HZ. MEHDİ (A.S.) İLK ÇIKTIĞINDA BİLİNMEZ

Ahir Zamana Ait Yeni Bilgiler

İmam Rabbani Hazretleri Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhurunun YÜZYIL BAŞLARINDA OLACAĞINI bildirmiş, kendi döneminde yüzyıl başından on sekiz sene geçmiş olmasına rağmen bu zuhurun gerçekleşmediğini ifade etmiştir:

 

 
Halbuki bu doğuş, Mehdi’nin zuhuru zamanında olacak zuhur değildir. Zira, ONUN ZUHURU, YÜZ BAŞLARINDA OLACAKTIR. Şu anda dahi, yüz başını, on sekiz sene geçmiş vaziyettedir.

 

İmam-ı Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 381. Mektup, s.1184

 

 

zlemxf1

 

İmam Rabbani Hazretleri’nin “ONUN ZUHURU YÜZ BAŞLARINDA OLACAKTIR” ifadesi HZ MEHDİ’NİN ZUHUR ALAMETLERİNİN YÜZYIL BAŞLARINDA TAHAKKUK ETMEYE BAŞLAYACAĞI ANLAMINDADIR, yoksa yüzyıl başında Hz. Mehdi (a.s.) hemen zuhur edecek, İslam ahlakı hemen hakim olacak ve Hz. Mehdi (a.s.) görülür görülmez hemen halk tarafından tanınacak ANLAMINDA DEĞİLDİR
 

Nitekim İmam Rabbani Hazretlerinin söylediği gibi HİCRİ 1400 YILINDAN GÜNÜMÜZE KADAR OLAN 30 YILLIK SÜREÇ İÇERİSİNDE HZ. MEHDİ’NİN ZUHURU İÇİN PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.)’İN BAHSETTİĞİ HEMEN HEMEN BÜTÜN ALAMETLER ÇIKMIŞTIR. (Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkış alametleri için bkz. http://www.hazretimehdi.com/cikis.php)

 

İmam Rabbani Hazretleri’nin bu sözünde kullandığı “ŞU ANDA DAHİ, YÜZ BAŞINI, ON SEKİZ SENE GEÇMİŞ VAZİYETTEDİR.” ifadesi de önemlidir. İmam Rabbani Hazretleri bu sözüyle eğer ki Mehdi çıkmış olsaydı, keşif ve keramet sahibi veli bir insan olarak kendisinin de yüzyıl başından o ana kadar geçen 18 yıl içerisinde yaşanan zuhur alametlerinin tahakkukundan Hz. Mehdi’yi imanın nuru ile hissedeceğine ve farkedeceğine işaret etmektedir. Oysa ki İmam Rabbani Hazretleri’nin kendi döneminde yüzyıl başını onsekiz sene geçmiş olmasına rağmen Hz. Mehdi’nin çıkış alametleri gerçekleşmemiş, dolayısıyla Hz. Mehdi (a.s.) de zuhur etmemiştir.
 
Dolayısıyla İmam Rabbani Hazretleri Hz. Mehdi (a.s.) zuhur eder etmez İslam ahlakının bütün dünyaya hakim olacağı, dolayısıyla da Hz. Mehdi (a.s.)’nin bakan herkes tarafından hemen tanınacağı yönünde bir izahta ve imada bulunmamaktadır. Ancak kendisi gibi derin ilimlere sahip veli şahısların Hz. Mehdi (a.s.)’yi farkedebileceklerine dikkat çekmektedir.
 
Hz. Mehdi (a.s.) ilk zuhur ettiğinde herkes tarafından hemen tanınmayacağı, halkın arasında olmasına rağmen bilinmeyeceği ancak KEŞİF VE KERAMET SAHİBİ VELİ İNSANLARIN ONU İMAN NURUNDAN, İMANIN DERİNLİĞİNDEN VE İMAN HEYBETİNDEN TANIYABİLECEKLERİ Said Nursi Hazretleri’nin ifadelerinden de anlaşılmaktadır:
 
 
Halbuki demiştik: Bu dünya tecrübe meydanıdır. Akla kapı açılır, fakat ihtiyarı elinden alınmaz. ÖYLE İSE O EŞHAS (yani ahir zamanın mühim şahısları –HZ. MEHDİ (A.S.) ve HZ. İSA (A.S.)), hattâ o müthiş Deccal dahi ÇIKTIĞI ZAMAN ÇOKLARI, HATTÂ KENDİSİ DE BİDAYETEN (BAŞLANGIÇTA) Deccal olduğunu BİLMEZ. BELKİ NUR-U ÎMÂNIN DİKKATİYLE, O EŞHAS-I ÂHİR ZAMAN (yani ahir zamanın mühim şahısları HZ. MEHDİ (A.S.) ve HZ. İSA (A.S.)) TANINABİLİR.

