Dedikodunun Kuran’daki Yeri

Allah Kuran’da müminlere birbirlerini çekiştirmelerini yasaklamış, bunu çirkin bir ahlak olarak göstermiştir: …Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir. (Hucurat Suresi, 12) Ayetteki bu emir gereği, Allah’ın dinini yaşayan, birbirlerine kardeş gibi olan insanlar böyle bir hareketi yapmaktan […]

Continue Reading

Kehf Suresi 107- 108

İman edip salih amellerde bulunanlar… Firdevs cennetleri onlar için bir ‘konaklama yeridir.’ Onda ebedi olarak kalıcıdırlar, ondan ayrılmak istemezler. (Kehf Suresi, 107-108) Daha önce de vurguladığımız gibi kıyamet gününde salih müminler, tüm hayatları boyunca yapıp-ettiklerinin yazılmış olduğu hesap defterlerini “sağ yanlarından” alacaklardır. Bu tanım, Kuran’da “kolay” hesaba çekilecek ve cennetle ödüllendirilecek insanlar için kullanılmıştır. Bu […]

Continue Reading

İnsanlara Çirkin Lakaplar Takmanın Kuran’daki Yeri

Kuran ahlakını yaşamayanlar, kendilerini yüceltmek uğruna insanlara olmadık kötü lakaplar takarak alay ederler, böylece karşılarındaki insanları küçük düşürmeye çalışırlar. Müminler ise asla böyle çirkin bir tavra itibar etmezler. Allah Kuran’da müminleri çok açık bir şekilde bu çirkin davranıştan men etmiştir, bu emre uymayanların da zalimlerden olacağını belirtmiştir: Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle […]

Continue Reading

Kuran’da “Alaycılık” ile İlgili Bildirilenler

Alay, Allah’ın kesinlikle beğenmediği çirkin bir tavırdır. Dinsiz toplumlarda birçok alay konusu bulunur. İnsanların eksiklikleri veya kusurları ile alay etmek, onlara kötü lakaplar takmak bu konuların başında gelir. Allah bu çirkin ahlaka karşı insanları şöyle uyarmaktadır: Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline; (Hümeze Suresi, 1) Allah’ın Kuran’da dikkat çektiği diğer […]

Continue Reading

Kehf Suresi 103- 105

De ki: “Davranış (ameller) bakımından en çok hüsrana uğrayacak olanları size haber vereyim mi?” “Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar.” İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız. (Kehf Suresi, 103-105) Bu ayetlerde dünya hayatı […]

Continue Reading

Kehf Suresi 101

Ki onlar, Beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kuran’ı) dinlemeye katlanamazlardı. (Kehf Suresi, 101) Kehf Suresi’nin bu ayetinde Allah inkar edenlerin zikirden yana gaflet içinde olduklarını bildirmektedir. Rabbimiz bir başka ayetinde de “Hayır, onlar Rablerini zikirden yüz çevirenlerdir” (Enbiya Suresi, 42) şeklinde buyurmaktadır. Onlar Allah’ın ayetlerini inkar etmekte, kainatın her bir detayındaki yaratılış delillerini […]

Continue Reading

Kıskançlığın Kuran’daki Yeri

Haset, Kuran’da kınanan bir tavırdır. Allah, deneme maksadıyla, insanların nefsini kıskançlığa eğilimli olarak yarattığını, fakat müminlerin bundan sakınmaları gerektiğini Kuran’da bildirmiştir: … Nefisler ise ‘kıskançlığa ve bencil tutkulara’ hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberi olandır. (Nisa Suresi, 128) Bazı insanlara “kıskanç mısındır?” diye sorulduğunda buna “evet” veya “biraz” diye cevap […]

Continue Reading

Kuran’da Bahsedilen Manevi Temizlik

Allah Kuran’da insanın ruhen temiz olmasından da bahseder. Nefsindeki kötülüklerden uzak duran, nefsini arındırıp temizleyen insanların kurtuluş bulacağına dikkat çeker: Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. (Şems Suresi, 8-9) İnsanın manevi yönden temiz olması, ayette bildirildiği gibi nefsinin emrettiği kötülüklerden tamamen uzak durmasıyla […]

Continue Reading

Kuran’daki Temizlik Anlayışı

Müminler fiziksel olarak tertemiz insanlardır. Bedenleri, yedikleri yiyecekler, giydikleri giysiler, yaşadıkları ortamlar her zaman temizliği ve düzeniyle göze çarpar. Bulundukları her yeri Kuran’da tarif edilen, tertemiz cennet ortamlarına benzetmeye çalışırlar. Allah müminlerin temizlik anlayışının nasıl olması gerektiğine, aşağıdaki ayetlerde dikkat çekmiştir: Elbiseni temizle. Pislikten kaçınıp-uzaklaş. (Müddessir Suresi, 4-5) Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz […]

Continue Reading

Boş ve Yararsız Şeylerden Yüz Çevirmek

“Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirmek”, insanın sadece Allah’ın rızasını kazanacağı davranışlarda bulunmasıyla mümkün olur. Mümin dünyada kendisine verilen süreyi çok iyi değerlendirmesi gerektiğini bilir. Çünkü bu dünyada yaptığı işler sonucunda ahirette sonsuza kadar konaklayacağı yer belirlenecektir. Bu yüzden her yaptığı işle ahirete yönelik bir hayır kazanmaya çalışır. Elbette her insan gibi konuşur, eğlenir, yemek […]

Continue Reading

Müminlerin Alçakgönüllüğü Nasıldır?

Alçakgönüllü olmak, Kuran’da önemli bir mümin özelliği olarak geçer. Allah ayetlerinde müminlere alçakgönüllü olmalarını emreder. Büyüklenen ve şımarıp azgınlık yapanların da Allah tarafından sevilmediği yine ayetlerde haber verilir. Müminler, Allah’ın her şeyi yarattığını, her şeyin tek sahibi olduğunu ve insanlara tüm nimetleri verenin O olduğunu bilen insanlardır. Dolayısıyla bir mümin Allah karşısındaki acizliğinin farkında olduğu […]

Continue Reading

Müslümanca Konuşmanın İnsanlar Üzerindeki Etkileri

Müslümanca konuşmak önemli bir iman alameti ve dünya üzerindeki en etkili konuşma şeklidir. Bu etkinin gücü ise müminlerin imanlarından ve samimiyetlerinden kaynaklanır. Zira Müslümanların, sözleriyle yaşadıkları birbirini tasdik eder niteliktedir; konuşmaları, gerçekten inandıklarını ve hissettiklerini yansıtır. Müslümanca konuşan insanlarla karşılaşanlar çoğu zaman büyük bir hayranlık duygusuna kapılırlar. Hayatları boyunca Kuran ahlakını yansıtmayan konuşmalara şahit oldukları […]

