Erkek Üstünlüğü İftirası ve Kadın Dövme Hurafeleri

Bir kısım kişiler, kendilerince erkeğin kadın üzerindeki üstünlüğü ve kadının dövülmesi konularına Kuran’dan delil getirmeye çalışır ve şu ayetleri örnek verirler: Allah’ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde ‘sorumlu gözeticidir.’ Saliha kadınlar, gönülden (Allah’a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan (korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra […]

Continue Reading

Bir Büyük Sorun: Hadislerin Ayetleri Neshettiği İftirası

Nesih konusunu önceki bölümlerde incelemiştik. Bir ayetin başka bir ayetin hükmünü ortadan kaldırdığı iddiasının mantıksızlığını tüm delilleriyle açıklamıştık. Buradaki sorun ise, bir kısım sözde ulema ve alimlerin hadislerin bir kısmının ayetlerin hükmünü kaldırdığını söyleyecek kadar ileri gitmeleridir. Böyle bir iddiayı ortaya atanlar aslında Peygamberimiz (sav)’e iftira etmektedirler. Peygamberimiz (sav)’in sözleri ve uygulamaları ile Kuran ayetlerinin […]

Continue Reading

Kehf Suresi 95

Dedi ki: “Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan), daha hayırlıdır. Madem öyle, bana (insani) güçle yardım edin de, sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım.” (Kehf Suresi, 95) Bu ayette tekrar Hz. Zülkarneyn’in iktidarının sağlamlığına dikkat çekilmektedir. Onun iktidarı en küçük bir darbede yıkılacak kadar çürük ve zayıf bir […]

Continue Reading

Kehf Suresi 87

Dedi ki: “Kim zulmederse Biz onu azablandıracağız, sonra Rabbine döndürülür, O da onu görülmemiş bir azabla azablandırır.” (Kehf Suresi, 87) Ayette geçen ifadelerden Hz. Zülkarneyn’in Müslüman bir idareci, devletinin ise Müslüman bir devlet olduğu anlaşılmaktadır. Hz. Zülkarneyn konuşmalarında hemen Allah’ı ve ahiret gününü hatırlatmakta yani onlarla Müslümanca konuşmaktadır. Hz. Zülkarneyn’in vurguladığı bir diğer konu ise […]

Continue Reading

Kehf Suresi 83

Sana (Ey Muhammed,) Zu’l-Karneyn hakkında sorarlar. De ki: “Size, ondan ‘öğüt ve hatırlatma olarak’ (bazı bilgiler) vereceğim. (Kehf Suresi, 83) Ayetin başında geçen bu “öğüt ve hatırlatma” ifadesi son derece önemlidir. Çünkü tarih boyunca Hz. Zülkarneyn kıssası çeşitli yorumcularca çok farklı şekillerde yorumlanmıştır. Ancak Allah Hz.Zülkarneyn kıssasının ilk ayetinde bu kıssanın aktarılmasının hikmetlerinden bazılarını bizlere […]

Continue Reading

Kehf Suresi 78

Dedi ki: “İşte bu, benimle senin aranda ayrılma (zamanı)mız. Sana, üzerinde sabır göstermeye güç yetiremeyeceğin bir yorumu haber vereceğim.” (Kehf Suresi, 78) Hz. Musa’nın sorduğu bu son soru, aralarında ayrılma vaktinin geldiğinin de bir işareti niteliğindedir. Zaten ayrılma gerekçesini Allah Hz. Musa’ya söyletmiş, tek bir kez daha soru sorarsa ayrılacaklarına dair kendisi söz vermiştir. Gerekçeyi […]

Continue Reading

Kehf Suresi 70

Dedi ki: “Eğer bana uyacak olursan, hiçbir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle-anlatıp söz edinceye kadar.” (Kehf Suresi, 70) Hz. Musa ve Hz. Hızır kıssası ile peygambere ve elçilere uymanın önemine bir kez daha dikkat çekilmektedir. Bu tabiyet esnasında müminlerin titiz bir saygı göstermeye ehemmiyet vermeleri gerekmektedir. Bu konuyla bağlantılı olarak, insanın, tabi […]

Continue Reading

Kehf Suresi 66

Musa ona dedi ki: “Doğru yol (rüşd) olarak sana öğretilenden bana öğretmen için sana tabi olabilir miyim?” (Kehf Suresi, 66) Ayetlerde geçen ifadelerden, Hz. Musa’nın buluşacağı bu kutlu kişi hakkında daha önceden vahiy ile detaylı bilgi aldığı anlaşılmaktadır. Söz konusu durumu ortaya koyan pek çok delil vardır. Örneğin Hz. Musa buluşacağı yere, bulunduğu yere göre […]

Continue Reading

Kehf Suresi 56

Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler. (Kehf Suresi, 56) İnsanların yaşamlarına yerleşmiş olan batıl sistemleri ortadan kaldırmak ve Allah’ın hak dinini yaymak amacıyla her topluma elçiler gönderilmiştir. Elçiler Allah’a […]

Continue Reading

Kehf Suresi 39

“Bağına girdiğin zaman, ‘MaşaAllah, Allah’tan başka kuvvet yoktur’ demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan.” (Kehf Suresi, 39) Bu ayette “maşaAllah” zikrinin önemine dikkat çekilmektedir. MaşaAllah “Allah ne güzel yaratmış” anlamında kullanılan bir ifadedir. Müminler Allah’ın yaratışındaki üstün sanatı ve kudreti ifade etmek istediklerinde “maşaAllah” der ve Allah’ı […]

