(Deccal) Bir nehre gelecek, akmasını emredecek, akacak, sonra yukarıya dönüp akmasını emredecek, akacak, kurumasını emredecek ; kuruyacak…” (Hammadoğlu Nuaym) (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 213) Rivayette Deccal zamanında barajların kurulmasına işaret edilmektedir. Zira kapakları kapatıldığında nehirler hemen kurumakta, açıldığında tekrar akması sağlanmaktadır (Doğrusunu Allah bilir). Bu da otomatik kumanda ile yapılmaktadır.
|
(Deccal) Herkesi aldatmak için evvela iki dağı yanına alıp yürüyecek; dağların birinde bol ağaç ve meyve mevcuttur, diğerindeyse duman ve ateş vardır;“ (Hakim, ile İbni Asakir İbni Ömer) (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 213) Bu rivayette de ahir zamanda trenlerin ve tren vagonlarının konumu anlatılmaktadır. Tren vagonları ağaçtan yapılmakta ve meyve taşımacılığında kullanılmaktadır. Rivayette belirtildiği gibi, şimendiferlerde de “duman ve ateş” vardır. Deccal’in “iki dağı yanına alıp yürümesi”, bir yandan şimendiferi bir yandan da bol meyve yüklü bu vagonları kumanda edip kullanmasına işaret etmektedir. Mazotla veya kömürle çalışan trenlerin motor kısımlarında ateş, baca kısımlarında da duman oluşmaktadır. Rivayetteki “iki dağ” ifadesi, şimendifer ve vagonlardan oluşan iki büyük kitleye işaret etmektedir. “Yanına alıp yürüme” ifadesi ise, treni yöneten kişinin de vagonlarla birlikte, aynı anda gitmesine işaret etmektedir (Doğrusunu Allah bilir). |
(Deccal’in) yanında cennet ve cehennem bulunacak… Adamları da olacak bunların bir kısmını öldürüp sonra diriltecek… (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 213) Ahir zamanda narkoz kullanılarak insanların kalpleri çıkarılıp tekrar takılmaktadır. İnsanlar bu şekilde, bir anlamda ölü hükmüne getirilip sonra da tekrar diriltilmektedirler. Aynı şekilde, kalbi duran kişiler de elektroşok ile tekrar canlandırılabilmektedir. Riyavette de bu duruma işaret edilmektedir (Doğrusunu Allah bilir).
|
(Deccal’in) Onun yanında ekmekten bir dağ vardır. (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 214) Rivayette belirtilen, Deccal’in “ekmekten dağı” bulunması, ahir zamanda fabrikalara dağ gibi büyük miktarlarda ekmek, yiyecek ve içecek gelmesine işaret etmektedir (Doğrusunu Allah bilir).
|
(Deccal) İşte bu cennettir, bu da cehennemdir” deyip herkesi kandırmaya çalışacaktır. (Hakim, ile İbni Asakir İbni Ömer) (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 213) Yanında beraberinde iki nehir vardır; göze, bunların birisini bembeyaz su nehri olarak, diğerini de kaynayan bir ateş olarak gösterecektir… sizden biriniz buna yetişirse, ateş olarak gördüğü nehre gelsin ve gözlerini yumarak başını eğip ondan su içsin… çünkü o buz gibi bir sudur. (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 214) Deccal ahir zamanda İslamiyet’i insanlara terör ve ateş dini gibi gösterecektir. Darwinizm’i yani Deccaliyet’i ise, insanlara iyi olarak tanıtacaktır. Ancak Deccal’in insanlara asıl ateş gibi gösterdiği şey iyi olacak, iyi dediği ise kötü olacaktır. Dolayısıyla bu rivayet ahir zamanda Deccaliyet’in gösterdiklerinin tam tersi ile hareket edilmesi gerektiğine işaret etmektedir.
