“Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi.” (Buhari Tıp5/1, Hanbel 3/107, 163)
“Sizden birinizin içeceği (ve yiyeceği) içine sinek düştüğü zaman, o kişi onun her tarafını batırsın, sonra çıkarsın (atsın). Çünkü sineğin iki kanadının birisinde hastalık, öbüründe de şifa vardır…” (Diyanet Yayınları, Cilt 9, s.70 ve d. Hadis no. 1365))
İbnu Abbas radıyAllahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Biriniz yemek yeyince, yalamadıkça veya yalatmadıkça elini (mendile) silmesin.” (Buhari, Et’ime 52; Müslim, Eşribe 129, (2031); Ebu Davud, Et’ime 52, (3847)).
Resulullah (sav)’a yağa düşen fareden soruldu. Aleyhissalatu vesselam: “Onu ve etrafındaki kısmı atın, yağınızı yiyin!” buyurdu. [Buhari, Vudu 67, Zebaih 34; Muvatta, İsti’zan 20, (2, 971, 972); Ebu Davud, Et’ime 48, (3841, 3843)]
Burada sadece birkaç tanesi örnek verilmiş olan bu sahte hadisler, bağnaz zihniyetin insanlara ne kadar büyük bir rezalet ve pislik içinde bir yaşam sunduğunun önemli delillerindendir. Bu uydurma hadislerle bağnazlar, Peygamberimiz (sav)’e bile kendilerince iftira atabilecek büyük bir cesarette bulunurlar. Bu sahte, fakat bağnazlar tarafından uygulanan hadisler aynı zamanda bu kişilerin temizlik ve görgü anlayışlarını da gözler önüne sermektedir.
Kuran’a göre Müslümanlar temiz olmakla, evlerini temiz tutmakla, temiz giyinmekle ve temiz yiyecekler yemekle yükümlüdürler. Kuran’a göre Müslümanlar temizdirler fakat müşrikler pistirler. Kuran’ın dışında bir hayat yaşayan, Allah’ın indirdiğinin dışında bir din getiren ve bu sebeple de şirk içinde olan bağnazlar da kuşkusuz bu tanıma dahil olurlar. |
Böylesine bir iğrençliğe Allah asla izin vermemiştir. Kuran’a göre Müslümanlar temiz olmakla, evlerini temiz tutmakla, temiz giyinmekle ve temiz yiyecekler yemekle yükümlüdürler. Kuran’a göre Müslümanlar temiz fakat müşrikler pistirler. Kuran’ın dışında bir hayat yaşayan, Allah’ın indirdiğinin dışında bir din getiren ve bu sebeple de şirk içinde olan bağnazlar da kuşkusuz bu tanıma dahil olurlar. Allah şöyle haber vermiştir:
Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler … (Tevbe Suresi, 28)
… Allah, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar. (Yunus Suresi, 100)
Görüldüğü gibi Allah ayetlerde “akıl erdiremeyen” bir topluluktan bahsetmektedir. Aklını kullanamayan topluluk, Kuran’daki gerçeklere rağmen hurafelere uyan bağnazları çok iyi tarif eder. Ellerinde Kuran olmasına rağmen başka bir din üreten ve körü körüne ve sahtekarca olduğunu bilmelerine rağmen, akıllarını kullanmayarak bu hurafelere uyan toplulukların üzerine Allah “iğrenç bir pislik” vermektedir. Bu gerçekten de böyle olmakta, bağnaz topluluklar, akılsızlıkları neticesinde yukarıdaki mevzu hadislerde geçen iğrençliklere inanmakta ve pislikle dolu bir hayat yaşamaktadırlar.
Elbette aralarında cehalet ve bilgisizlik nedeniyle istemeyerek bu hayatı yaşayan kişiler de bulunur, ki bunlar çoğunluktadır. Onları söz konusu akılsız bağnaz topluluğundan ayrı tutmak gerekir. Onların doğruyu bulması için, bu kitapta detaylı açıklanan bilgilere, yani Kuran’dan delillerle bir eğitime daima ihtiyaç vardır.