(Sözler, ss. 343-344)


zlemxf1
İmam Rabbani gibi keşif ve keramet sahibi veli bir insan olan Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Mektubat adlı eserinde Hz. İsa’nın da yeniden dünyaya geldiğinde hemen herkes tarafından bilinemeyeceğini, ancak yakınındaki DERİN İMANLI TALEBELERİ TARAFINDAN İMANIN NURU İLE TANINACAĞINIifade etmiştir:
 
 
… HAZRET-İ İSA ALEYHİSSELAM GELDİĞİ VAKİT, herkes ONUN HAKİKÎ ÎSA, olduğunu bilmek lâzım değildir. ONUN MUKARREB VE HAVASSI (derin imanlı yakın talebeleri), nur-u iman (imanın ışığı) ile ONU TANIR. Yoksa bedahet (birdenbire ve açıkça) derecesinde HERKES ONU TANIMAYACAKTIR… 

Mektubat, s. 60

 
 
GEREK İMAM RABBANİ HAZRETLERİ’NİN SÖZLERİNDEN GEREKSE SAİD NURSİ HAZRETLERİ’NİN AÇIKLAMALARINDAN HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN ZUHURUYLA BİRLİKTE İSLAM AHLAKININ BÜTÜN DÜNYAYA HEMEN HAKİM OLACAĞI, HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN HEMEN HERKES TARAFINDAN BİLİNECEĞİ ANLAMI ÇIKMAMAKTADIR. Hz. Mehdi (a.s.) zuhur ettiğinde İslam ahlakı dünyanın dört bir yanına hemen hakim olacak olsa, o zaman Hz. Mehdi (a.s.)’yi herkes tanır ve farkederdi. Öyle bir ortamda Hz. Mehdi (a.s.) hiçbir zorlukla karşılaşmazdı. Oysa ki Hz. Mehdi (a.s.)’nin halk tarafından tanınmayacağı hatta bu yönüyle Hz Yusuf’a benzerlik taşıyacağı,zorluklarla ve baskıyla karşılaşacağı, Hz. Musa gibi öldürülme, tuzak kurulma, gözaltına alınma, sürgün edilme gibi her türlü tehlikeyle içiçe olacağı, gaybette yaşayacağı Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadislerinde de açıkça belirtilmiştir:
 
 
… SONRA HZ. MEHDİ ALEYHİSSELAM HZ. YUSUF’A BENZEMEKTE ve ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN) HALKI GÖRDÜĞÜNÜ AMA HALKIN ONU (HZ. MEHDİ (A.S.)) GÖREMEDİĞİNİ ve Hz. Ali’nin de buyurduğu gibi GÖKTEN NİDA OLUNANA DEK ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN) GÖRÜLMEYECEĞİ KESİNDİR.
 
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 167)
 
 

“Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır Aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Bu GAYBETİN (MEHDİ’NİN) SAHİBİNDE DÖRT PEYGAMBERİN SÜNNETİ VARDIR:… Dedim ki: “HZ. YUSUF’UN SÜNNETİ NEDİR?” BUYURDU Kİ: “ZİNDAN VE GAYBET.“…

 
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 190)

 

 

 zlemxf1
 

İmam Zeyn-ul Abidin aleyhi’s-selâm şöyle buyurmuştur: “Bizim Kaim’imiz (Mehdi) ile Allah’ın resulleri arasında bir takım benzerlikler vardır. Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Eyyub ve Muhammed sallâ’llâhu aleyhi ve alih peygamberlerin her biri ile bir benzerliği vardır. Nuh ile uzun ömürlü olmasında, İbrahim ile, doğumunun gizli olması (doğumunun evde olmasında) ve halktan uzak durmasında; MUSA İLE, KORKU HALİ (MEHDİ’YE YÖNELİK TEHLİKELERİN YOĞUNLUĞUYLA; ÖLDÜRME, TUZAK KURMA, TUTUKLANMA, GÖZALTINA ALINMA, SÜRGÜN GİBİ HER TÜRLÜ TEHLİKEYLE İÇ İÇE OLMASIYLA) ve GAYBETTE YAŞAMASINDA(SÜREKLİ GİZLENEREK YAŞAMASINDA); İsa ile halkın onun hakkındaki ihtilafa düşmesi (bir kısım insanların, ‘Mehdi gelecek’, bir kısımının da ‘gelmeyecek’, bir kısmının ‘Mehdi çok daha ileride gelecek’ ya da ‘gelmiş geçmiştir’ demesinde, bir kısmının ise ‘Mehdi hiç gelmeyecektir’ demesinde); Eyyub ile, beladan sonra kurtuluşun yetişmesinde (Hz. Mehdi’ye de birçok zorluk, sıkıntı ve dert gelmesi; ancak aynı Hz. Eyüp gibi Allah’ın rahmetiyle hepsinden kurtulmasıyla); Muhammed sallâ’llâhu aleyhi ve alih ile de kılıçla kıyam etmesinde (Peygamberimiz (sav)’in kutsal emanetleri olan mübarek sancağı, kılıcı ve hırkasının, Mehdi’nin yanında olmasıyla), benzerliği vardır.”

(Kemal’ud-Din s. 322, 31. babin 3. hadis)
 
Sedir-i Seyrefi der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık aleyhisselam’dan duydum ki: Şöyle buyurdu: “BU İŞİN SAHİBİNDE (HZ. MEHDİ (A.S.)’DE) YUSUF’A BİR BENZERLİK VARDIR.” ŞÖYLE ARZETTİM: SEN BİZE BİR GAYBETİ VEYA HAYRETİ BİLDİRİYOR GİBİSİN.


(Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 189)