Continue Reading

Kehf Suresi 29

Ve de ki: “Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Şüphesiz Biz zalimlere bir ateş hazırlamışız, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Eğer onlar yardım isterlerse, katı bir sıvı gibi yüzleri kavurup-yakan bir su ile yardım edilirler. Ne kötü bir içkidir o ve ne kötü bir destektir. (Kehf Suresi, 29) Müminler insanlara Allah’ın dinini […]

Continue Reading

Kehf Suresi 21

Böylece, Allah’ın va’dinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için (şehir halkına ve sonraki insan kuşaklarına) onları buldurmuş olduk. (Onları görenler) Kendi aralarında durumlarını tartışıyorlardı, (bir kısmı) dedi ki: “Onların üstüne bir bina inşa edin, Rableri onları daha iyi bilir.” Onların işine galip gelen (sözleri geçen)ler ise: “Üstlerine mutlaka bir mescid yapmalıyız” […]

Continue Reading

Kehf Suresi 19

Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki: “Ne kadar kaldınız?” Dediler ki: “Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık.” Dediler ki: “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak […]

Continue Reading

Kehf Suresi 18

Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı. (Kehf Suresi, 18) Günümüzde de bir kısım Müslümanlar bir nevi rahmani uyku içindedirler. Bu sayede, insanları dinden uzaklaştırmaya çalışan materyalist […]

Continue Reading

Kehf Suresi 15

“Şunlar, bizim kavmimizdir; O’ndan başkasını ilahlar edindiler, onlara apaçık bir delil getirmeleri gerekmez miydi? Öyleyse Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir?” (Kehf Suresi, 15) Bu ayette, Kehf Ehli’nin yaptıkları tebliğ faaliyetinden bahsedilmektedir. Onlar, kendi dönemlerindeki müşrik topluluklara Allah’ın dinini tebliğ etmiş, onlardan Allah’a şirk koşmaktan vazgeçmelerini istemişlerdir. Ayrıca müşrik topluluklarını inkarlarını dayandıracakları […]

Continue Reading

Kehf Suresi 12

Sonra iki gruptan hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesap ettiğini belirtmek için onları uyandırdık. (Kehf Suresi, 12) Ashab-ı Kehf’in gizliliği, ayetten de anlaşıldığı gibi, belirli bir süreye kadar devam etmiştir. Daha sonra Allah’ın takdir ettiği zamanda, O’nun dilemesi ile bu gençler uyanmışlardır. Ahir zamanda faşizmi veya komünizmi benimsemiş yönetimlerin baskısı altında bulunan iman ehlinin gizlenme […]

Continue Reading

Kehf Suresi 6

Şimdi onlar bu söze (Kur’an’a) inanmayacak olurlarsa sen, onların peşi sıra esef ederek kendini kahredeceksin (öyle mi)? (Kehf Suresi, 6) Bu ayette Allah’ın elçisinin ve iman edenlerin yaptığı tebliği dinlemeyenlere dikkat çekilmektedir. Salih müminler Allah’ın Kuran’da emrettiği iyiliği emretme ve kötülükten men etme sorumluluğu gereği, insanları Allah’a iman etmeye davet eder, onlara Kuran ayetlerinde bildirilen […]

Continue Reading

SAYIN ADNAN OKTAR’IN, KONUŞMALARINDA İSLAM AHLAKININ HAKİMİYETİ VE MEHDİYET KONULARINA ÖZEL YER AYIRMASI, KURAN AHLAKININ BİR GEREĞİ VE PEYGAMBERİMİZ (SAV)’İN BİR SÜNNETİDİR

1- Hz. Mehdi (a.s.)’dan bahsedilmesi ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın gelişinin Müslümanlara müjdelenmesi Peygamberimiz (sav)’in bir sünnetidir. Sayın Adnan Oktar sohbetlerinde Mehdiyet konusuna özel önem vermekte ve bu konuya geniş yer ayırmaktadır. Kuşkusuz ki bu durum, her konuda olduğu gibi Sayın Adnan Oktar’ın kendisine Kuran ayetlerini ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetini rehber edinmesinden kaynaklanmaktadır. Allah Kuran’da, İslam […]

Continue Reading

SAYIN ADNAN OKTAR HİÇBİR ZAMAN KENDİSİNE MEHDİ DENİLMESİNİ KABUL ETMEZ

Sayın Adnan Oktar’a sevenleri “Mehdi” dese, kendisi bu durumu kabul eder diye bir şey asla söz konusu değildir. Hz. Mehdi (as) ömür boyu kendisine Mehdi dedirtmeyecektir. Sayın Adnan Oktar da Hz. Mehdi (as)’a zemin hazırlayan bir mümin olarak kendisine böyle birşey dedirtmez.  Üstelik Sayın Oktar daha önce defalarca, kendisine Mehdi denilmesini kabul etmeyeceğini açıklamıştır. Ancak bazı kimselerin bu konudaki yorumlarından, […]

Continue Reading

HZ. MEHDİ (A.S.)’IN ZUHURUNA YÖNELİK OLARAK, RİSALELERDE YERİ OLMAYAN BAZI YANLIŞ İZAHLARA CEVAPLAR VE SAYIN ADNAN OKTAR’IN NUR TALEBESİ KARDEŞLERİMİZE YÖNELİK AÇIKLAMALARI

Son dönemde bazı Nurcu kardeşlerimiz Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin, Hz. Mehdi (a.s.)’ın gelişi ile ilgili çok açık beyanlarına son derece yanlış yorumlar getirmektedirler. Bu yorumlar Bediüzzaman Hazretlerinin Mehdiyet konusundaki açık ve net izahlarıyla alenen çelişmektedir. Üstelik Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde haber verdiği bilgilere de uygun değildir. Özellikle Nur talebelerinin içindeki abilerden bazıları Üstad’ın Hz. İsa […]

Continue Reading