Böylece, Allah’ın va’dinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için (şehir halkına ve sonraki insan kuşaklarına) onları buldurmuş olduk. (Onları görenler) Kendi aralarında durumlarını tartışıyorlardı, (bir kısmı) dedi ki: “Onların üstüne bir bina inşa edin, Rableri onları daha iyi bilir.” Onların işine galip gelen (sözleri geçen)ler ise: “Üstlerine mutlaka bir mescid yapmalıyız” dediler.
(Kehf Suresi, 21)
Bu ayet Kehf Suresi’nde kıyamet alametlerine ve ahir zamana yönelik çok önemli işaretler olduğuna açıkça dikkat çekmektedir.
Kehf Ehli’nin insanlar tarafından bulunması ise, iyi insanların iyilerle kendiliğinden buluşacaklarına, birbirlerinden uzakta bulunsalar da bir gün mutlaka biraraya geleceklerine işaret olabilir. Allah, “… Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri biraraya getirecektir. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir” (Bakara Suresi, 148) ayetiyle de aynı gerçeği haber vermiştir.
Ayette ayrıca, insanların, Kehf Ehli’nin bulunduğu yere bir mescid yaptırmak hakkında konuştuklarından da bahsedilmektedir. Bu ayette, iyi ve güvenilir insanların hayatlarını geçirdikleri yerlere binalar ve mescidler yapmanın makbuliyetine dikkat çekilmektedir. Bunun amacı hem sevilen insanları yadetmek, hem de bu vesile ile o mekanları bir nevi eğitim ve ibadet yeri haline getirmektir. Bu sayede faydalı düşüncelerin ve güzel ahlakın insanlar arasında yaygınlaşması sağlanacaktır.
Bu gibi yerler, iman edenlerin biraraya gelecekleri ve birlikte Allah’ın adını anacakları mekanlar olacaktır.
Kuran’da pek çok ayette mescidlerde yalnızca Allah’ın anıldığına ve mescidlerin önemine dikkat çekilmektedir. Allah ayetlerde şöyle buyurmaktadır:
Onlar, yalnızca; “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır. (Hac Suresi, 40)
Şüphesiz mescidler, (yalnızca) Allah’a aittir. Öyleyse, Allah ile beraber başka hiçbir şeye (ve kimseye) kulluk etmeyin (dua etmeyin, tapmayın). (Cin Suresi, 18)
“Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar veya dinlerine geri çevirirler;” (Kehf Suresi, 20)
ADNAN OKTAR: İşte küfür çok azgın, saldırgan, kendi inancına zorla çevirmek istiyor. Mesela müşrik yobaz, “İlla ki müşrik ve yobaz olacaksın” diyor. Komünist diyor ki, “İlla ki komünist olacaksın.” Halktan ailelerden bir kısmı da, “Dini de unut, Allah’ı unut, sadece geçim ve hayatın peşine git.” diyor. Bu da ayrı bir din, geçim dini, hayat dini bu da ayrı bir dindir. Adama, “Nedir hedefin?” diyoruz, “Ekmek kazanmak” diyor. “Hayatta gayen nedir?” diyorsun, “Ekmek parası kazanmak” diyor. “Sen niçin yaşıyorsun?” diyorsun, “Ekmek parası kazanmak için yaşıyorum” diyor. “Ekmek için yaşıyorum” ne demek? İnsan Allah için yaşar. Tabii cahilliklerinden bilgisizliklerinden söylüyorlar bunu.
“Böylece, Allah’ın va’dinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için (şehir halkına ve sonraki insan kuşaklarına) onları buldurmuş olduk.” (Kehf Suresi, 21)
Sonunda insanlar onu bulacaklar. “Şehir halkı”, demek ki büyük bir şehirdeler. Mağara var ama, şehrin ortasında bir mağara olduğu anlaşılıyor. Şehir halkı bulduğuna göre. Şehir halkı bütün hepsi dağa çıkmaz, şehrin içinde buluyorlar, şehrin içinde bir mağara olduğu anlaşılıyor. Tabii doğrusunu Cenab-ı Allah bilir. Ama sembollerden, verilen delillerden bunları anlıyoruz.
… Kıyametten bahsedildiğine göre, ahir zamanda olan olaylar. Kıyametten bahsediliyorsa, ahir zamanla bağlantılı bir olaydır, bunu açıkça burada anlıyoruz. Duhan Suresi’nde olsun, diğer ayetlerde olsun bu konu açıkça görülür. Kuran’ı tertil üstüne, yavaş yavaş, her ayeti ayrı okuyacaksın. Yani bütün ayeti bitirmek değil de ayetteki cümleleri okuyacaksın. Vahyin inişi de öyle biliyorsunuz. “Tertil üstüne” diyor Cenab-ı Allah, yavaş yavaş geliyor. Kalbine ilka oluyor yahut doğrudan vahyediliyor, ama anlaşılması için tertil üzerine okunması, yavaş okunması önemlidir Kuran’ın, hikmetin anlaşılması için. Camilerde bağıra bağıra Arapçasını okuyup geçiyor. Bir kişi orada Arapça bilmez, Arapça’yı bilen de hikmetini anlayamaz, o kadar süratli okursan. Sürekli orada müziğinin peşinde oluyor, yani onu kaideli okumanın peşinde. Hikmetinin, özünün peşinde olmuyor çoğu. (A9 TV, 23 Mayıs 2015 )