Continue Reading

Peygamberimiz (Sav)’i Savunup, Ona Destek Olan Bir Üslupla Konuşmak

Allah elçilerini insanlara doğru yolu göstermeleri, onları Allah’ın azabına karşı uyarıp korkutmaları ve iman edenleri ahirette alacakları karşılıkla müjdelemeleri için göndermiştir. Elçiler hayatlarını Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla insanlara hak dini anlatmaya, onları güzel ahlaka davet etmeye ve onları ahirette en güzel karşılığı alabilecekleri bir iman seviyesine ulaştırmaya adamışlardır. Kuran’da elçilerin insanları karanlıklardan nurlara çıkardıkları, onların […]

Continue Reading

Gizli Konuşmalar Yapmamak

Allah Kuran’ın, “Onların ‘gizlice söyleşmelerinin’ çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah’ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz.” (Nisa Suresi, 114) ayetiyle gizli konuşmaların çoğunda hayır olmadığını hatırlatmaktadır. Bu ayete göre insanlara iyiliği emretmek, onları barıştırıp uzlaştırmak gibi samimi amaçlar için yapılmadığı […]

Continue Reading

Dil Eğip Bükmemek

Müminlerin titizlikle kaçındıkları konulardan biri Kuran’da ifade edildiği şekliyle ‘dil eğip bükerek konuşmak ‘tır. ‘Dil eğip bükerek konuşma’nın anlamı, son derece açık ve anlaşılır olan Kuran ayetlerini olduğundan farklı yorumlamaya çalışmaktır. Kuran’ın bir ayetinde Allah, dil eğip bükerek konuşmanın, kalplerinde imandan yana bir kayma olan münafıklara ait bir özellik olduğunu şöyle bildirmektedir: Sana Kitab’ı indiren O’dur. Ondan, […]

Continue Reading

Kötülüğe Yönelten Konuşmalardan Sakınmak

Müminler söyledikleri her sözün Kuran’a uygun ve rahmani bir üslup içerisinde olmasına gayret ederler. Diğer müminlere fayda verecek, onları Allah’a yakınlaştıracak, şevklendirecek, huzur ve güven verecek, ferahlatacak, neşelendirecek konuları gündeme getirmeye çalışırlar. Onların huzurunu, neşesini kaçıracak, akıllarını gereksiz yere meşgul edecek, kalplerine vesvese ya da tedirginlik verecek konuları ise özenle konuşmamaya titizlik gösterirler. Münafık karakterli […]

Continue Reading

Ağız Arayan Sinsi Bir Üslup Kullanmamak

Müslümanların sakındıkları bir başka konu da konuşurken ‘ağız arayan, kurnaz ve oyuncu bir üslup kullanmak’ tır. Samimiyetin ve dürüstlüğün Müslümanların en belirgin özelliklerinden biri olduğuna ve bu üslubun konuşmalarına da yansıdığına önceki bölümlerde değinmiştik. Söylenmek istenenleri, imaların arkasına gizlemeden doğrudan dile getirmek, samimiyetin ve dürüstlüğün bir gereğidir. Bir Müslümanın konuşmasından niyetinin ne olduğu, sözü hangi amaçla söylediği […]

Continue Reading

Şüphe Veren Bir Konuşma Tarzı Kullanmamak

Müminlerin sakındıkları konuşma üsluplarından biri de münafıklara özgü ‘şüphe dolu ve şüphe veren bir üslup kullanmak ‘tır. Münafıklar Allah’ın varlığından, ahiretten ve Allah’ın vaatlerinden yana ciddi bir kuşku içerisinde oldukları için konuşmaları da şüphe ve tereddüt doludur. Kuran ahlakını hiçbir zaman müminlerin tebliğ ettiği gibi açık, kesin ve kararlı bir üslupla anlatamazlar. Kalplerinden konuşmalarına yansıyan bu şüphe, […]

Continue Reading

Karşılarındaki Kişinin Kültür Seviyesine Uygun Bir Üslup Kullanmak

Müminlerin konuşmalarında dikkat ettikleri özelliklerden biri de karşılarındaki insanlara en uygun olan, onların en rahat edecekleri ve en kolay anlayabilecekleri üslubu kullanmalarıdır. Zira imanın getirdiği akıl insana, her yaştan ve her kültürden insana hitap edebilme yeteneğini kazandırır. Açık bir şuura ve zengin bir bilgi birikimine sahip olan bir kimseye kullanılacak hitap şekliyle, anlayışı sığ, kültür […]

Continue Reading

Münafıkane Bir Üsluptan Kaçınmak

Kuran’da kendilerini mümin olarak tanıtan ama gerçekte kalben inanmamış kimseler ‘münafık’ olarak isimlendirilmiştir. İmana davet edildikleri halde hala dünya hayatına bağlı kalmaları ve Kuran ahlakının yaşanmadığı bir hayata özenmeleri münafıkları samimiyetsiz bir üsluba yöneltir. Çünkü gerçek yüzleriyle müminlere göstermeye çalıştıkları arasında derin bir fark vardır. Münafıklar Kuran’ı çarpık bir bakış açısıyla yorumlarlar. Bu çarpık mantık […]

Continue Reading

Söz Kesmemek ve İtidalli Bir Sesle Konuşmak

Müslümanlar gün içerisinde karşılaştıkları her olaya “şu an hangi tavrı gösterirsem Allah’ın rızasını kazanabilirim?” düşüncesiyle yaklaşırlar. Konuşan bir kişiyi sözünü kesmeden nezaketle dinlemek, Allah’ın rızasını kazandıracağı umulan güzel tavırlardan biridir. Bu tavır, konuşmacıya ve söylediklerine duyulan saygının bir göstergesidir. Buna karşın, Kuran ahlakının yaşanmadığı yerlerde insanların konuşana kulak vermemeleri, birbirlerinin sözünü dinlememeleri, aynı anda tartışarak […]

Continue Reading

Boş ve Faydasız Konuşmalar Yapmamak

Allah’a inanmayan insanlar yaşamlarını dünya hayatıyla sınırlı olarak düşündükleri için sonsuz hayatlarını yaşayacakları ahiret için bir hazırlık yapmaya da gerek duymazlar. Nasıl bir tavır içerisinde olduklarını, yaşadıkları süre içerisinde hayırdan yana neler kazandıklarını, nasıl bir sona doğru ilerlediklerini düşünmezler. Oysa her davranış, her söz, her düşünce hesap gününde insanın önüne çıkartılmak üzere saklanmaktadır. Sarf edilen […]

