber taşıyan). Hayrı engelleyip sürdüren, saldırgan, olabildiğince günahkar. Zorba-saygısız, sonra da kulağı kesik; (Kalem Suresi, 10-13)
Allah bu ayetlerle İslam’a zıt olan her türlü tavır ve ahlaksızlıktan sakınılmasını bildirmiştir. ‘Zorba olması’, münafığın bir konuyu sevgiyle, saygıyla, nezaketle değil; küstahlıkla, züppelikle, kavga ederek, yaygaralar kopararak, saldırganlaşarak halletmeye çalıştığını gösterir. Örneğin Peygamberimiz (sav) döneminde münafıkların, Resulullah (sav)’e hücrelerin ardından bağırarak ya da huzurunda olduklarında da seslerini yükselterek, öne çıkmaya çalışarak konuşmaları, münafıkların hep bu saygıdan yoksun, küstah, züppe ve zorba karakterleri nedeniyledir. Konuları nezaketle, sevecenlikle, güzel sözle değil,her zaman ‘kabalıkla ve zorbalıkla’ çözmeye çalışırlar. Pislik yaparak, yaygara kopararak, huzursuzluk çıkararak, hakaretamiz, çirkin ve tehditkar üsluplar kullanıp bulundukları ortamda fitne çıkarmak isterler.
Dünyada yaptıkları ahlaksızlıkların yanlarına kalacağını düşünür ve her şeytani eylemlerinin kendileri için bir kazanç olduğunu sanırlar. Oysaki Allah Katında, yaptıkları her bir alçaklık, her bir şeytanlık onlar adına, tek tek yazılmaktadır. Tarih boyunca hiçbir münafığın yaptıkları yanına kalmamıştır. Bugün de yine Müslümanları hedef alarak ahlaksızlık yapan her münafık yaptıklarının karşılığını ahirette misliyle alacaktır. Sonsuza kadar bu acı ve azaptan kurtulamayacaklardır. Allah Kuran’da münafıkların cehennemde ‘ateşin en alçak tabakasında’ olarak cezalandırılacaklarını bildirmiş ve ‘onların artık hiçbir yardımcılarının olmadığını’ haber vermiştir:
Gerçekten münafıklar, ateşin en alçak tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın. (Nisa Suresi, 145)