Kuran’a göre Allah’ın Müslümanlardan istediği, çok detaylı ve kusursuz bir temizlik anlayışı içinde olmalarıdır. Kuran’da Müslümanları temizliğe çağıran ayetlerden birkaçı şu şekildedir:
Elbiseni temizle. Pislikten kaçınıp-uzaklaş. (Müdessir Suresi, 4-5)
Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır. (Bakara Suresi, 168)
…Daha ilk gününden takva temeli üzerine kurulan mescid, senin bunda (namaza ve diğer işlere) durmana daha uygundur. Onda, maddi ve manevi temizlenmeyi içten-arzulayan adamlar vardır. Allah temizlenip arınanları sever. (Tevbe Suresi, 108)
Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O’na kulluk ediyorsanız, (yine yalnızca) Allah’a şükredin. (Bakara Suresi, 172)
İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Onda onlar için tertemiz kılınmış eşler vardır… (Nisa Suresi, 57)
Sana, kendilerine neyin helal kılındığını sorarlar. De ki: “Bütün temiz şeyler size helal kılındı…” (Maide Suresi, 4)
Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı… (Maide Suresi, 5)
De ki: “Allah’ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?” De ki: “Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır.” Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız. (Araf Suresi, 32)
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor… (Araf Suresi, 157)
Hani Biz İbrahim’e Evin (Kabe’nin) yerini belirtip hazırladığımız zaman (şöyle emretmiştik:) “Bana hiçbir şeyi ortak koşma, tavaf edenler, kıyam edenler, rükua ve sücuda varanlar için Evimi tertemiz tut.“ (Hac Suresi, 26)
Müslümanlara temizliğin emredildiği ayetler Kuran’da çok fazladır. Burada sadece birkaç tanesine yer verdik. Araf Suresi 32. ayette ise özellikle dikkat çekilen önemli bir nokta vardır, o da Müslümanlara ziynetleri haram kılanlar olduğu gibi, temiz rızıkları da haram kılanların var olduğudur. Gerçekten de bağnazların yaşam tarzına dikkatli baktığımızda, temizliği Müslümanlara haram kılanların yine bağnaz zihniyetteki bu insanlar olduğunu görürüz.
Kuran’a göre bir Müslüman en temizdir, en bakımlıdır, en temiz ve modern giyinen olmalı, temiz yiyecek yemeli, yaşadığı yeri temiz tutmalıdır. Yani her anında tertemiz olmalıdır. Peygamberimiz (sav) olağanüstü titizdi. Böylesine titiz olan Peygamberimiz (sav)’e yukarıda bahsettiğimiz tarzda mevzu hadislerle iftira atılmaya çalışılması Allah’ın Katında kuşkusuz ki büyük bir suçtur. Fakat bağnazlar, bu gerçekten habersiz gibi davranırlar.
Mevzu hadislerin yanlışlığını göstermek için Peygamberimiz (sav)’in gerçek uygulamalarına bakalım. Peygamberimiz (sav)’in temizliği ve temizliğe titizliği konusundaki bazı sahih hadisler şöyledir. (Bu hadisler Kuran ile mutabık oldukları için sahih kabul edilmektedir):
“Müslümanlık temizdir, kirsizdir. Siz de temiz olun, temizlenin, Zira cennete temizler girer.” (G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. Cilt, / Deylemi)
Mümin pis olmaz. (Buhari, Gusul/276)
Herşeyi iyi temizleyin! Temizlik imana, iman da cennete götürür. (Taberani)
Temizlik imanın yarısıdır. (Müslim)
Hz. Selmân R.A. anlatıyor: “Tevrat’ta okudum; “Yemeğin bereketi, yemekten sonra (el ve ağzı) yıkamadadır” diyordu. Bunu Resûlullah (s.a.v.)’e söyledim: “Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonraki yıkamalardadır!” buyurdular.” (Ebu Davud, Et’ime 12, (3761); Tirmizi, Et’ime 39, 1847)
Sarmısak yiyen, kokusu gitmeden mescidimize yaklaşmasın, insanın rahatsız olduğu şeylerden melekler de rahatsız olur. (Taberani)
Elbiselerinizi yıkayın, fazla kıllarınızı temizleyin, dişlerinizi temizleyin, temiz, güzel giyinin! Nezafet sahibi olun! (İbni Asakir)
Sarımsak veya soğan yiyen kimse bizden ve mescitlerimizden uzak dursun, evinde otursun.” (Buharî, Edeb, 76)
Namazın anahtarı temizliktir. (Tirmizi)
Güzel giyinin ki, Allah’ın size verdiği nimetlerin eseri görülsün! (Taberânî)
(Bahr-ür-raık)da buyuruluyor ki: Cemal, çirkinliği gidermek vakar sahibi olmak ve şükretmek için nimeti göstermek demektir. Allahü Teâlâ cemal sahibi olmayı övmektedir. Cemal için temiz, güzel giyinmek mubahtır. (Oruç bahsi)
Allah bir kuluna nimet verdiğinde, o nimetin eserinin o kulun üzerinde görülmesini sever. [Taberânî]
Ebu Süfyan radıyAllahu anh anlatıyor: “Bana Ebu Eyyûb el-Ensâri, Câbir İbnu Abdillah, Enes İbnu Mâlik haber verdiler ki, Tevbe suresinin 108. ayeti -ki meal-i şerifi şöyledir: “Orada maddi ve manevi pisliklerden temizlenmeyi seven kimseler vardır. Allah da çokça temizlenenleri sever” nazil olduğu vakit Resûlullah: “Ey Ensar cemaati! Allah sizi temizlik hususunda övmektedir, (bu övgüye sebep olan) temizliğiniz nedir?” diye sordular. Onlar da: “Biz namaz için abdest alırız, cünüblüğe karşı yıkanırız” dediler. Aleyhissalâtu vesselâm: “Övgü işte bunun için! Buna devam edin!” buyurdular.” (Kütüb-i Sitte, 6066)
Hz. Enes anlatıyor: “Bana kadın ve güzel koku sevdirildi, gözümün nuru namazda kılındı.” (Nesâî, İşretu’n-Nisâ 1, (7, 61))