Peygamberimiz (sav) döneminde, Müslümanların çevresinde nezaketi, ince düşünceyi, saygılı olmanın adabını bilmeyen ve bu yöndeki çirkin üsluplarıyla dikkat
çeken birçok insan vardı. Bunlar arasında müşrikler, kalbinde hastalık olanlar, görgüsüz ya da bilgisiz olanlar olduğu gibi; bu ahlaksızlığı kasten uygulayan münafıklar da vardı. Ve bu kimseler, Müslümanlara gösterdikleri bu çirkin tavırları, Peygamberimiz (sav)’e karşı da sergiliyorlardı (Peygamberimiz (sav)’i tenzih ederiz). Hatta O’na karşı, özel ve kasıtlı olarak, Müslümanlara yaptıklarından çok daha şiddetli bir ahlak bozukluğu gösteriyorlardı. Bunun sebebi ise elbette ki imansızlıkları; Peygamberimiz (sav)’e, onun sahip olduğu nimetlere, ona gösterilen saygı ve sevgiye, onun makamına ve itibarına karşı olan kıskançlıklarıydı. Kendilerini liderlik makamına çok daha fazla layık görüyor; Peygamberimiz (sav)’den sözde daha üstün, daha akıllı ve yetenekli olduklarına inanıyorlardı. Bu yüzden de ona hak ettiği saygı, hürmet ve sevgiyi göstermek, ona karşı güzel ahlaklı davranmak ağırlarına gidiyordu.
İşte bu kişiler, Peygamberimiz (sav)’e karşı saygıdan yoksun, kaba, küstah, kavgacı, saldırgan ve suçlayıcı bir üslupla ve hatta seslerini de yükseltip bağırarak konuşuyorlardı (Peygamberimiz (sav)’i tenzih ederiz). Allah Kuran’da Peygamberimiz (sav)’e karşı bu çirkin tavrı sergileyen kimseleri uyarmış ve bunun ‘Allah Katında büyük bir karşılığı olacağını’ hatırlatmıştır:
Ey iman edenler, seslerinizi Peygamberin sesi üstünde yükseltmeyin ve birbirinize bağırdığınız gibi, ona sözle bağırıp-söylemeyin; yoksa siz şuurunda değilken, amelleriniz boşa gider. (Hucurat Suresi, 2)
Allah, Peygamberimiz (sav)’in huzurunda ve ona karşı bu şekilde çirkin ve kavgacı bir üslupla konuşmalarının sonucunda, bu kimselerin o zamana kadar yaptıkları tüm salih amellerin boşa gidebileceğini bildirmiştir. Peygamberimiz (sav)’in huzurunda bu tür tavır bozukluklarından kaçınan, itidalli, saygılı bir üslupla konuşan samimi Müslümanlar için ise, ahirette büyük bir ecir olduğu haber verilmiştir:
Şüphesiz, Allah’ın Resûlü’nün yanında seslerini alçak tutanlar; işte onlar, Allah kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır. (Hucurat Suresi, 3)
Kuşkusuz ki Peygamberimiz (sav) zamanında yaşanan her olay, buna dair Kuran’da bildirilen her hüküm, o dönemden sonra yaşayacak her Müslüman toplumu için de yol göstericidir. Kuran’da tarif edilen, Peygamberimiz (sav)’e karşı gösterilmesi gereken ‘saygı ve hürmet adabı’, bugün de iman edenlerin birbirlerine ve onlara manevi önderlik eden üstün ahlaklı kimselere karşı göstermeleri gereken saygı şeklinin nasıl olması gerektiğini bize anlatmaktadır.