İslamiyet, insanları rahatlatan, huzur veren, dünya ve ahiret saadetlerini sağlayan Allah’ın büyük bir nimetidir. Deccaliyet ise, tam tersine insanları komünizme, faşizme, anarşizme, satanizme teşvik eden; kan döktüren, şiddet ve terör meydana getiren bir sistemdir; dolayısıyla ateştir. Fakat kendi ateş olduğu halde Deccaliyet, insanlara hak dini ateş gibi göstermeye çalışacaktır. Ancak Kuran’da ve Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde vadettiği gibi, Hz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle bu oyun bozulacak, dünya çapında tüm insanlar akın akın Deccaliyet’in etkisinden çıkacak ve hak din olan İslam’a yöneleceklerdir. |
(Deccal’in) Etten dağı, sudan nehri bulunacak… (Nuaym Huzeyfe’den)
(Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 213) “Beraberinde ekmek ve et dağları, su nehirleri olacak” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 214) “Beraberinde çorbadan bir dağ, soğumayan sıcak et, akan bir nehir… işte yemek işte içecekleri diyecek…” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 215) Rivayette 20. yy’da insanları zulüm altında yaşatan komünist rejimlerde halka yiyeceklerin kitlevi olarak sunulmasına dikkat çekilmiştir. Bilindiği gibi bu sistemlerde 10 – 20 bin kişilik fabrikalarda kitleler halinde çalıştırılan insanların bulunduğu yerlere rivayette benzetildiği gibi nehir gibi yüklü miktarlarda içecekler ve dağ gibi yiyecekler getiriliyordu.
|
“(Deccal) Bütün yeryüzünü 40 günde dolaşacaktır.” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 216) Rivayette ahir zamanda bir yerden bir yere ulaşmada elde edilecek olan sürate işaret edilmektedir.
|
“(Deccal) her tarafı bu kadar kısa bir müdet zarfında dolaşmaya muktedir olduğu halde Mekke ile Medine’ye giremeyecektir” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 216) Ahir zamanda Deccal’in fikir sistemi her yere etki edebilecek ancak Mekke ve Medine’ye materyalist, Darwinist düşünce hakim olamamıştır.
|
“(Deccal’in) Şark ve garp ehlinin rahatlıkla duyabileceği tizde üç sayhası (narası) vardır. (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 216) Rivayette ahir zamanda doğuda ve batıda tüm insanların rahatlıkla duyabilecekleri şekilde radyo ve televizyon yayınları yapılacağına işaret edilmiştir (Doğrusunu Allah bilir).
|
“(Deccal) … anında güneşin altında kızartabilecektir.” (Hakim, ile İbni Asakir İbni Ömer) (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 216) Ahir zamanda güneş enerjisinden yararlanılacağına işaret etmektedir (Doğrusunu Allah bilir).
|
“(Deccal) pek bilgin olmayacak fakat herkesi kandırmayı becerecek… Bilhassa kadın ve köylü cahilleri daha kolayca kandırabilecek… (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 216) Yaşadıkları dönemde Deccaliyet’in temsilcileri olan Lenin ve Darwin son derece cahillerdi, fakat halkın neredeyse % 99’una varan büyük bir çoğunluğunu kandırdılar. Özellikle de kadın ve cahil köylü halkı kandırabildiler. Günümüzde ülkemizin Güneydoğu bölgesinde de bu durum sürmekte, özellikle kadınlar ve cahil olan köylü halk Deccaliyet’in telkinleri doğrultusunda çok daha kolay kandırılabilmektedir.