Continue Reading

Haset ve Kıskançlık İçeren Bir Üsluptan Kaçınmak

Allah “…Nefisler ise ‘kıskançlığa ve bencil tutkulara’ hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah yaptıklarınızdan haberi olandır” (Nisa Suresi, 128) ayetiyle her insanın nefsinde kıskançlık duygusunun bulunduğunu ancak bunun sakınılması gereken bir özellik olduğunu hatırlatmaktadır. Başka ayetlerde de Allah, kıskançlık duyan insanın şerrinden sakınılması gerektiğini hatırlatmakta ve kıskançlığın ne tür kötülüklere kapı açtığını şöyle haber […]

Continue Reading

Alaycı Bir Üslupla Konuşmamak

Dünyanın neresine giderseniz gidin, kimle konuşursanız konuşun “sizinle alay edilmesini ister misiniz?” diye soracak olursanız, büyük olasılıkla tüm insanlardan “elbette ki hayır” cevabını alırsınız. Ne var ki kendileriyle alay edilmesinden hiçbir şekilde hoşlanmayan bu insanlar, söz konusu bir başkası olduğunda alay etmeyi önemli bir eğlence vesilesi olarak görürler. Bu üslubun kimi insanlar arasında geniş çapta kabul görmüş olması ise […]

Continue Reading

Zan ve İftirada Bulunmamak

Müminlerin özen gösterdikleri bir başka önemli konu da, bilmedikleri bir şey hakkında zan ve tahmine dayalı konuşmalardan kaçınmaktır. Allah bir ayetinde “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsra Suresi, 36) sözleriyle bu durumun Allah Katında kişiye yükleyeceği sorumluluğu hatırlatmaktadır. Bir başka ayetinde ise Allah yeryüzündeki insanların büyük çoğunluğunun ‘zan […]

Continue Reading

Arkadan Konuşmamak, Dedikodu Yapmamak

Cahiliye ahlakına sahip kimi insanlar, çevrelerindeki kişilerde gördükleri kusurları, eksiklikleri onların yüzlerine söylemektense arkalarından konuşurlar. Bu kişilerin insanları daha iyiye yöneltmek, eksik yönlerini telafi etmelerine katkıda bulunmak gibi bir amaçları yoktur. Kimi zaman sırf vakit geçirmek, kimi zaman hoşlanmadıkları insanlar hakkında etrafta olumsuz kanaat oluşturmak, kimi zaman bir insanı küçük düşürüp alay etmek, kimi zaman […]

Continue Reading

Anne ve Babaya Güzel Söz Söylemek

Kuran ayetleriyle hatırlatılan bir başka konu da anneye ve babaya karşı kullanılacak üsluba ilişkindir. Allah Kuran’da, “Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Bana’dır.” (Lokman Suresi, 14) hükmüyle insana annesine ve babasına karşı […]

Continue Reading

“MaşaAllah, Allah’tan Başka Kuvvet Yoktur” Diyerek Konuşmak

İnsanın dünya hayatında karşılaştığı tüm nimetlerin tek hakimi ve tek sahibi Allah’tır. Ancak kimi insanlar Allah’ın kendilerine verdiği nimetlerin asıl sahibinin kendileri olduğunu zannederek gaflete kapılabilmektedirler. Ellerindeki bu imkanlar nedeniyle Rabbimiz karşısındaki acizliklerini unutup kibirlenen bir tavır gösterebilmektedirler. Oysa tüm bunları insana veren Allah, dilediği anda geri almaya güç yetirendir. Bu nedenle insanın sahip olduğu […]

Continue Reading

İstişare Etmek

Kuran ahlakından uzak insanların konuşmalarında dikkat çeken özelliklerden biri de her zaman son sözü söylemeye ve haklı çıkmaya çalışmalarıdır. Karşı tarafın ne dediğini anlayıp bunlardan istifade etmektense, kendi fikirlerini dile getirmeye ve kabul ettirmeye bakarlar. Oysa bilgi düzeyi ne olursa olsun, insanın karşı taraftan öğreneceği bir şeyler olabilir. Karşı taraf daha az bilgili olsa bile, […]

Continue Reading

Hoşgörülü ve Bağışlayıcı Bir Üslup Kullanmak

Allah bir ayetinde “Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır.” (Bakara Suresi, 263) hükmüyle müminlere, güzel sözlü, hoşgörülü ve bağışlayıcı bir üslubun makbul olduğunu bildirmektedir. Kuran’da bildirilen bu ahlakın yaşanması, samimi bir imanı ve Allah korkusunu gerektirir. Çünkü kimi insanların güzel ahlak göstermekte en zorlandıkları durumlardan […]

Continue Reading

Alçakgönüllü Bir Tarzda Konuşmak

Müminlerin konuşmalarına alçakgönüllü bir üslup hakimdir. Kuran’da müminlerin bu ahlakına “O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçakgönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman ‘Selam’ derler.” (Furkan Suresi, 63) ayetiyle dikkat çekilir. İmanlı insanlar pek çok güzel özelliğe sahip olsalar da, tüm bunların Allah’ın kendilerine bir lütfu olduğunu ve dilediğinde geri alabileceğini bilmenin tevazusu içerisindedirler. Allah […]

Continue Reading

Nezaketli ve Saygılı Bir Üslup Kullanmak

Müminler yine güzel ahlaklarının bir gereği olarak konuşmalarında son derece ‘nezaketli ve saygılı bir üslup kullanırlar’. Karşılarındaki kişinin yaşı, kültür düzeyi, zeka ya da akıl seviyesi, zengin ya da fakir olması onların bu üslubunu değiştirmez. Çünkü onlar Kuran ahlakını, Allah’ın rızasını kazanabilmek için yaşarlar. Karşılarındaki insanları müstakil birer varlık olarak düşünüp, her birine ayrı bir tavır […]

Continue Reading

Nefis ve Hevadan Konuşmamak

Müminlerin konuşmalarına yansıyan bir başka güzel ahlak özelliği de ‘nefisleri ve hevaları adına konuşmaktan titizlikle kaçınmaları ‘dır. İman edenler nefsin insanı daima Allah’ın razı olmayacağı davranışlara sürüklemeye çalıştığını bilirler. Bu nedenle nefislerinin kendilerine telkin ettiği şekilde değil, vicdanlarının ilham ettiği şekilde konuşurlar. Kuran’da müminlerin bu ahlakına Hz. Yusuf (as)’ın tavrı örnek verilmiştir. Kendisine iftira edildiği ve bundan […]

