“Lanetli Museviler” Yanılgısı

Genel Karanlık Tehlike Bağnazlık

İlk olarak, “bütün Museviler lanetlidir” gibi bir yakıştırma Allah’ın adaleti ve Allah’ın yarattığı din ile kesin olarak uyuşmayan bir ifadedir. Birincisi, Musevilik hak bir dindir ve Müslümanların da bir peygamberi olan Hz. Musa (as)’a indirilmiştir. Allah Kuran’da, Museviliğin ve Musevilerin var olduğunu belirtir, samimi Musevileri över ve Kuran’a göre Müslümanları, tüm Kitap Ehlini sevmekle ve onları korumakla sorumlu tutar. Bazı Kuran ayetlerinde İsrailoğulları’na ve Kitap Ehli’ne doğrudan hitap vardır. Buna göre, Museviler ve Hristiyanlardan da Kuran okuyanlar ve Kuran’dan öğüt alanlar olacaktır. Oysa bir bağnaza göre bir Musevinin elinde Kuran bulundurması tahayyül bile edilemez.

İkincisi, tüm insanlar bu dünyaya imtihan olmaya gelmişlerdir. İmtihanlarının sonucuna göre ahiretteki konumları belirlenecektir. Allah dünya hayatının bir deneme olduğunu ayetinde şu şekilde haber verir:

O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır. (Mülk Suresi, 2)

Dolayısıyla, bir Müslüman da aynı imtihana tabidir, bir Musevi de. Musevi bir ailede doğmuş dünyadan habersiz bir çocuğun lanetli olduğunu iddia etmek, Allah’ın adaletine kesin olarak aykırıdır. Bir kavmin toptan lanetlenmesi düşüncesi putperest inançlarda olan sapkın bir kavramdır. Henüz imtihan olmamış bir çocuğun ne olursa olsun lanetli olduğunu düşünmek, böyle bir adaletsizliği Allah’tan ummak (Allah’ı tenzih ederiz), Allah’ın adaletini, şefkatini, merhametini anlamamış olmak demektir. Fakat “Museviler lanetlidir” iddiasıyla ortaya çıkanlar, küçük-büyük ayırt etmeksizin bu sapkın mantığı her Museviye karşı kullanabilmektedirler. Peki bağnazlar, “Museviler lanetlidir” iddiasına Kuran’dan nasıl delil getirmeye çalışırlar?

Bakara Suresi 88. Ayetin İncelenmesi:

Dediler ki: “Bizim kalplerimiz örtülüdür.” Hayır; Allah, inkarlarından dolayı onları lanetlemiştir. Bundan dolayı pek azı iman eder. (Bakara Suresi, 88)

Önceki ayetlere bakıldığında, buradaki hitabın Hz. Musa (as)’ın kavminden, yani Museviler arasından bir topluluğa yapıldığı anlaşılmaktadır. Buradaki topluluğun lanetlenme gerekçesi ise ayette çok açık şekilde belirtilmiştir: “inkarlarından dolayı”…

Buradaki topluluk, Museviliğe ihanet etmiş olan, önceki ayetlerden anlaşıldığı kadarıyla peygamberleri dahi öldürecek kadar azgınlaşmış olan inkarcı bir topluluktur. Kuran’da nasıl Müslüman toplulukların içinden çıkan saldırgan inkarcılar lanetlenmişse, aynı şekilde Musevilerin arasından çıkan saldırgan, toplum düzenini ve barışını bozan inkarcılar da lanetlenmektedir. Dolayısıyla ayete göre lanetli olanlar isyankar, saldırgan, zalim inkarcılardır, Museviler veya Müslümanlar değil.