|
“(Deccal) cahillere gelip istersen ölü babanı, anneni dirilteyim diyecek, o da evet göster, deyince yanındaki şeytan, babasının şekline girecek ve “Oğlum ben senin babanım! Bu adama uy!” diyecek… (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 217) Deccal, insanlara “ölü babanı dirilteyim” diyecek, onlar “evet göster” dediklerinde de, maymun istkeletleri, rekonstrüksiyon ile yapılmış sahte maymunsu insan resimleri ve sahte ara fosiller göstererek onlara “ben senin babanım” diyecektir. Onlar da bu şeytani kandırmacaya uyacaklardır. Deccali düşünce, insanlara babalarını maymun gibi gösterecek, onlar da Deccal’in bu oyununa aldanacaklardır. |
“(Deccal) O, “Ben alamlerin Rabbiyim” dediği zaman (Allah’ı tenzih ederiz)… (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 218) Deccal, “Ben Alemlerin Rabbiyim” (Allah’ı tenzih ederiz) diyerek insanları aldatmış; maddeyi, dolayısıyla bütün atomları insanlara sözde ilah olarak göstermiştir (Allah’ı tenzih ederiz). Ancak Deccal’in bu oyunu, Hz. Mehdi (a.s.)’nin insanlara gerçeği getirmesi; Darwinizm’in sahteliğini ve herşeyi Allah’ın yarattığını tüm dünyaya göstermesiyle bozulacak şekilde yaratılmıştır.
|
“(Deccal) O da “Haydi dağılın insanlara onların Rabbi olduğumu söyleyin; işte cennet ve cehennemin bulunduğunu anlatın” diyecek…
O sizin Rabbinizdir, aranızda hüküm vermek için gelmiş, cenneti ve cehennemi de vardır… (Allah’ı tenzih ederiz) (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 218) Deccal, cennet ve cehennemin bu dünyada olduğunu iddia ederek Allah’ı inkar edecek ve insanları da inkara çağıracaktır. Rivayet, Deccaliyet’in etkisi altındaki materyalist bilim adamlarının bütün dünyaya yayılıp dinsizliğin, dolayısıyla Deccaliyet ve Darwinizm’in propagandasını yapmalarına ve insanları inkara çağırmalarına işaret etmektedir.
|
“(Deccal) O da “Haydi dağılın insanlara onların Rabbi olduğumu söyleyin; işte cennet ve cehennemin bulunduğunu anlatın” diyecek. (Allah’ı tenzih ederiz)
Bunun üzerine onlar kişinin babası, annesi ve kardeşi kılığına girip dağılacaklar, bir adamın evine gelip “sen bizi tanıyabildin mi” diyecekler. “Evet şu babam, şu da annem, bu da kardeşim” diye cevap verecek… … “Yalan söylüyorsunuz! Siz şeytanlarsınız, O da yalancının tekidir! Bize Resulullah (sav) sizden bahsettiği haberi varit olmuştur. Onun yalancı olduğunu, yanındaki yardımcılarının da şeytanlar olduğunu İsa (as) gelip onu tepeleyeceğini Allah Resulü (sav) bize haber vermiştir…” bunun üzerine elleri boş dönecekler Deccal’in yanına... (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 218)
Rivayete göre şeytanın emrinde olan kişiler, kişinin kendisinin de, atalarının da, “sözde maymun olduğu” yalanını söyleyerek insanları aldatacaklardır. “Ben de maymunum, sen de maymunsun, ablan da maymun” diyeceklerdir. Ancak Hz. Mehdi (a.s.)’nin öncüsü olan iman edenler, Deccal’in bu oyununu bozacak ve herşeyi Allah’ın yoktan varettiğini tüm insanlara anlatacaklardır. Rivayetteki, “yalan söylüyorsunuz, siz şeytanlarsınız, o da yalancının tekidir” ifadesiyle Hz. Mehdi (a.s.)’nin Deccal’in bu tuzağını kesin bir şekilde bozacağı haber verilmiştir.
|
“(Deccal) Denizde yürüyecek, fakat su topuğuna kadar gelecek… (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 219) Rivayette, günümüzde insanların sörf tahtaları üzerinde denizde dolaşabilmelerine, dolayısıyla topuklarıyla suyun üzerinde durmalarına işaret etmektedir (Doğrusunu Allah bilir).
|
“(Deccal’in) Önünde duman, arkasında yeşil dağ bulunacak… (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 219) Rivayette uçaklar gökyüzünde yol alırken, uçağın önünde duman, arkasında yeşil dağların görünmesine işaret edilmektedir (Doğrusunu Allah bilir).