Continue Reading

Sözün En Güzelini Söylemek

Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır. (İsra Suresi, 53) Allah Kuran’da insanlara birbirlerine sözün en güzelini söylemelerini bildirmiştir. İnsan düşünmeden, gelişigüzel bir şekilde de konuşabilir ya da sözü “en güzel şekliyle” söylemeye de gayret edebilir. Allah Katında makbul olduğu umulan ve kişiye Allah’ın rızasını […]

Continue Reading

Şevk ve Heyecanı Yüksek Tutan Bir Üslupla Konuşmak

Müminin üzerindeki sorumluluklardan biri de konuşmalarıyla tüm inananların şevkini, coşkusunu ve heyecanını sürekli ayakta tutmaktır. Samimi bir mümin kendi içinde bu coşku ve şevki her an yaşar ancak şeytanın, müminleri yılgınlığa düşürmeye, şevklerini ve azimlerini kırmaya çalışacağını da bilir. Bu nedenle şeytanın oyunlarına karşı birbirlerini destekler ve bu yönde birbirlerini teşvik ederek şeytanın kışkırtmalarını etkisiz […]

Continue Reading

Müjdeli ve Sevinç Verici Konuşmalar Yapmak

Hiç şüphesiz Allah, müminlerden -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere- canlarını ve mallarını satın almıştır… (Tevbe Suresi, 111) …Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip-müjdeleşiniz. İşte ‘büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur. (Tevbe Suresi, 111) Yukarıdaki ayetiyle Allah müminlere birbirleriyle müjdeleşmelerini hatırlatmaktadır. İman edenlerin sevinçlerinin ve neşelerinin kaynağı, Allah’ın, kendilerini […]

Continue Reading

Akılcı ve Mantıklı Konuşmak

Müminlerin konuşmalarına hakim olan bir diğer özellik de berrak ve keskin bir aklı yansıtan üsluplarıdır. Toplumda yaygın olarak bilinenin aksine her insan akıllı değildir. Allah bu nimeti Allah’a iman eden kimselere vermektedir. İnsanların çoğu zaman akıl zannettikleri ise, aklın üstünlüğüyle asla kıyaslanamayacak bir yetenek olan zekadır. Kuran ahlakından uzak olan bazı insanların çok zekice konuşmalar […]

Continue Reading

Doğru Konuşmak

Müminlerin, konuşmalarına hakim olan özelliklerden biri de, hangi şartlar altında olurlarsa olsunlar, doğru söz söylemeleridir. Kuran’da sırf insanlardan çekindiği için kişinin doğruyu söylemekten kaçınmasının yanlış bir tavır olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle müminler her zaman vicdanlarının sesini dinleyerek konuşurlar. Her zaman en güzel, en gönül alıcı sözü söylerler ama yine de bir insanı kırmamak, kızdırmamak ya […]

Continue Reading

Samimi Bir Üslupla Konuşmak

İnsanlar üzerinde en etkili olan konuşma şekillerinden biri samimi konuşmadır. Çünkü hikmetli sözde olduğu gibi, samimi konuşma da doğrudan insanın kalbine ve vicdanına etki eden bir konuşmadır. İnsan samimiyetten etkilenecek şekilde yaratılmıştır. Samimi konuşma; insanı, inanmadığı, desteklemediği ve hatta karşı çıktığı bir fikrin dahi haklı yönlerini görmeye ve dinlediklerini objektif bir biçimde değerlendirmeye yöneltir. Kişiyi […]

Continue Reading

Hikmetli Konuşmak

Hikmetli konuşmak, bir insanın olabilecek en doğru, en faydalı ve en yerinde konuşmayı yapabilmesidir. Ancak hikmetli konuşmanın herhangi bir kuralı yoktur. Yerine, zamanına, hitap edilen kişilere ve içerisinde bulunulan şartlara göre değişir. Dahası hikmetli konuşabilmenin kişinin zeka seviyesiyle, kültür düzeyiyle, tahsil durumuyla ya da teknik bilgisiyle de herhangi bir bağlantısı yoktur. Bu gerçekten habersiz olan […]

Continue Reading

İnsanlara İyiliği Emredip, Kötülükten Men Etmek

İman edenler konuşmalarıyla hem kendileri Kuran ahlakını en güzel şekilde yaşamaya çalışır hem de başkalarını bu ahlakı yaşamaya teşvik ederler. Çünkü Kuran’da müminlerin insanları hayra çağırmak, onlara iyiliği anlatmak ve kötülükten sakındırmakla yükümlü oldukları bildirilmektedir: Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (Al-i İmran Suresi, 104) […]

Continue Reading

Konuşurken Şeytanın Etkisinde Bir Üsluptan Sakınmak ve Şeytandan Allah’a Sığınarak Konuşmak

Kuran’da şeytanın kıyamete kadar insanları Allah’ın yolundan saptırmaya and içtiği bildirilir. Şeytan isyan ettiği için Allah Katından kovulmuş ve lanetlenmiştir. Amacı kendisi gibi, insanları da isyana sürüklemektir. Bu amacına ulaşabilmesi için Allah şeytana kıyamet gününe kadar süre tanımış ancak onun ‘gerçekten iman etmiş kimseler üzerinde hiçbir etkisinin olamayacağını’ bildirmiştir. Şeytan insanı doğru yoldan saptırmak için ona çeşitli […]

Continue Reading

Konuşmalarda Helale Harama Titizlik Göstermek

Müslümanca konuşmanın en belirgin özelliklerden biri de, kişinin tüm konuşmalarında Kuran’da bildirilen ‘helal haram sınırlarını’ titizlikle korumaya özen göstermesidir. Kuran’ın “Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rüku edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) müminleri müjdele.” (Tevbe Suresi, 112) ayetiyle insanlara Allah’ın sınırlarını korumaları emredilmiştir. İnsan yaşamı boyunca […]

