Allah Kuran’da bildirdiği hükümleri her şart ve ortamda, her insanın rahatlıkla uygulayabileceği şekilde kolaylaştırmıştır. Örneğin Allah rızık olarak insanlara çok fazla nimet vermiştir. Renk renk meyveler, çeşit çeşit yiyecekler, sebzeler, etler, içecekler, yemişler… Bunların her biri insanların hizmetine sunulmuştur. Ve Allah “Sana, kendilerine neyin helal kılındığını sorarlar. De ki: “Bütün temiz şeyler size helal kılındı…” (Maide Suresi, 4) ayetiyle, insanlara bütün temiz yiyeceklerin helal kılındığını bildirmiştir. Allah’ın insanlara haram kıldığını bildirdiği yiyecekler ise, ölü eti, kan, domuz eti gibi zaten insanlar için temiz olmayan ve zararlı yiyeceklerdir. Allah bir ayette şöyle buyurmaktadır:
De ki: “Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir. (Enam Suresi, 145)
Ayette haram olan yiyecekler için geçen “murdar” (pis) ifadesinin pek çok hikmeti vardır. Çünkü domuz eti gerçekten insan vücuduna zarar verecek özelliklere sahiptir. İnsana zarar verecek olan yiyeceklerin haram kılınması da insanlara sunulmuş bir kolaylık ve sonsuz merhamet sahibi olan Rabbimiz’den bir korumadır. Ve insan sadece Allah’ın emrine göre hareket etmekten sorumludur. Allah Kuran’da yasaklanan yiyeceklerden bahsederken insanın başına gelebilecek her türlü durumda nasıl davranması gerektiğini de açıklamıştır. Böylece insanların beklenmedik durumlarda tereddüt yaşamaları engellenmiştir. Bu konudaki bazı ayetler şöyledir:
Öyleyse Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal (ve) temiz olanlarını yiyin; eğer O’na kulluk ediyorsanız Allah’ın nimetine şükredin. O, size ancak ölüyü, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı haram kıldı. Fakat kim mecbur kalırsa, saldırmamak ve sınırı aşmamak üzere (yiyebilir). Çünkü gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Nahl Suresi, 114-115)
Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bakara Suresi, 185)
Bu ayetin ardından Allah’ın bağışlayan ve esirgeyen olduğunun hatırlatılması da müminler için bir rahatlık ve müjdedir. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır. Hata yapabilir, unutabilir, dalabilir, iradesiz davranabilir. Ancak, Allah, insana, samimi olarak tevbe ettiğinde kendisini bağışlayacağını ve esirgeyeceğini bildirmektedir.
Allah günde 5 vakit namaz ibadetini yerine getiren mümine de birçok kolaylık sağlamıştır. Örneğin bir insanın abdest almak için su bulamaması durumuna karşın Allah “teyemmüm etme”yi yol olarak göstermiştir ki, teyemmüm her koşulda kolaylıkla yerine getirilebilir. Allah su bulamayanların nasıl teyemmüm edeceklerini bir ayette şöyle bildirir:
“… Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.“ (Maide Suresi, 6)
Allah Kuran’da bildirilen her konuda insanlar için kolaylıklar vermiştir. Allah, sonsuz rahmeti ve merhameti ile insanlar için en kolay ve en güzel olan ibadetleri ve yaşam şeklini bildirmiş ve bunlara uyanları ise, rızası, rahmeti ve cenneti ile müjdelemiştir.
Allah Müslümanlara Ramazan ayı içerisinde oruç tutmalarını emretmiştir. Ancak Allah, ayetleriyle istisnai durumları yani hastalık, yolculuk durumlarını da açıklayarak insanlar için kolaylık dilediğini bir kez daha bildirmiştir:
“Ramazan ayı… İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur’an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah’ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz. (Bakara Suresi, 185)
Allah’ın hükümlerle ilgili ayetlerde, insanlar için kolaylık dilediğini bildirmesi, dinin kolaylığının düşünülerek anlaşılması gerektiğini de göstermektedir. Zorluk yaşayacaklarını zannederek, ibadetlerini yerine getirmekten kaçınanlar büyük bir yanılgı içindedirler ve dini yanlış tanımaktadırlar.
Nitekim Rabbimiz “… Eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı. Şüphesiz Allah güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Bakara Suresi, 220) ayetiyle de bu gerçeği insanlara bildirmektedir.
Allah’ın merhametinin başka bir tecellisi olarak, güç yetiremeyecek olanlara diğer insanlara yüklenen bazı sorumluluklar yüklenmemiştir. Fiziksel bir sakatlığı olan insanların sorumluluklarının hafifletilmesi de Rabbimiz’in sonsuz şefkatinin birer kanıtıdır.
Allah bunu bir ayetinde şöyle bildirir:
Kör olana güçlük (sorumluluk) yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur. Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse, (Allah) onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de sırt çevirirse, onu acı bir azap ile azaplandırır. (Fetih Suresi, 17)
Kuran’da bildirildiği gibi Rahman ve Rahim olan Allah dinini son derece kolay kılmıştır. İslam dini, her zaman için ve her konuda kolaylık dinidir. İnsan samimi dindar olmaya, şükredici bir kul olmaya niyet ettiğinde, din ahlakını yaşama konusunda hiçbir zorlukla karşılaşmayacaktır.