|
“(Deccal) Öyle bir nara atacak ki, yer ile gök arasındakilerin hepsi duyacak… ” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 219) “Deccal’in nara atması”, jet uçaklarının yeri göğü inletecek şekilde büyük bir gürültü çıkarmalarına işaret etmektedir (Doğrusunu Allah bilir).
|
“(Deccal) Bulutları sağ eliyle tutacak, güneşi battığı yere kadar kavrayacak…” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 219) Rivayette uçakların yol alıp uzaklaştıkça, güneşin batışından uzaklaşmalarına, dolayısıyla uçağın görüş açısından, “güneşin batmamasına ve hatta uçak ilerledikce güneşin yeniden doğmasına” işaret etmektedir (En doğrusunu Allah bilir).
|
“(Deccal) “İşte bu güneş benim iznimle seyr eder, isterseniz onu haps edeyim” diyecek… bunun üzerine güneşi haps edecek… (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 219-220) Ahir zamanda bulutla güneşin kapatılabileceği haber verilmiştir. Nitekim 2. Dünya Savaşı’nda da bu teknoloji kullanılmıştır.
|
Deccal’in zuhurundan üç yıl önce, son derece buhranlı günler olacak, açlık hüküm sürecektir. Birinci yılda Allah göğe yağmuru hapsetmesini emredecek…
(Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 220)
Rivayette haber verilen, ahir zamanda yaşanacak olan bu durum gerçekleşmiştir. Dünya çapında insanlar ekonomik açıdan büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Dünyanın pek çok yerinde savaşlar, çatışmalar, terör ve şiddet eylemleri sürmekte; pek çok insan zorluk, sıkıntı ve açlık gibi zor şartlar içerisinde yaşamaktadır. Yine rivayette belirtilen kuraklık da dünya çapında etkisini göstermiştir. |
“(Deccal) Bir adama musallat olup öldürecek onu ikiye ayıracak… Sonra aralarından geçip “İşte gördünüz, şimdi ben onu dirilteceğim…” diyecek. (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 220) Rivayette ahir zamanda teknolojinin ve tıbbın gelişimine işaret edilmektedir. Deccal devrinde insan vücudunun iki parçaya ayrılıp, daha sonra bu parçaların tekrar biraraya getirilmesinin mümkün olacağı anlatılmaktadır. Nitekim günümüzde insanların kalp, karaciğer gibi iç organları vücutlarından çıkarılmakta, daha sonra tekrar yerleştirilerek insanlar yeniden canlandırılabilmektedirler.
|
“(Deccal’in) O’nun iki gözü arasında (kafir) yazılıdır. Okumak bilen de bilmeyen de rahatlıkla bunu okuyacak…” Nitekim diğer rivayetlerde de bu kelime hece harfleriyle (K.A.F.R.) şeklinde varit olmuştur… (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 226) Deccal’in yüzündeki nursuzluktan, uğursuz, itici, kirli, kriminal bir görünüme sahip olmasından yüzüne bakılır bakılmaz şiddetli kafir olduğu anlaşılacaktır. Aynı şekilde üslubu, kişiliği ve ahlakı da Deccal’in kafir olduğunun alameti olacaktır. Hadiste geçen, “… Okuma yazmayı bilen veya bilmeyen her mümin o yazıyı okuyacaktır” sözleri, halk arasında “yüzüne bakar bakmaz anlaşılıyor” deyimiyle ifade edildiği gibi, okuma bilen bilmeyen tüm insanların, yüzüne bakar bakmaz Deccal’in nursuzluğunu ve şiddetli kafir alametleri taşıdığını anlayacaklarına işaret etmektedir. Bunun yanında hadiste, Deccal’in alnında “K.A.F.R.” yazacağı haber verilmiştir. Hadisin ikinci bir anlamı olarak, bu da Deccal’in, insanları teşvik ettiği Komünizm, Anarşizm, Faşizm ve Radikalizm gibi sapkın ideolojilere işaret etmektedir (Doğrusunu Allah bilir). |