Continue Reading

Dünya Hayatının Geçiciliğinin Farkında Olan Bir Üslupla Konuşmak

Dünyevi değerleri ilahlaştıran insanların kendilerine has bir üslupları vardır. Konuşmalarından dünya hayatını yaşamlarının asıl amacı haline getirdikleri açıkça anlaşılır. Başkalarında görüp sahip olamadıkları güzelliklerden kimi zaman gıptayla kimi zaman da haset dolu bir üslupla bahsederler. Söz konusu kimselerin içlerinde yaşadıkları bu özenti, dünya hayatına ve ahirete dair gerçeklerden habersiz olmalarından kaynaklanır. Oysa Allah Kuran’da dünya […]

Continue Reading

Allah’a Güvenip Dayanarak Konuşmak

Cahiliye inançlarını taşıyan insanlar başları sıkıştığında, yardıma ihtiyaç duyduklarında ya da bir şeyi elde etmek istediklerinde çözümü dünya hayatında güç sahibi olduğunu düşündükleri odaklarda ararlar. Kimileri nüfuz sahibi eş-dostlarından, kimileri mal, itibar ya da söz sahibi insanlardan medet umarlar. Bütün bu insanların Allah’ın kontrolüyle hareket eden aciz varlıklar olduklarını unuturlar. Bu nedenle onların gözlerine girmeye […]

Continue Reading

Kaderin Mükemmelliğini ve Her Şeyde Hayır Olduğunu Bilerek Konuşmak

Allah her varlığa bir kader takdir etmiştir. Bir insanın hayatı boyunca yaşayacağı her olay, göreceği her insan, çalışacağı her iş, hatta söyleyeceği her söz Allah Katında, daha o insan doğmadan önce belirlenmiştir. Ayrıca Allah zamandan münezzeh olduğu için, canlı cansız tüm varlıkların hayatı Allah Katında yaşanmış ve sonuçlanmıştır. Ancak zamana bağımlı olan insan, olup bitmiş […]

Continue Reading

Konuşmalarda Kuran’ı Rehber Edinmek

Allah bir ayetinde “… Bu bir Kitap’tır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik.” (İbrahim Suresi, 1) sözleriyle Kuran’ın indiriliş hikmetlerinden birinin “insanları nura çıkarmak” olduğunu açıklamaktadır. Kuran, indirildiği günden bu yana Allah’ın koruması altındadır ve hiçbir bozulmaya uğramamıştır. İnsanlara bir öğüt ve uyarı olarak indirilmiştir; iman edenler […]

Continue Reading

İşlerin Allah’ın Dilemesi ile Olacağını Bilerek Konuşmak

Müminlerin konuşma üslubunda dikkat çeken bir başka özellik de yapacakları bir işten bahsederken ‘Allah dilerse’ ya da ‘İnşaAllah’ diyerek konuşmalarıdır. Bir işi yapmaya karar verdiklerinde bu yönde gerekli olan tüm tedbirleri alırlar. Ama bu olayın ancak Allah’ın dilemesiyle gerçekleşebileceğini de unutmazlar. İnsan bir şeyi ne kadar çok yapmak istese de, bunun için gereken herşeyi yapsa da Allah dilemedikçe o […]

Continue Reading

Allah’ı Çokça Zikretmek

Kuran’da, “Sana Kitap’tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklardan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah’ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut Suresi, 45) ayetiyle, Rabbimiz’i zikretmenin en büyük ibadet olduğu bildirilmektedir. Müminler bu ibadeti büyük bir içtenlikle yerine getirirler. Kalplerindeki derin Allah sevgisi, doğal olarak konuşmalarına da yansır. Karşılaştıkları her nimeti kendilerine […]

Continue Reading

Allah’a Karşı Aczini Bilen Bir Üslupla Konuşmak

Allah Kuran’da, “Yaratan Rabbin adıyla oku. O, insanı bir alaktan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir; Ki O, kalemle (yazmayı) öğretendir. İnsana bilmediğini öğretti. Hayır; gerçekten insan, azar. Kendini müstağni gördüğünden. Şüphesiz, dönüş yalnızca Rabbinedir.” (Alak Suresi, 1-8) sözleriyle insanın, aciz bir varlık olmasına rağmen bu durumunu unutarak Kendisi’ne karşı büyüklenebildiğini bildirmektedir. Gerçekten de insanların bir kısmı […]

Continue Reading

Allah’ı Övüp Yücelterek Konuşmak

Kuran’ın “Andolsun, onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş’i ve Ay’ı kim emre amade kıldı?” diye soracak olursan, şüphesiz: “Allah” diyecekler. Şu halde nasıl oluyor da çevriliyorlar?” (Ankebut Suresi, 61) ayetiyle, bazı insanların kendilerini yaratanın ve her an nimet verenin Allah olduğunu bilmelerine rağmen, bu gerçekten uzak bir yaşam sürdüklerine dikkat çekilmektedir. Gerçekten iman etmiş olan müminlerin ise […]

Continue Reading

Allah’a Hiçbir Şeyi Ortak Koşmadan Konuşmak

Allah, “Sizin İlahınız tek bir İlah’tır; O’ndan başka ilah yoktur; O, Rahman’dır, Rahim’dir (bağışlayan ve esirgeyendir).” (Bakara Suresi, 163) ayetiyle insanlara Kendisi’nden başka bir Yaratıcı, iyilikten ya da kötülükten yana müdahalede bulunabilecek bir güç olmadığını bildirmiştir. Allah tektir, O’ndan başka insanlara hayır yöneltebilecek, onları koruyup kollayabilecek, nimet ve huzur verebilecek başka bir kuvvet yoktur. Ancak insanların bir bölümü […]

Continue Reading

Her An Allah ile Beraber Olduğunu Bilerek Konuşmak

Bazı insanlar kendilerini yaratanın, rızık ve nimet verenin, her an her yerde kendilerini gözetip kollayanın Allah olduğunu düşünmezler. Ölümle birlikte yine Rabbimiz’e döndürüleceklerinin ve dünya hayatında gösterdikleri her tavırdan, söyledikleri her sözden sorguya çekileceklerinin şuurunda değillerdir. Allah’tan bağımsız, müstakil birer varlık olduklarını sanırlar. Konuştuklarında kendilerine nutku verip konuşturanın Allah olduğunu akıllarına getirmezler. Oysa Allah her […]

Continue Reading

Allah’ı En Güzel İsimleriyle Anmak

Allah Kuran’da, “… Allah, diye çağırın, ‘Rahman’ diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O’nundur…” (İsra Suresi, 110)ayetiyle en güzel isimlerin sahibi olduğunu hatırlatmış ve müminlere Kendisi’ni bu isimleriyle anmalarını bildirmiştir. İman edenler yaşamları boyunca karşılaştıkları her olayda Rabbimiz’in üstün tecellilerini görür ve O’nu en güzel isimleriyle anar, şanını övüp yüceltirler. Örneğin Rabbimiz’in sonsuz adalet […]