Nisa Suresi 155. Ayetin İncelenmesi

Kesin söz vermeleri dolayısıyla Tur’u üstlerine yükselttik ve onlara: “Bu kapıdan secde ederek girin” dedik ve onlara: “Cumartesinde haddi aşmayın” da dedik. Ve onlardan kesin bir söz aldık. (Nisa Suresi, 154)

Onların kendi sözlerini bozmaları, Allah’ın ayetlerine karşı inkara sapmaları, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: “Kalplerimiz örtülüdür” demeleri nedeniyle (onları lanetledik.) Hayır; Allah, inkarları dolayısıyla ona (kalplerine) damga vurmuştur. Onların azı dışında, inanmazlar. (Nisa Suresi, 155)

Önceki ayetlerde Kitap Ehlinden inkarcı bir kavim tarif edilmekte, yaptıkları tüm taşkınlıklara rağmen Allah tarafından affedilen bu topluluktan alınan söz ise Nisa Suresi 154. ayette açıklanmaktadır. Nisa Suresi 155. ayette ise bu topluluğun verdikleri sözü bozdukları, inkara saptıkları, peygamberleri haksız yere öldürdükleri bildirilmektedir. Lanetlenme sebepleri budur.

Bu ayetlerin devamında yine Musevi topluluğundan bahsedilmekte ve Allah, Musevilerden kafir olanlarla derin imana sahip olanları ayrı tutmaktadır:

Ancak onlardan (Musevilerden) ilimde derinleşenler ile mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar, Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz. (Nisa Suresi, 162)

museviler, tevrat

Allah, ayette açıkça samimi olan Musevileri ayrı tutmuştur ve onlara “büyük bir ecir vereceğini” bildirmiştir. Allah’ın mükafatlandıracağını belirttiği ve övdüğü bir Musevi topluluğu, kim, nasıl lanetli kılabilir?

Musevilerden kafir olup da azgınlıkta bulunanların hükmü başkadır. Tıpkı Müslümanların arasındaki kafir ve azgınların hükmünün başka olması gibi. Fakat Allah, ayette açıkça samimi olan Musevileri ayrı tutmuştur ve onlara “büyük bir ecir vereceğini” bildirmiştir. Allah’ın mükafatlandıracağını belirttiği, cennetle müjdelediği ve övdüğü bir Musevi topluluğu, kim, nasıl lanetli kılabilir? Allah onları övmüşken, bir insan nasıl ortaya çıkıp da “tüm Museviler lanetlidir, onların hepsini öldürmek lazım” gibi bir iddiada bulunabilir? İşte bağnazların sorunu, Allah’ı takdir edememeleri, Kuran’ı anlamamaları ve sonraki satırlarda inceleyeceğimiz konuyla ilgili uydurma hadislerin tuzağına düşmüş olmalarıdır.

Burada önemli bir noktaya tekrar dikkat çekelim: Bir insan dünyada inkarcı olabilir, fakat münafıklık yaparak fitne çıkarmadığı, dindar insanlara eziyet etmediği, mazlumlara saldırmadığı, saygılı ve dürüst bir hayat sürdüğü müddetçe daima Müslümanların koruması altındadır. Bu yine, Kuran ile Müslümanlara verilmiş bir yükümlülüktür. Fakat söz konusu ayetlerde lanetlenmiş olanlar, içinde yaşadıkları dindar topluluğa ihanet etmiş, yani münafıklık yapmış, hatta peygamberleri öldürmüş azgın kişilerdir. Allah, peygamberleri öldürmelerini lanetlenme sebebi olarak görmüş, aynı zamanda onları “ahidlerini bozan” yani ikiyüzlü şekilde münafıklık yaparak iman edenleri arkadan vuran bir topluluk olarak tanımlamıştır. Bu insanlar Hz. Musa (as) ve dindar Museviler için de tehdit oluşturmuşlardır. Yani bu inkarcı kişiler, Musevi bir topluluk içinden çıktıkları veya sadece inkar ettikleri için değil, Allah’a karşı suç işledikleri için Allah’ın Katında lanetlidirler. Aradaki bu farkın çok iyi anlaşılması gerekmektedir.