Rabbimiz elçileriyle, gönderdiği kitaplarıyla insanları hep doğru yola çağırmakta, inkardan dönüp, iman etmeleri için her topluma tekrar tekrar uyarıcılar göndermektedir. Bu Rabbimiz’in çok büyük bir lütfudur.
Allah iman edip, imanlarını güçlendirmeye niyet eden kullarına da çok büyük kolaylıklar dilemekte, onları türlü yollarla desteklemektedir. Ayetlerde Allah’ın iman edenlere bu desteği şu şekilde haber verilmektedir:
İşte Allah’a iman edenler ve O’na sarılanlar, onları Kendisi’nden olan bir rahmetin ve bir fazlın içine yerleştirecektir ve onları Kendisi’ne varan dosdoğru bir yola yöneltip-iletecektir. (Nisa Suresi, 175)
Rabbiniz’den bir fazl istemenizde sizce sakınca yoktur. Arafat’tan hep birlikte indiğinizde Allah’ı Meş’ar-ı Haram’da anın. O, sizi nasıl doğru yola yöneltip-ilettiyse, siz de O’nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan evvel sapmışlardandınız. (Bakara Suresi, 198)
Ancak şunu da unutmamak gerekir ki insanın hidayet bulması da ancak Allah’ın dilemesiyle olur. Sonsuz merhamet sahibi olan Rabbimiz dilediği kullarını seçer, onların kaderine hidayeti yazar ve hidayetlerini artırır:
Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musibet (hiç kimseye) isabet etmez. Kim Allah’a iman ederse, onun kalbini hidayete yöneltir. Allah, her şeyi bilendir. (Teğabün Suresi, 11)
Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam’a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir. (Enam Suresi, 125)
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu Kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir. (Nur Suresi, 35)
Gerçekten Allah, kafirlerin hileli-düzenlerini boşa çıkarıcıdır. (Enfal Suresi, 18)
İnsanların büyük bir bölümü hidayet bulmadan önce çok büyük bir kaos ve kargaşa içindedir. Üzüntü, sıkıntı, kıskançlık, ümitsizlik, kin, nefret gibi duygular hayatının büyük bir bölümünü kaplamaktadır. Başına gelen en ufak bir olumsuzluk kişiyi çok büyük bir melankoliye sürüklemektedir. Bu karanlık ruh hali Allah’a iman edildiğinde, sonsuz güç ve kudret sahibi olan Rabbimiz’e teslim olunduğunda bir anda ortadan kalkar. Ayetlerde bu durum “karanlıklardan nura çıkma” olarak ifade edilmektedir:
Allah, iman edenlerin velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkar edenlerin velileri ise tağut’tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır. (Bakara Suresi, 257)
O’dur ki, sizi karanlıklardan nura çıkarmak için size rahmet etmekte; melekleri de (size dua etmektedir). O, mü’minleri çok esirgeyicidir. O’na kavuşacakları gün, onların dirlik temennileri: “Selam”dır. Ve O, onlara üstün bir ecir hazırlamıştır. Ey Peygamber, gerçekten Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Ve Kendi izniyle Allah’a çağıran ve nur saçan bir çerağ olarak (gönderdik). Mü’minlere müjde ver; gerçekten onlar için Allah’tan büyük bir fazl vardır. Kafirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter. (Ahzab Suresi, 43-48)
Allah’ın insanların hayatını böyle zıtlıklarla yaratması çok büyük nimettir. İmanın ve güzel ahlakın değeri elbette böyle daha iyi kavranacaktır.