Continue Reading

Allah’ın Kudretini (Kadrini) Takdir Edebilen Bir Üslup İle Konuşmak

Samimi olarak iman eden bir kişi yaşadığı her olayda Allah’ın aklını, ilmini, sanatını ve gücünü görür ve hayranlıkla Allah’a boyun eğer. Bu samimi sevgi, saygı ve teslimiyet, kişinin tüm hayatına olduğu gibi konuşmalarına da yansır. İman eden bir insan, Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını; herkesin ve herşeyin, tüm varlıkların her an O’na muhtaç olduklarını bilir. […]

Continue Reading

Müslümanca Konuşmanın Kuran’da Anlatılan Önemi

İnsanları tanımada en önemli rolü oynayan konulardan biri kişilerin konuşmalarıdır. Hayata bakış açısı, inançlar, fikir ve düşünceler sözlerle ifade edilir. İnsan kalbinde hissettiklerini, zihninde sakladığı düşüncelerini, isteklerini, ideallerini ya da korkularını, ister istemez konuşmalarına yansıtır. Dolayısıyla bir insanın ruh halinin dengeli olup olmadığı, nasıl bir akla ve vicdana sahip olduğu sarf ettiği sözlerden büyük ölçüde […]

Continue Reading

Kehf Suresi 65

Derken, Katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. (Kehf Suresi, 65) Önceki bölümlerde de açıkladığımız gibi Allah kullarına karşı sonsuz merhamet sahibidir, Rahman ve Rahim’dir. Hz. Musa’nın buluşmak üzere yola çıktığı Hz. Hızır ise Allah’ın kendisine rahmet verdiği bir kişidir. Yani Allah’ın Rahman ve Rahim sıfatı Hz. […]

Continue Reading

Kehf Suresi 57

Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar. (Kehf Suresi, 57) Elçilerin yaptıkları apaçık davetlere ve hatırlatmalara rağmen insanların çok […]

Continue Reading

Kehf Suresi 54

Andolsun, bu Kuran’da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır. (Kehf Suresi, 54) Allah’ın Kuran’da men ettiği tartışmacı karakter hem insanın kendisini sıkıntıya sokan hem de çevresindeki insanların rahatsızlık duymasına yol açan bir tavır bozukluğudur. Tartışmaların çözümü ise Kuran’da “sözün en güzelini söylemek” olarak tavsiye edilmiştir. İnsanlar için hidayet […]

Continue Reading

Kehf Suresi 47- 48

Dağları yürüteceğimiz gün, yeri çırılçıplak (dümdüz olmuş) görürsün; onları birarada toplamışız da, içlerinden hiçbirini dışarıda bırakmamışızdır. Onlar senin Rabbine sıra sıra sunulmuşlardır. Andolsun, siz ilk defa yarattığımız gibi Bize gelmiş oldunuz. Hayır, Bizim size bir kavuşma-zamanı tesbit etmediğimizi sanmıştınız değil mi? (Kehf Suresi, 47-48) Tüm insanların ölüm vakitlerinin belirlenmiş olması gibi kainatın da bir ölüm […]

Continue Reading

Kehf Suresi 27

Sana Rabbinin Kitabından vahyedileni oku. O’nun sözlerini değiştirici yoktur ve O’nun dışında kesin olarak bir sığınacak (makam) bulamazsın. (Kehf Suresi, 27) İnsanın gerçek dini öğrenebileceği en doğru kaynak Kuran’dır. Çünkü Kuran her şeyi yaratan, her şeyin en doğrusunu bilen Allah’ın sözüdür. Allah insanlara ihtiyaç duyacakları her konuyu Kuran’da açıklamaktadır. Bu ayetiyle Allah, Peygamberimiz (sav)’e de […]

Continue Reading

Kehf Suresi 6

Şimdi onlar bu söze (Kur’an’a) inanmayacak olurlarsa sen, onların peşi sıra esef ederek kendini kahredeceksin (öyle mi)? (Kehf Suresi, 6) Bu ayette Allah’ın elçisinin ve iman edenlerin yaptığı tebliği dinlemeyenlere dikkat çekilmektedir. Salih müminler Allah’ın Kuran’da emrettiği iyiliği emretme ve kötülükten men etme sorumluluğu gereği, insanları Allah’a iman etmeye davet eder, onlara Kuran ayetlerinde bildirilen […]

Continue Reading

Kehf Suresi 3

Onlar orada ebedi olarak kalıcıdırlar. (Kehf Suresi, 3) İnsanların büyük bir bölümü Allah’ın varlığını, cennet ve cehennem hayatının yakınlığını inkar ederler. Bu kişilere göre ölüm bir yok oluştur. Hesap günü yoktur. Bazı insanlar ise cehennem azabının varlığını kabul eder, ancak bu azabın sayılı gün süreceğine inanırlar. Buna göre insan cehennemde kısa bir süre kalacak, günahlarının […]

Continue Reading

KURAN’A GÖRE MÜSLÜMANLARIN BİR LİDER, MEHDİ İSTEMELERİ İBADETTİR, FARZDIR, GÜZELLİKTİR, NİMETTİR

“… Hani, peygamberlerinden birine: “Bize bir melik gönder”…”(Bakara Suresi, 246) “… bize Katından bir veli (koruyucu sahip) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla” (Nisa Suresi, 75) Kuran’da bildirilen bu ayetler Müslümanların, Allah’ın kendilerine manevi bir lider istemeleri; yani sevgiyi dağıtan bir koruyucu, dostluk ve anlayışlı olma ruhunu onlara yönelten, kavga ruhunu kaldıran, sevgi ruhunu onlara aşılayan, çok sevilen […]

Continue Reading

Hadislerde Hz. İsa’nın Yardımcılarının Sayısı İle İlgili Nasıl Bir Bilgi Verilmiştir?

Kuran’da, Hz. İsa’nın yeryüzüne ilk gelişinde kendisine tabi olanların sayısının oldukça az olduğuna işaret edilmiştir. Rivayetlerde de haber verildiğine göre, Hz. İsa’ya yalnızca az sayıdaki havarileri iman etmiş ve halktan da bu mübarek peygambere destek veren kimse olmamıştır. Bu durum Kuran’da şöyle haber verilmiştir: Ey iman edenler, Allah’ın yardımcıları olun: Meryem oğlu İsa’nın havarilere: “Allah’a […]

Continue Reading

Tarih Boyunca Gönderilmiş Olan Peygambere İman Edenlerin Sayısı Az mı Olmuştur?

