Münafığın kendini yüceltmek ve kendince Müslümanlardan daha üstün olduğunu vurgulamak için kesintisiz olarak uyguladığı eylemlerden biri de ‘ukalalık ve bilmişlik yapmak’ tır. Kendisini küfre beğendirebilmek için sürekli olarak bilgisini ve kültürünü artıran münafık, bu birikimini Müslümanlar arasında da bir sükse ve büyüklük unsuru olarak kullanmak ister. Oysaki Müslümanlar için ‘kimin daha bilgili olduğu değil; kimin daha dindar, kimin Allah’ı daha çok seven ve Kuran ahlakını daha titiz uygulayan olduğu’ önemlidir. Fakat büyüklük hırsı içindeki münafığın şuuru bu gerçeğe karşı kapalıdır. Müslümanlar arasında da, kendince onlara ‘ne kadar çok bilgiçlik taslarsa ve ne kadar çok bilgice onların üstüne çıkarsa, kendini o kadar üstün konuma getirebileceğini’ sanır.
Münafık bu ahlak bozukluğunu, özellikle de Peygamberlere, elçilere ya da Müslümanların manevi liderliğini üstlenmiş olan insanlara karşı uygular.Çünkü bu kimseler ‘Müslümanların değer verdikleri, manevi bir önder olarak gördükleri, akıllarına, imanlarına, vicdanlarına en çok güvendikleri’insanlardır. İşte münafık da, bu kimseleri kendince Müslümanlara ‘güçsüz ve bilgisiz göstermeye çalışarak’, onların bu kişilere olan saygı, güven ve bağlılıklarını kırmak ister. Oysaki Allah Peygamberlerini, elçilerini ve veli kullarını bilgi ve hikmet yönünden güçlendirmiş; onlara Kendi Katından ‘özel bir akıl ve anlayış’ vermiştir. Dolayısıyla da münafık ne kadar çabalarsa çabalasın, Allah’ın elçileri aleyhinde yürüttüğü faaliyetlerinde başarılı olması asla mümkün değildir. Ama münafık Allah’ın bu adetullahından gafil haldedir. Bu nedenle de elinden geldiğince aleyhteki bu çabalarını sürdürür.
Münafık genellikle Müslümanlardan uzak durmayı ve yalnız kalmayı tercih eder. Onların sohbet ve dostluk ortamlarına ise hiçbir zaman katılmak istemez. Ama bir yandan da, bir şekilde ‘bilgisini onlara gösterip, onlara karşı büyüklük taslamak, onlardan üstün olduğunu vurgulamak’ ister. Bu amaçla yanlarına gittiğinde de mutlaka hemen her cümlesinde bir ‘ukalalık ve bilmişlik’ yapar ve onlara ‘bilgiçlik taslamaya’ çalışır.
Dikkat çekici olan ise, bildikleri konuların neredeyse tamamının son derece gereksiz detaylardan oluşmasıdır. Sadece bunları bildiği için insanlardan daha üstün konuma geleceğini sanması ise, işte münafığın ‘ne kadar akılsız olduğunu’ açıkça ortaya koyar.