Cennet Neşesini Yaşamak

Müslümanlar için dünyada en önemli nimetlerden biri ahirette cenneti kazanmayı umabilmeleridir. Allah dünyayı Müslümanların cennete özlem duyacakları şekilde yaratmıştır. Allah’ın ve ahiretin varlığına iman eden herkes, dünyada var olan nimet ve güzellikler karşısında hep cenneti hatırlayacak, bu nimetlerin geçici olduğunu bilerek cennetteki asıllarını isteyecektir. Nitekim böyle bir kimsenin cennete kavuşma isteği ve bundan duyduğu heyecan, […]

Continue Reading

İşlerin Allah’ın Dilemesi ile Olacağını Bilerek Konuşmak

Müminlerin konuşma üslubunda dikkat çeken bir başka özellik de yapacakları bir işten bahsederken ‘Allah dilerse’ ya da ‘İnşaAllah’ diyerek konuşmalarıdır. Bir işi yapmaya karar verdiklerinde bu yönde gerekli olan tüm tedbirleri alırlar. Ama bu olayın ancak Allah’ın dilemesiyle gerçekleşebileceğini de unutmazlar. İnsan bir şeyi ne kadar çok yapmak istese de, bunun için gereken herşeyi yapsa da Allah dilemedikçe o […]

Continue Reading

Allah’ı Çokça Zikretmek

Kuran’da, “Sana Kitap’tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklardan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah’ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut Suresi, 45) ayetiyle, Rabbimiz’i zikretmenin en büyük ibadet olduğu bildirilmektedir. Müminler bu ibadeti büyük bir içtenlikle yerine getirirler. Kalplerindeki derin Allah sevgisi, doğal olarak konuşmalarına da yansır. Karşılaştıkları her nimeti kendilerine […]

Continue Reading

Allah’a Karşı Aczini Bilen Bir Üslupla Konuşmak

Allah Kuran’da, “Yaratan Rabbin adıyla oku. O, insanı bir alaktan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir; Ki O, kalemle (yazmayı) öğretendir. İnsana bilmediğini öğretti. Hayır; gerçekten insan, azar. Kendini müstağni gördüğünden. Şüphesiz, dönüş yalnızca Rabbinedir.” (Alak Suresi, 1-8) sözleriyle insanın, aciz bir varlık olmasına rağmen bu durumunu unutarak Kendisi’ne karşı büyüklenebildiğini bildirmektedir. Gerçekten de insanların bir kısmı […]

Continue Reading

Allah’ı Övüp Yücelterek Konuşmak

Kuran’ın “Andolsun, onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş’i ve Ay’ı kim emre amade kıldı?” diye soracak olursan, şüphesiz: “Allah” diyecekler. Şu halde nasıl oluyor da çevriliyorlar?” (Ankebut Suresi, 61) ayetiyle, bazı insanların kendilerini yaratanın ve her an nimet verenin Allah olduğunu bilmelerine rağmen, bu gerçekten uzak bir yaşam sürdüklerine dikkat çekilmektedir. Gerçekten iman etmiş olan müminlerin ise […]

Continue Reading

PEK ÇOK ÖNEMLİ SİYASİ VE TABİAT OLAYININ YAŞANDIĞI 1956 YILI, O DÖNEME KADAR HAKKINDA 1500 KADAR KAMU DAVASI AÇILMIŞ VE YASAKLANMIŞ OLAN RİSALE NUR’UN HUKUKİ OLARAK SERBEST BIRAKILMASI AÇISINDAN DA ÇOK ÖNEMLİ BİR DÖNEME İŞARET ETMEKTEDİR

13. yüzyılın değerli müceddidi Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Risale-i Nur’da belli yıllara ve bu yıllarda yaşanacak olaylara özellikle dikkat çekmektedir. 1956 yılında tahakkuk eden olaylar göz önünde bulundurulduğunda, Said Nursi’nin öngörülerinin ne kadar isabetli ve mükemmel olduğu bir kere daha anlaşılmaktadır. Gerçekten münafıklar, ateşin en alçak tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın. (Nisa Suresi, 145)   […]

Continue Reading

HZ. MEHDİ (A.S.) AKLINA VE İMANINA ÇOK GÜVENİLECEK BİR İNSAN OLACAKTIR, HZ. MEHDİ (A.S.)’Yİ TANIYAN SAMİMİ İNSANLAR ONA TABİ OLACAKLARDIR

“Ey inananların Efendisi, bize senin Mehdin (a.s.) hakkında haber ver.” İnananların Efendisi dedi ki: “… O (MEHDİ (A.S.)) EN İYİ SIĞINAKTIR ARANIZDAKİ, EN İYİ BİLEN VE EN NAZİK OLANDIR. Ey Allah’ım, ona sadakat andını ızdıraptan çıkışın vesilesi yap ve ÜMMETİN DAĞILMIŞLIĞINI ONUN ELİYLE BİRLEŞTİR. Size izin verildiğinde bunu yapın ve eğer ona (Mehdi (a.s.)’ye) ulaşacak bir yol […]

Continue Reading

HZ. MEHDİ (A.S.) İNSANLARIN AKILLARININ ARTMASINA VESİLE OLACAKTIR

İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “KAİMİMİZ (HZ. MEHDİ (A.S.)) KIYAM EDİNCE ELİNİ KULLARIN BAŞININ ÜSTÜNE KOYAR, BÖYLECE AKILLARINI BİR ARAYA TOPLAR GELİŞİMLERİNİ KEMALE ERDİRİR. ALLAH GÖRÜŞLERİNİ VE DUYUŞLARINI GÜÇLENDİRİR. ÖYLE Kİ KENDİLERİYLE KAİM (HZ. MEHDİ) ARASINDA HİÇ BİR ÖRTÜ/ENGEL KALMAZ…” (Yevm’ul-Halas, s. 269)   Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhurunun ardından ona tabi olan insanlar üzerinde samimiyet ve […]

Continue Reading

HZ. MEHDİ (A.S.) VE TALEBELERİ ÇOK AKILLI OLMALARI VE ŞIK GİYİMLERİ İLE DİKKAT ÇEKECEKLERDİR

“Doğu tarafından gelen ve deha sahibleri (çok akıllı, çok zeki ve anlayışlı, geniş fikirli) oldukları halde, kıyafetlerine insanların taaccüb ettikleri (hayranlıkla baktıkları) kimselerin zuhur ettiğini işittiğinizde, işte o zaman muhakkak kıyametin gölgesi üzerinize düşmüştür”. (Naim bin Hammad Kitab-ul Fiten-121) Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen bu hadis-i şerifte Peygamberimiz (s.a.v.) Ahir zamanda yani insanlık tarihinin son döneminde zuhur edecek […]

Continue Reading

BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ, AHİR ZAMANIN İMANI VE AKLI ZAYIF, ENANİYETLİ DİN ALİMLERİNİ ŞÖYLE TANIMLIYOR

1-) “Kıyamet alâmetlerinden ve âhir zaman vukuatından (olaylarından)ve Bâzı a’malin (amellerin) fazilet ve sevaplarından bahseden hâdîs-i Şerife güzelce anlaşılmadığından, akıllarına güvenen bir kısım ehl-i ilim (ilim sahibi), onların bir kısmına zaîf (zayıf) veya mevzu (hadis) demişler. İMANI ZAYIF VE ENANİYETİ KAVİ  bir kısım da (aklını beğenen, kendini büyük, kusursuz ve üstün gören; ve adeta kendi nefsini putlaştıran kişiler de (Allah’ı tenzih ederiz)), inkâra kadar […]

Continue Reading