Ahir zamanda Hz. Mehdi’yi destekleyenlerin ve yardımcılarının sayılarının çok az olacak olması Allah’ın Kuran’da bildirdiği adetullahının bir gereğidir. Bu durum, tarih boyunca yaşamış olan tüm mümin topluluklarında da hep aynı olmuştur. Kuran’da peygamberlerin de çevrelerinde samimi olarak iman eden kişilerin hep çok az olduğuna dair bilgiler verilmiştir. Örneğin Hz. Musa’ya yalnızca yaşadığı toplumun gençlerinden oluşan […]

Continue Reading

Peygamberimiz (sav) Hz. Mehdi’nin Ahlakını Kimin Ahlakına Benzemektedir

Peygamberimiz (sav) hadislerinde Hz. Mehdi’nin ahlakının, kendi ahlakına benzediğini belirtmiştir: Mehdi Allah’a karşı son derece boyun eğicidir. Ahlak bakımından Peygamber (sav)’e benzer. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 163) Ahlakı benim ahlakım olan bir evladım çıkacak. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 21) Peygamberimiz (sav)’in üstün ahlakı ise Kuran’da şöyle haber verilmiştir: Şüphesiz sen üstün […]

Continue Reading

Hadislerde Hz. Mehdi’nin Hakimiyetinin Hangi Peygamberlerin Hakimiyetine Benzeyeceği Bildirmiştir?

Kuran’da Zülkarneyn ve Hz. Süleyman’ın yaşadıkları dönemlerde yeryüzünde geniş çapta etkili oldukları haber verilmiştir. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde ise, Hz. Mehdi’nin de Zülkarneyn ve Hz. Süleyman gibi İslam ahlakını bütün yeryüzüne hakim edeceği haber verilmiştir: Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 30) Yeryüzüne dört kişi malik olmuştur. […]

Continue Reading

Hz. İsa (a.s) Dünya Üzerinde Hiçbir Akrabası, Tanıyanı, Ailesi Olmamasıyla Tanınacaktır

Hz. İsa (a.s.) Kuran’da geçen peygamber özellikleri ile tanınabilecektir. Ancak bunlar dışında onu insanlara tanıtan başka etkenler de olacaktır. Şüphesiz bunlardan en önemlisi Hz. İsa (a.s.)’ın dünyada bir ailesinin, hiçbir akrabasının, eskiden tanıdığı tek bir kişinin olmamasıdır. Gerçekten de, Hz. İsa (a.s.) yeniden yeryüzüne geldiğinde çevresinde kendisini tanıyan hiç kimse olmayacaktır. Onun fiziksel özelliklerini, simasını […]

Continue Reading

Hz. İsa (a.s.)’ı Hangi Özellikleriyle Tanıyabiliriz?

Yukarıda belirttiğimiz gibi, bu sorunun cevabını bulmak için Kuran’a baktığımızda karşımıza çıkan ilk işaret, ayetlerde anlatılan, peygamberlerin sahip oldukları ortak özellikler olacaktır. Öyleyse Hz. İsa (a.s.)’ı tanımak için Kuran’da bildirilmiş olan bu peygamber özelliklerinin neler olduğunu incelemek gerekmektedir. Elbette peygamberlerle ilgili Kuran’dan çıkarılabilecek yüzlerce alamet vardır. Bu bölümde ise en belirgin özellikler ele alınacaktır. 1. […]

Continue Reading

Hz. İsa (a.s.)’ı Kimler Tanıyabilecektir?

Önceki bölümlerde Hz. İsa (a.s.)’ın ölmediğini, Allah’ın Katına yükseltildiğini ve yeryüzüne yeniden döneceğini Kuran’dan, hadislerden ve İslam alimlerinin yorumlarından delillerle açıklamıştık. Tüm bunlardan sonra elbette akla gelen ilk soru “Hz. İsa (a.s.)’ın yeryüzüne tekrar gelişinde kim olduğunun nasıl anlaşılacağı ve onun hangi özelliklerinden tanınabileceği”dir. Kuranda yer alan kıssalarda ve bazı ayetlerde peygamberlerin hayatlarına ve üstün […]

Continue Reading

Kuran’a Göre İslam Ahlakının Yaşanması

Önceki bölümde ifade ettiğimiz gibi Kuran ayetlerinde, geçmiş kavimlerde yaşanan dejenerasyon, sapkınlık ve ahlaki çöküş sonrası Allah’ın o kavme bir ‘kurtarıcı’ gönderdiği haber verilmektedir. Bu kurtarıcı, insanları, Allah’a şirk koşmadan iman etmeye ve korkup sakınmaya yöneltir. Kavimlerin inkarda direnmesi üzerine, bu kez de onları azapla uyarır. Bu uyarıp korkutma olmadan Allah hiçbir kavmi yıkıma uğratmayacağını […]

Continue Reading

“Allah’ın Kanununda Kesinlikle Bir Değişiklik Bulamazsın”

Kuran’da tarif edilen geçmiş kavimlere ait kıssalarda dikkat çeken hususlardan biri de, her kavmin başına gelenlerin birbirine büyük ölçüde benzer olduğudur. İnsanların yaşayışları, içinde bulundukları durum, uyarıcı olarak elçilerin gönderilmesi ve sonunda da bazılarının helak olması benzer şekilde gelişmiştir. Günümüz toplumlarında da çok hızlı bir bozulma, yozlaşma ve dejenerasyon yaşanmaktadır. Fakirlik, sefalet, zulüm ortamı içindeki […]

Continue Reading

Zorluk İçinde Olan Kavimlerin “Kurtarıcı” İstemeleri

Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına mücadele etmiyorsunuz?(Nisa Suresi, 75) Kuran’da bildirilen kıssalarda, Allah’ın elçi gönderdiği bölgelerde, elçinin gelişinden önce toplumsal ve ahlaki açıdan büyük […]

Continue Reading

Allah’ın Hz. İsa (a.s.)’ı İnkar Edenlerden Temizlemesi

Hz. İsa (a.s.)’ın Allah Katına yükseltilmesi konusunda, ayetlerde haber verilen bilgilerden biri de; Allah’ın Hz. İsa (a.s.)’ı inkarcılardan temizleyeceğini haber vermiş olmasıdır. Al-i İmran Suresi’nin 55. ayetinde şöyle buyrulmuştur: … seni Kendime yükselteceğim (rafiuke), seni inkar edenlerden temizleyeceğim (mutahhiruke) ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim…(Al-i İmran Suresi, 55) Ayetin Arapçasında geçen “mutahhiruke” […]

Continue Reading

Kuran’da Peygamberlerin Ölümü Nasıl Anlatılıyor?

