O (Hz. Mehdi (a.s.))bir süre onlardan uzaklaşacak, böylece dalalet ehli ayrılacaktır. Öyle ki cahil şöyle diyecek: Allah’a ulaşmak konusunda al-i Muhammed’e (Peygamberimiz (s.a.v.)’in soyundan birine)) ihtiyaç yoktur.” (Gaybet-i Numani, sf. 161) |
Allah insanlık tarihi boyunca her kavme, hak dini, güzel ahlakı, ahiretin varlığını, dünya hayatının geçiciliğini anlatacak peygamberler ve elçiler göndermiştir. Allah bu elçileri vesile ederek insanları hidayete ve hak dine davet etmiştir.
Hz. Mehdi (a.s.)’de Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından Hicri 1400’de geleceği müjdelenmiş olan insanların hidayetine vesile olacak bir elçidir. Allah, Hz. Mehdi (a.s.)’nin eliyle deccaliyet sistemini; Darwinizm, materyalizm, komünizm, faşizm gibi insanlara acı, huzursuzluk ve savaş getiren, tüm dünyayı kana ve gözyaşına boğan bu şeytani sistemleri fikren etkisiz hale getirecektir. Hz. Mehdi (a.s.) döneminde insanlar Allah’a iman edecek, Kuran ahlakını benimseyecek, Peygamberimiz (s.a.v.)’in sünnetine uygun yaşayacak, barış, kardeşlik, birlik ve huzur içinde olacaklardır.
Ancak bu ortamın öncesinde Hz. Mehdi (a.s.); bir süre talebeleriyle birlikte gözlerden uzak bir yaşam sürecektir. Bu süreçte, talebeleri arasında kendini Müslüman gibi gösteren ancak gerçekte iman etmeyen münafıklar çıkacak bunlardan bazıları Hz. Mehdi (a.s.)’nin yanından; “Allah’a iman etmek için Peygamber (s.a.v.) soyundan bir kişiye ihtiyacımız yok,…” türünde misaller vererek ayrılacaklardır. Tarih boyunca Allah’ın peygamberlerinin, elçilerin, müceddidlerin, müçtehidlerin, büyük alimlerin, mürşitlerin inkarcılar tarafından kabullenilmemesi gibi talebeleri arasından çıkan bazı münafıklar da Hz. Mehdi (a.s.)’yi kabullenmek istemeyeceklerdir:
Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden öncekiler de yalanlandı; … (Fatır Suresi, 25) |
Oysa ki, din ahlakından uzaklaşıldığı, kötülüğün, şiddetin, adaletsizliğin ve ahlaksızlığın arttığı zamanlarda Allah; toplumlara hak dini anlatacak, onları haram eylemlerden sakındıracak ve iyiliği emredecek peygamberler, elçiler, müceddidler, mürşitler, hidayet önderleri göndererek insanları din ahlakına davet etmiştir.
Ey Ademoğulları, içinizden size ayetlerimi haber veren elçiler geldiğinde, kim sakınırsa ve (davranışlarını) düzeltirse işte onlar için korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır. (Araf Suresi, 35) |
Ahir zamanda; fitnenin, kötülüğün iyice arttığı, haramların helal, helallerin haram sayıldığı böyle bir dönemde de Allah, Hz. Mehdi (a.s.)’yi ahir zamanın en büyük müceddidi (yenileyen, her yüz yıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük âlim), hakimi, mürşidi ve kutb-u azamı olarak gönderecektir.
Üstad Said Nursi Hazretleri, Hz. Mehdi (a.s.)’nin ahir zamanın büyük fesadı zamanında gönderileceğini Mektubat’ında şöyle bildirmiştir:
“Cenab-ı Hak; … ahirzamanın en büyük fesadı zamanında; elbette en büyük bir müçtehid, hem en büyük bir müceddid (ihtiyaç olduğunda âyet ve hadislerden hüküm çıkaran büyük İslâm alimleri ve önderleri), hem hakim, hem Mehdî, hem mürşid, hem kutb-u a’zam (zamanın en büyük dini lideri) olarak bir zat-ı nuranîyi (nurlu bir şahsı) gönderecek ve o zat da, Ehl-i Beyt-i Nebevîden Hz. Peygamber (s.a.v.)’in soyundan) olacaktır.” (Mektubat | Yirmi Dokuzuncu Msektup | sf.49)
Hz. Mehdi (a.s.) insanlar arasında Kuran-ı Kerim ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in sünnetiyle hükmedecektir. Münafıklar ve Allah’ı inkar edenler ne kadar engellemeye çalışsalar da Hz. Mehdi (a.s.) Allah’ın izniyle görevini en güzel şekilde yerine getirecektir.
Hadiste ayrıca “al-i Muhammed” ifadesiyle, Hz. Mehdi (a.s.)’nin Peygamberimiz (s.a.v.)’in soyundan olduğuna da bir keze daha dikkat çekilmiştir.