Bağnazlığın Kirli Din ve Kalitesiz Müslümanlık Anlayışı

Karanlık Tehlike Bağnazlık

bağnaz görünüm
Kuran’da kalite, sanat ve temizlik övülmüştür. Peygamberimiz (sav), Kuran’ın mükemmel uygulayıcısı olarak döneminin en kaliteli ve modern insanıydı. Bakımsız, sanatsız, görgüsüz, kalitesiz bir hayat ise Kuran dışı İslam zihniyetinin sebep olduğu manevi bir beladır.

Bağnazların, çeşitli mevzu hadislerin etkisiyle türlü iğrençlikleri mübah gören ve pisliği bir hayat şekli olarak benimsemiş yaşam tarzları beraberinde ürkütücü bir kalitesizliği de getirir. İşte bu nedenle genel olarak bir kısım İslam toplumlarında ciddi şekilde yaygınlaşmış bir kalitesizlik modası vardır. Bu kalitesizlik anlayışına göre bir Müslüman görünüm itibariyle kirli, bakımsız, özensiz, estetik ve nezaketten uzak, kaba, güzelliğe ve nezakete önem vermeyen, hatta bunlardan anlamayan bir insan modelinde ortaya çıkar. Dikkat edilirse söz konusu toplumlarda “Müslüman” denilince böyle bir görünümün hakim edilmesine özen gösterilir.

Bu insanların İslam anlayışına bakıldığında böylesine kalitesiz ve ürkütücü bir yaşam biçiminin ortaya çıkması hiç de sürpriz değildir elbette. Kadınların kaşlarını dahi almalarını yasaklayan (bu konu sonraki bölümde detaylı açıklanacaktır), yemekten sonra ellerini yıkamak yerine ellerini yalatan, içine sinek düşen çorbada şifa olduğunu iddia eden bir anlayıştan kalite beklenmesi elbette söz konusu değildir. Mevzu hadislerin biçimlendirdiği bu sahte din anlayışı o kadar yaygındır ki, bir Müslümanın güzel ve kaliteli görünmesi söz konusu kişiler tarafından tepkiyle karşılanır.

İslam adına oynanan bu oyun, bütün İslam camiasını o veya bu şekilde sarmış durumdadır ve bu ürkütücü görünüm elbette diğer toplumları tedirgin etmektedir.

Oysa Kuran’da müthiş bir kalite vardır. Peygamberimiz (sav), Kuran’ın mükemmel uygulayıcısı olarak döneminin en kaliteli ve akıllı insanıydı. Daima temizdi, en kaliteli ve en temiz kıyafetleri giyer, en nezaketli davranışı sergilerdi. Peygamberimiz (sav) bugün yaşasa, kuşkusuz ki yine bu dönemin en kaliteli insanı olurdu. Çünkü Peygamberimiz (sav)’in rehberi Kuran’dır ve Kuran, her dönemde en üstün kaliteye hitap eder.

Şunu önemle belirtmek gerekir: Kalite; parayla, mal-mülkle veya marka giysilerle sağlanacak bir şart değildir. Kalite; temizlik, özen, güzelliğe ve estetiğe değer verme, tavır, davranış, tutumda mükemmellik, şefkat ve akılcılık, saygı ve güzel ahlak ile sağlanabilecek bir özelliktir. İnsan her gün aynı kıyafeti giyebilir fakat onu her gün temiz ve özenli şekilde giydiğinde kaliteli olur. İnsan bir başkasının görüşüne katılmayabilir, fakat onun fikrine saygı gösterip ona şefkatle davrandığında kaliteli olur. İnsanın kalitesinin anlaşılacağı en önemli detaylardan biri davranışlarıdır; pisliğe, tamahkarlığa, kalitesiz tavırlara tenezzül etmeyen kişi zaten doğal olarak kalitelidir. Güzel konuşan, güzelliği öven, her fırsatta sanat ve zerafeti üstün tutan, karşı tarafa doğal olarak değer veren insan kalitelidir.

İşte kaliteyi gerektiren bütün bu özellikler büyük ölçüde İslam toplumlarında unutulmuştur. Bunun da sebebi yine, bir kısım İslam toplumlarının düştüğü en büyük hata olan Kuran’ı terk etmeleri olmuştur. Kaliteye değil çoğalmaya, sevgiye değil nefrete, temizlik ve bakıma değil pislik ve özensizliğe önem veren toplumlar meydana gelmiştir. Bunun tek ilacı Kuran’dır. Müslümanın üstün kalitesini, Kuran’dan delillerle söz konusu toplumlara göstermek şu an en acil ihtiyaçlardandır. Kuran’dan delil vermedikçe söz konusu toplumlar demokrasiden uzaklaşmaya, öfke toplumları olmaya, kalitesizliği yaygınlaştırmaya ve sanat ve temizliğe önem vermemeye devam edeceklerdir. Bu ise, her geçen gün dozajı gitgide artan ciddi bir beladır.

kalite

Kalite; parayla, mal-mülkle veya marka giysilerle sağlanacak bir şart değildir. Kalite; temizlik, özen, güzelliğe ve estetiğe değer verme, tavır, davranış ve tutumda mükemmellik, şefkat ve akılcılık, saygı ve güzel ahlak ile sağlanabilecek bir özelliktir. Gerçek Kuran Müslümanlığı bu kalite anlayışını şart koşar. Bağnazların dünyası ise alabildiğine kirli ve kalitesizdir. Kuran’a muhalefet etmenin bir sonucudur bu