İncil’deki bir sözde münafıklar, ‘dıştan güzel görünen, içi ölü, pislikle dolu badanalı mezarlara’ benzetilmiştir:
“Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislikle dolu badanalı mezarlara benzersiniz. Dıştan insanlara doğru görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve kötülükle dolusunuz.” (Matta, 23:27-28)
Dışarıdan bakıldığında münafık gerçekten güzel ve gösterişli görünebilir. Saçlarını en bakımlı, en modern, en dikkat çekici hale getirir. Bayan ise en gösterişli makyajı yapıp, erkek ise spor salonlarında vücut çalışıp, en kaliteli markaların kıyafetlerini giyip, kendilerince en havalı konuşmaları yapıp kendilerini çevrelerindeki insanlara beğendirmeye çalışabilirler. Ve belki bu, insanları Kurani ölçülerle değerlendirmeyen kimseler için, gerçekten de dikkat çekici bir özellik olabilir. Ama İncil’ de belirtildiği gibi, ‘dıştan şaşalı görünen bu insanların içleri ölüdür’. Kalpleri, kemikleri ölüdür. Dıştan gösterişli bir badana yapılmış gibi süslenmiş ama içleri pislik ile dolu bir mezar gibidirler. Dıştan insanlara iyi ve doğru gibi görünürler ama içlerinde ikiyüzlülük ve kötülükle doludurlar. Dolayısıyla ilk bakışta zahire önem veren bazı insanların beğenisini kazandıran bu gösterişli beden tümüyle aldatıcıdır. Allah münafığı ‘dıştan gösterişli duran ama içi kof olan bir kütüğe’ benzetmiştir (Münafikun Suresi, 4). Münafık özenle süslediği, itinayla koruduğu bedeniyle göz boyayarak, içindeki kofluğu, şeytanlığı, kötülüğü ve sinsiliği gizleyebileceğini sanır. Ama sonsuz adalet sahibi olan Allah buna izin vermez. Münafık Allah’ın rızasını bırakıp, dünyaya, menfaatlerine, bedenine, rahatına, konforuna önem verdikçe, Allah tüm bunları ona acı ve azaba dönüştürür.