Hz. Enes (ra) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kıyamet kopmazdan önce gece karanlığının parçaları gibi fitneler olacak. (O VAKİT) KİŞİ MÜMİN OLARAK SABAHA ERER DE KAFİR OLARAK AKŞAMA KAVUŞUR. MÜMİN OLARAK AKŞAMA ERER, KAFİR OLARAK SABAHA KAVUŞUR. BİRÇOK KİMSELER AZICIK BİR DÜNYALIK MUKABİLİNDE DİNLERİNİ SATARLAR.” (Tirmizi, Fiten 30, (2196).) |
İnsanlar öyle bir devir yaşayacaklar ki, O DEVİRDE DİNİ ÜZERİNE SABRETMEK, ELİNDE ATEŞ TUTMAK GİBİ ZORDUR. Çünkü o devirde mümin, (öyle hakaretlere maruz kalır ki) davarından daha zelil, (daha haysiyetsiz bir) duruma düşer. BU HAKARET VE BASKIYA BİRÇOK İNSAN DAYANAMAZ. ZAYIF OLANLAR, FİRE VEREREK, BEŞ PARALIK MENFAAT İÇİN DİN VE MUKADDESATINDAN RÜŞVET VERME DURUMUNA DÜŞER. Gündüz ve gecelerin akması öyle devir getirecektir ki, o zaman biri kalkıp alenen: “Bir avuç menfaati için bize din (ve mukaddesatını) kim satacak?” diye sorar. Bu soruş boşa değildir de: “Birçokları dinlerini çok az bir dünya malı karşılığında satar |
Ebu Ümeyye eş-Şa’bânî anlatıyor: “Ma’rufa sarılın, münkerden de kaçının! Ne zaman uyulan bir cimrilik, takip edilen bir heva, (dine, ahirete) tercih edilen dünyalık görür, rey sahiplerinin (selefi dinlemeden) kendi reylerini beğendiklerini müşahede edersen, o zaman kendine bak. İnsanlarla uğraşmayı bırak. Zîra (bu safhaya gelince) arkanızda sabır günleri var demektir. O günler avuçta ateş tutmak gibi (sıkıntılı)dır. O günlerde, sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin ecri verilecektir.” (Ebu Davud, Melahim 17, (4341); Tirmizî, Tefsir, Mâide, (3060); İbnu Mace, Fiten 21, (401) |