Nesih konusunu önceki bölümlerde incelemiştik. Bir ayetin başka bir ayetin hükmünü ortadan kaldırdığı iddiasının mantıksızlığını tüm delilleriyle açıklamıştık. Buradaki sorun ise, bir kısım sözde ulema ve alimlerin hadislerin bir kısmının ayetlerin hükmünü kaldırdığını söyleyecek kadar ileri gitmeleridir.
Böyle bir iddiayı ortaya atanlar aslında Peygamberimiz (sav)’e iftira etmektedirler. Peygamberimiz (sav)’in sözleri ve uygulamaları ile Kuran ayetlerinin dışına çıktığına ve Kuran dışında başka bir uygulamada bulunduğuna insanları sinsice inandırmaya çalışmaktadırlar. [Peygamberimiz (sav)’i tenzih ederiz]
Peygamberimiz (sav) Kuran’a göre hükmetmiş ve yalnızca Kuran’a göre yaşamıştır. Peygamberimiz (sav)’in Kuran’ın dışında bir helal ya da haram getirme yetkisi asla ve asla yoktur, zaten peygamberliğinin ve güçlü Allah korkusunun sonucu olarak böyle bir şeyi asla yapmaz. Yüce Allah, bunun bir gazap sebebi olduğunu ayetlerde şu şekilde belirtir.
Hiç şüphesiz o (Kur’an), şerefli bir elçinin kesin sözüdür. O, bir şairin sözü değildir. Ne az inanıyorsunuz? Bir kahinin de sözü değildir. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz. Alemlerin Rabbinden bir indirilmedir. Eğer o, Bize karşı bazı sözleri uydurup-söylemiş olsaydı. Muhakkak onun sağ-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alırdık. Sonra onun can damarını elbette keserdik. O zaman, sizden hiç kimse araya girerek bunu kendisinden engelleyip-uzaklaştıramazdı. (Hakka Suresi, 40-47)
Kuran, ayette belirtildiği şekilde “herşeyin çeşitli biçimlerde açıklaması”dır ve korunmuştur. Allah ayetinde şöyle bildirir:
… (Bu Kur’an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin ‘çeşitli biçimlerde açıklaması’ ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. (Yusuf Suresi, 111)
Kuran’da “Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah’ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Tahrim Suresi, 1) ayetinde açıkça görülebildiği gibi, Peygamberin (sav), kendi özel hayatında dahi, helal kılınanları haram kılma gibi bir yetkisi yoktur. Ayrıca pek çok ayette, “Hüküm yalnızca Allah’a aittir” (Enam Suresi, 57) ve “Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz.” (Kehf Suresi, 26) şeklinde belirterek Allah, tek hüküm koyucunun Kendisi olduğunu açıkça belirtmiştir. Allah’ın hükmü ise, Kuran’dadır.
Dolayısıyla Allah’ın vermediği bir hükmü Peygamberimiz (sav)’in vermesi mümkün değildir.
Kuran’a erişmek engellendiğinde ve Kuran’ın hükümlerinin hadisler tarafından neshedildiğini söyleyecek kadar cüret gösterildiğinde; yepyeni bir din uydurmak ve kitleleri bu dine sürüklemek de son derece kolay olmuştur. Bu yeni ve Kuran’daki İslam’dan tamamen farklı dini anlayabilmek için mevzu hadislerin bazılarını inceleyelim.
Adnan Oktar: (Hadislerin ayetleri neshettiği iddiasıyla ilgili) Adamlar Kuran’ı başka şekle sokmaya kalkmışlar. Allah’ın ayetleri için “bunların hükmü kalktı” diyor.
Neye göre? “Bana göre” diyor. Bu alenen küfür. Bu nasıl bir laf? Bir ayeti reddedince, bütün Kuran’ı reddetmiş olursun. “Bunun hükmü kalktı, bunun da kalktı, bunun da kalktı”, diyor. Bu nasıl bir Müslümanlık anlayışı? Ne kadar sevgiyi, şefkati, merhameti anlatan ayet varsa, “hükmü kalktı” diyor. Ondan sonra Hristiyanlara, Musevilere saldırmaya sıra geliyor. Musevilere ve Hristiyanlara şefkatli davrananları kafirlikle itham ediyorlar. Kaynak ne diyoruz? “Kuran” diyor. Peki Kuran’da “Allah’ın hükmü var onlara karşı müşfik, şefkatli olmamızla ilgili, bu ayetler var” diyoruz. “Onun hükmü kalktı” diyor. Neye göre? “Bana öyle geliyor” diyor. Allah’ın hükmü nasıl sana göre kalkar? Allah’ın ayetleri kıyamete kadar geçerli…
“Kur’andaki ayetler neshedildi” diye Hristiyan alemiyle, Musevilerle ve diğer Müslümanlarla bağımızı koparacak şeytani bir sistem kurmuşlar. Böyle birşey yok. Neshedilen Kuran ayeti yok. Kuran’ın tamamı geçerlidir. Bir oyun oynuyor şeytan, bu oyuna kimse gelmesin. Cenabı Allah, Kuran’da, Hıristiyanlarla ve Musevilerle evlenebilirsiniz diyor. Düşmanlık için neden yok. (Sn. Adnan Oktar’ın 27 Ocak 2017 tarihli A9 TV canlı yayınından)
KURAN MÜSLÜMANLIĞI YAŞANDIĞINDA BÖYLE KORKUNÇ VE SEVGİSİZ GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKMAZ… |
İslam adına vahşetin kaynağı bir kısım mevzu, yani uydurma hadislerdir. Bu hadis ve uygulamalar Kuran’ın içeriğine ve ruhuna tamamen terstir. İşte bu nedenle hurafelerin kaynağı olan bu hadisler deşifre edilmeli ve alınacak tedbirler akılcı şekilde belirlenmelidir. |