Kuran’da peygamberlerin ölümlerinin aktarıldığı kıssalarda geçen kelimelerle, Hz. İsa (a.s.)’ın Allah Katına yükseltilmesinin anlatıldığı ayetlerin incelenmesi, önemli bir gerçeği ortaya çıkarmaktadır. Bu bölümde Hz. İsa (a.s.) kıssasında geçen ve diğer peygamberlerin ölümlerini ifade eden kelimelerin Arapça karşılıklarını ve Kuran ayetlerinde ne şekilde kullanıldıklarını inceleyeceğiz. Kuran’da peygamberlerin ölmesi veya öldürülmesiyle ilgili olarak kullanılan kelimeler ileride daha […]

Continue Reading

PEYGAMBERİMİZ ALLAH’IN; MEHDİYETE VE KURAN’A KARŞI MÜCADELE EDEN MÜSLÜMANLARIN ETKİ GÜÇLERİNİ ELLERİNDEN ALACAĞINI VE ÜZERLERİNDE BİR İTİCİLİK YARATACAĞINI BİLDİRMİŞTİR

…Resulullah dedi ki: “O ZAMANKİ SAYINIZ ÇOK FAZLA OLACAK AMA AYNEN KOF BİR DÜŞMAN GİBİ OLACAKSINIZ. ALLAH SİZİN HAŞMETİNİZİ VE HEYBETİNİZİ KALPLERİNİZDEN ALACAK.” Birisi dedi ki: “Ey Allah’ın Elçisi! BU REHAVET VE ZAYIFLIĞIN SEBEBİ NEDİR?” DEDİ Kİ: “DÜNYA SEVGİSİ VE ÖLÜMÜ SEVMEMEK.” (Tayalisi, Müsned, p. 133; Abu Dawud, Sunan, Cilt. 4, S. 111; Al-Mu‘jam al-Kabir, Cilt. 2, S. 101.)

Continue Reading

Hz. İsa (a.s.)’ın Dini Tebliğ Etmesi ve Karşılaştığı Zorluklar

Hz. İsa (a.s.)’ın gönderildiği dönem, İsrailoğulları’nın hem siyasi, hem ekonomik, hem de sosyal açıdan büyük açmaz içerisinde oldukları bir dönemdi. Bir yandan yaşadıkları ülkenin acımasız yönetimi, bir yandan da çeşitli inanç ve mezhep ayrılıkları. Böylesine zor bir kargaşa ortamında insanlar, her dönemde olduğu gibi bir kurtuluş yolu bulmaya çalışıyorlardı. Toplumun içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulmasına vesile […]

Continue Reading

Hz. İsa (a.s.)’ın Allah Katından Bir Kelime Olması

Allah, Kuran’da -Rabbimiz’in takdiriyle- Hz. İsa (a.s.)’ın doğumundan ölümüne kadar her konuda, diğer insanlardan büyük farklılıklar gösterdiğine dikkat çekmiştir. Herşeyden önce Hz. İsa (a.s.), bilinen sebeplerin dışında bir yaratılışla doğmuş ve babasız olarak dünyaya gelmiştir. Allah, Hz. İsa (a.s.) doğmadan önce, birçok özelliğini ve insanlar için bir Mesih olarak gönderildiğini melekleri aracılığıyla annesi Hz. Meryem’e […]

Continue Reading

Kuran’da Meryem Oğlu İsa Mesih

Kitabın bu bölümündeki amaç, Hz. İsa (a.s.)’ın geçmişteki hayatına ve yeniden yeryüzüne döneceğine ilişkin tüm detayları, en güvenilir kaynaktan aktarmaktır. Bu kaynak, elbetteki hiçbir bozulmaya ve değişmeye uğramamış olan ve Allah’ın “…O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur…” (Enam Suresi, 115) şeklinde ifade ettiği Kuran ve sahih hadislerdir. Doğumundan Allah Katına yükselişine, yeryüzüne tekrar dönüşünden gerçek ölümüne kadar […]

Continue Reading

Din Allah Katında İslam’dır

Tarih boyunca çeşitli kavimlere peygamberler gönderilmiştir. Allah’ın elçileri, gönderildikleri kavimleri doğru yola davet etmişler ve onlara hak dini tebliğ etmişlerdir. Bazı insanlar ise, geçmişte elçilerle beraber birbirinden farklı birçok dinin gönderildiğini düşünmektedirler. Oysa bu son derece yanlış bir düşüncedir. Çünkü Allah’ın farklı dönemlerde farklı kavimlere gönderdiği din aslında tektir. Örneğin Hz. İsa (a.s.)’a vahyedilen dinle, […]

Continue Reading

Hazreti İsa Gelecek (Giriş)

Hz. İsa (a.s.), diğer tüm peygamberler gibi Allah’ın insanları doğru yola çağırmakla görevlendirdiği seçkin bir kuludur. Ancak Hz. İsa (a.s.)’ı diğer peygamberlerden ayıran, Rabbimiz’in takdir etmiş olduğu bazı özellikler vardır. Bunlardan en önemlisi onun halen ölmemiş, Allah Katına yükseltilmiş ve yeryüzüne tekrar geri dönecek olmasıdır. Birçok kimsenin sandığının aksine Hz. İsa (a.s.) çarmıha gerilip öldürülmemiş, […]

Continue Reading

Bediüzzaman Emirdağ Lahikası’ndaki Yayınlanmamış Mektubunda Bahsi Geçen “Dindar İseviler” Sözleriyle Kimleri Kastetmektedir?

“Gerçi hakikat noktasında ahir zamanda gelecek büyük Hz. Mehdi siyaseti tam dindar İsevilere bırakıp yalnız İslamiyet hakikatlarını isbata, izhara (açığa çıkarmaya, ortaya koymaya, göstermeye), icraya (uygulamaya, tatbik etmeye, yerine getirmeye) çalışır…” (Emirdağ Lahikası – 1) Bediüzzaman Emirdağ Lahikası’ndaki mektubunda Hz. Mehdi’nin “siyaseti tam dindar İsevilere bırakacağını” ifade etmiştir. Bediüzzaman’ın bu sözlerinde “dindar İseviler” sözleriyle kimleri […]

Continue Reading